AŞ.’den 20.03.2007 tarihinde hidrolik eskavatör ile kırıcı satın aldığını, makinelerin 23.03.2007 tarihinde teslim edildiğini, 09.04.2007 tarihinden itibaren eskavatörün ünitesi olan kırıcıda hidrolik arızalarının meydana geldiğini, bu arızaların sürekli tekrar ettiğini, servis tarafından yapılan müdahalelere rağmen sorunun nedeninin ortaya çıkarılamadığını, eskavatör makinenin orijinal kırıcı tesisatlı olması gerektiğini, satış şartlarında bu durumun şart koşulmuş olmasına rağmen makineye satış öncesinde kırıcı tesisatı çekildiği ve taraflarına orijinal tesisatlı diye teslim edildiğini, sorunun da tamamıyla bundan kaynaklı olabileceğinin düşünüldüğünü, dolayısıyla hileli satışın sözkonusu olduğunu, makineden mevcut arızalar nedeniyle yararlanamamanın süreklilik arz ettiğini ileri sürerek PC300-7 Komatsu Hidrolik Eskavatör ve Furukowa-F35 Hidrolik Kırıcının birebir aynısı ve yenisi ile değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde satış tarihinden itibaren ürünler bedeli olan...
Sanıkların katılan firmadan finansal kiralama sözleşmesi kapsamında, Mastas MST444 marka kırıcı tesisatlı kanal kazıcı ve yükleyici ve Mastas klimalı kırıcı tesisatlı kanal kazıcı ve yükleyici kiraladıkları, kira bedellerinin vadesinde ödenmemesi üzerine katılan şirket tarafından sanıklara kira bedellerini ödemesi, aksi halde sözleşmenin feshedileceği, fesihten itibaren de 5 gün içerisinde kiralanan malın kendilerine iade edilmesi yönünde ihtar çekildiği, ihtara rağmen borçların ödenmemesi nedeniyle sözleşme feshedildiği halde sanıkların kiralanan makina ve ekipmanları süresinde iade etmemek suretiyle üzerlerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; 1-Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazının incelenmesinde, Sanığın sürenin sonunda ihtarnameye konu borcu ödemediği gibi finansal kiralamaya konu makineyi de teslim etmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşıldığından, mahkemenin...
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341, 346 ve 352. maddesi uyarınca kararın kesin olması nedeniyle davalı erkeğin müşterek çocuk Tahsin Yağız lehine hükmolunan iştirak nafakasına yönelik İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE, 2- Davalı erkeğin müşterek çocuklar Sude Nur ve Görkem Efe lehine hükmolunan iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 3- Davalı erkek tarafından yatırılan 80,70- TL istinaf karar harcının alınması gereken 179,90- TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,20- TL nin davalı erkekten alınarak Hazineye irat kaydına, 4- Davalı erkek tarafından yatırılan 220,70- TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 5- Davalı erkek tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK’nın 155/2,62/1,52/2-4 ve 51/1-3 maddeleri uyarınca mahkumiyet Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Gerekçeli karar başlığında suç tarihi olarak, katılan şirket tarafından gönderilen ihtarnamenin sanığa tebliğ edildiği 22/08/2007 tarihinden itibaren 60 günlük süre ile bu süreyi takip eden 5 günlük sürenin sona erdiği 27/10/2007 tarihi yerine, 2010 yılı yazılmış ise de, bu hususun mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür....
Bu nedenle davalı tarafın istinaf kanun yoluna başvurma talebinin kesin karara ilişkin olması nedeniyle HMK nun 341/4 ve 352- (1)-b maddeleri gereğince usulden reddine reddine oy birliği karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olayda; Bilirkişiler tarafından hazırlanan 06/20/2021 tarihli raporda "idrak çağında olan ve görüş beyan edebilen müşterek çocuklar Emine Nur, Hacı ve Alptuğ Akbaş'ın velayetlerinin davacı babaya; bakım ve gözetiminin sağlanıyor olması, bulunduğu ortamda mutlu ve huzurlu olması ve kardeş bütünlüğünün sağlanması gerekliliği nedeniyle Hüseyin Eymen Akbaş'ın velayetinin de davacı babaya verilebileceği" yönünde görüş bildirildiği, duruşmada dinlenen müşterek çocuklar Emine Nur, Hacı ve Alptuğ'un velayetlerinin babaya verilmesini kabul ettikleri, davalının müşterek çocuklar Emine Nur, Hacı ve Alptuğ'un velayetlerinin davacıya verilmesini kabul ettiği ancak müşterek çocuk Hüseyin Eymen'in velayetinin kendisinde kalmasını istediği, sosyal inceleme raporunda müşterek çocukların tamamının velayetinin babaya verilmesi yönünde görüş bildirildiği, çocukların iradesi ve kardeş bütünlüğünün sağlanması ilkesi dikkate alındığında müşterek çocuklar Emine Nur, Hacı, Alptuğ ve Hüseyin Eymen Akbaş'ın...
, Afra Nur ve Aleyna Ebrar ' ın velayetlerinin davalı anneden alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
kapısını tekmeleyerek hakarette bulunduğunu ileri sürerek, olay nedeniyle yaptığı masraflar için 10.000 TL maddi ve -10.000....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davası olmasına karşın mahkemece, hatalı değerlendirme neticesinde, cana kast, pek kötü ve onur kırıcı muamele hukuki nedenine dayalı boşanma davası olarak değerlendilirip, davanın reddine karar verildiğini, feragat tarihinden sonra 19/12/2018 tarihinde davalı tarafından müvekkiline şiddet uygulandığının, tanık beyanları ile doğrulandığını, bu konuda her ne kadar C.Savcılığı tarafından takipsizlik kararı verilmiş ise de, bu kararın müvekkiline şiddet olmadığını göstermeyeceğini, kaldı ki her iki tarafın da boşanmak istediklerini, mevcut durumda davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle red kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
davranış olarak kabul edildiğinden birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 163 üncü maddeleri uyarınca boşanmalarına, birleşen dosyada kadının zina, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış, suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme sadakatsizlik nedeni ile açmış bulunduğu karşı boşanma davasında ise dava konusu ettiği olayların çoğunun ana dosyada ileri sürülen iddialar olduğu bunun dışında erkeğin sadakatsiz davrandığı ve zina yaptığı, suç işlediği, haysiyetsiz hayat sürdüğü, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranışlarda bulunduğu iddiası da ispat olunamadığından kadının karşı davasının reddine, tarafların her ikisinin de ortak çocuğun velâyetini talep etmesi nedeni ile dosyada bir kaç defa sosyal inceleme raporu alındığı, en son tarafların velâyet konusundaki çekişmeleri nedeni ile sosyal inceleme uzmanı, psikolog ve pedagog marifeti ile çocuğun okuduğu okulda dahil olmak üzere öğretmenleri ile ve taraflarla ve çocuk ile görüşülerek rapor tanzimi istenildiği,...