Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 105. maddesinin birinci fıkrasında; bu Kanunun iştirakçilere ait çeşitli hükümlerinin tatbikinde; emeklilik hakkı tanınan bir vazifeye ilk defa tayin sırasında kurumlara gösterilen nüfus hüviyet cüzdanlarında yazılı doğum tarihlerinin, eğer 18 yaş tamamlandıktan sonra yaş düzeltilmesi yapılmış ise, 18 yaşın doldurulduğu tarihdeki doğum tarihlerinin, dul ve yetimler hakkındaki hükümlerin uygulanmasında da, dul ve yetim aylıklarına hak kazanıldığı tarihlerde, bunların kayıtlı bulundukları nüfus idarelerindeki doğum tarihlerinin esas tutulacağı, ikinci fıkrasında; nüfus hüviyet cüzdanlarındaki doğum tarihleri ile nüfus kayıtlarındaki doğum tarihleri arasında fark varsa, nüfus kayıtlarındaki tarihin, birden...

    düzeltilmesi yapılmış ise, 18 yaşın doldurulduğu tarihdeki doğum tarihlerinin, dul ve yetimler hakkındaki hükümlerin uygulanmasında da, dul ve yetim aylıklarına veya (Toptan ödeme)ye hak kazanıldığı tarihlerde, bunların kayıtlı bulundukları nüfus idarelerindeki doğum tarihlerinin esas tutulacağı, ikinci fıkrasında; nüfus hüviyet cüzdanlarındaki doğum tarihleri ile nüfus kayıtlarındaki doğum tarihleri arasında fark varsa, nüfus kayıtlarındaki tarihin, birden fazla nüfus kaydı bulunanların bu kayıtları arasında fark varsa, tarihi eski olan kaydın; sonraki kaydın idare veya kaza mercilerinden verilmiş bir karar ile yapılmış veya düzeltilmiş olması halinde ise, kararların nüfus kayıtlarına henüz geçirilmemiş olsa bile iştirakçiler için bu kararın 18 yaşının doldurulmasından evvel alınmış olmak şartıyla bu kaydın esas olacağı; kuralına yer verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın nüfus kaydındaki anne baba isimlerinin, doğum tarih ve yerinin, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının, keşideciye atfen bankaya verilen bilgilerle aynı olması, evlenerek gittiği kaydın İstanbul ili Şişli İlçesi Feriköy kasabası olması, aynı kayıttan 31.10.2006 tarihinde boşanarak geldiğinin anlaşılması karşısında çeki keşide eden şahıs ile sanığın aynı kişi olduğu, soyadındaki farklılığın medeni hal değişikliğinden kaynaklandığı, çek karnesinin verildiği tarihin medeni hal değişikliğinden önceki bir tarih olabileceği gibi, çekin ileri tarihli keşide edilmesinin de mümkün olduğu anlaşılmakla tebliğnamede onama isteyen düşünceye iştirak edilmeyerek; Sanık hakkında yargılamaya devam olunması ve atılı suçun unsurlarının gerçekleşmesi halinde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya...

        in nüfus kütüğünde 01.04.2003 olan doğum tarihin 15.08.2001 olarak düzeltilmesini istemişler, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Yargılamanın son oturumuna katılan Cumhuriyet Savcısının sicil numarasının gerekçeli kararın başlık kısmında yanlış yazılmış olması doğru değil isede, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden mahkemenin gerekçeli kararının başlık bölümüne yer alan "Cumhuriyet Savcısı ... ..."...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 196 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinde doğum tarihin 1954 yerine 1950 olarak yazıldığını, malik kaydının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesini istemiş, 30.10.2014 tarihli duruşmada taşınmaz maliki olarak görünen 1950 doğumlu ... oğlu ... ile kendisinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istediğini bildirmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....

            Ayrıca nüfus müdürlüğünden yapılan araştırma sonucunda ''... oğlu ...'' isminde bir şahsın bulunduğu bildirilmiştir.Bu şahsın nüfus kaydı incelendiğinde doğum tarihinin 01.07.1876 yılı olduğu, 15.06.1960 yılında öldüğü, tapu malikinin ölüm tarihi olduğu şerh düşülmüş tarihle bu tarihin birebir uyuştuğu, oysa ki doğum tarihi 1956 olan davacının 16.08.1974 tarihli kadastro tespit gününde 18 yaşında olduğu anlaşılmakla, şu hali ile yapılan düzeltme mülkiyet nakline neden olabilecek bir sonuç hasıl eder duruma girdiğinden ve tapu kaydında düzeltme yapılırken bir başkasına ait mülkiyetin diğer bir kişiye aktarılmasına sebebiyet verilmemesi gerektiğinden, bu durumda davanın mülkiyet ihtilafına ilişkin bulunduğu ve ancak tapu malikine husumet yöneltilerek açılacak bir tapu iptali ve tescil ile çözümlenebileceği düşünülmeksizin,yazılı olduğu gibi karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

              Davacı tarafça T3 İl Müdürlüğüne verilen 12/02/2020 tarih emeklilik talebi konulu yazıda bağ-kur kayıtlısı olarak kurumda kaydının bulunduğunu, her ne kadar nüfus kaydında doğum tarihi 05/05/1979 olarak görünse de bunun gerçek doğum tarihi olmadığından ekte sunduğu Şemdinli Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile doğum tarihini 05/05/1968 olarak değiştirdiğini, bu nedenle gerçek doğum tarihi üzerinden işlem yapılması ile kuruma kayıtlı olduğu tarih ve yatırdığı prim gün üzerinden gerçek yaşı olan 05/05/1968 tarihi dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılmasını ve gerçek yaşı üzerinde işlem yapılmasını talep etmiş, davalı kurum tarafından verilen cevapta davacının işe başladığı tarih olan 18/05/1995 tarihinde nüfus kütüğünde olan doğum tarihin esas alınacağı bu tarihten sonra yapılan yaş düzeltmelerinin dikkate alınmayacağın belirterek davacının talebinin reddedildiği görülmüştür....

              yaş düzeltilmesi yapılmış ise, 18 yaşın doldurulduğu tarihdeki doğum tarihlerinin, dul ve yetimler hakkındaki hükümlerin uygulanmasında da, dul ve yetim aylıklarına veya (Toptan ödeme)ye hak kazanıldığı tarihlerde, bunların kayıtlı bulundukları nüfus idarelerindeki doğum tarihlerinin esas tutulacağı, ikinci fıkrasında; nüfus hüviyet cüzdanlarındaki doğum tarihleri ile nüfus kayıtlarındaki doğum tarihleri arasında fark varsa, nüfus kayıtlarındaki tarihin, birden fazla nüfus kaydı bulunanların bu kayıtları arasında fark varsa, tarihi eski olan kaydın; sonraki kaydın idare veya kaza mercilerinden verilmiş bir karar ile yapılmış veya düzeltilmiş olması halinde ise, kararların nüfus kayıtlarına henüz geçirilmemiş olsa bile iştirakçiler için bu kararın 18 yaşının doldurulmasından evvel alınmış olmak şartıyla bu kaydın esas olacağı kuralına yer verilmiştir....

                E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfusta doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 1- 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde ilgililerin nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açma hak ve yetkisine sahip oldukları hükmü mevcuttur. Bu tür davalarda basit yargılama usulü uygulanmakta olup, mahkemelerce resen (doğrudan) araştırma esastır. Mahkeme yaşı düzeltilmesi istenenin talebi ile bağlı değildir. Mahkeme'nin, kamu düzenine ilişkin bulunan resmi sicilleri (nüfus kayıtlarını) doğru oluşturmak mecburiyeti vardır. Bunun için mahkemece yaş düzeltilmesi talep edilmesi halinde re'sen araştırma yapılması gereklidir....

                SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasından “...’ın doğum tarihinin 11.3.1937 olduğunun anlaşılması ile tapu kaydında bu tarihin esas alınmasına ve bu şekilde düzeltilmesine” sözcüklerinin hükümden çıkartılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu