Davalı-k.davacı kadına vekili istinaf dilekçesi ile; erkeğin hakaret ve darbı sonucunda nişanını bozulduğunu, kusur tespiti yapılmadan karar verilmesinin yerinde olmadığını, kadının nişanın bozulması ile işinden olduğunu, nişan aşamasında yaptığı masraflar olduğunu, manevi olarak üzüldüğünü maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, ayrıca sadece bileklik ve pırlanta yüzüğün nişandan önce sevgililik aşamasında alındığını ayrıca kadın tarafından iade edildiğini, kabul kararının yerinde olmadığını, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE : Dava; nişanın bozulması nedeniyle TMK 122. maddesi gereğince hediyelerin geri verilmesi, karşı dava ise nişanın bozulması sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişan hediyelerinin aynen veya bedeli 7765,00 TL maddi,5000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Birleşen dava dosyasında ise; maddi tazminat hakları saklı tutularak 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın reddine; birleşen davanın kısmen kabulü ile 3000,00 TL manevi tazminatın tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davacı (birleşen dosya davalısı) tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda kadın tarafından talep edilen ve nişanın bozulmasından kaynaklanan maddî tazminatın miktarı 6.500,00 TL, nişanın bozulmasından kaynaklanan manevî tazminatın miktarı ise 7.500,00 TL olup bu miktarlar ayrı ayrı karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalmakla bu talepler ve bu taleplere bağlı olarak hükmedilen vekâlet ücretlerine ilişkin kararlar kesindir....
Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Bir kere nişanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi taraflar için zorunlu hale getirebilecek şekilde manevi tazminata hükmedilemez. Ancak, nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise, bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Somut olayda; davalı (karşılık davalı) nişanın bozulması nedeni ile kişilik haklarının etkilendiğini, büyük acı ve ızdırap duyduğunu idda etse de, bu iddiasının ispatı için tanık beyanlarına dayanmış, dinlettiği tanıklar ile de, bu iddiasını ispat edememiştir. Buna göre, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde manevi tazminat isteminin kısmen kabülüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Ne var ki, davacı nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; davalının salt nişanın bozulmasına sebebiyet vermesi nedeniyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nişanın bozulmasından kaynaklanan ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir. Davacı, evleneceği inancı ile davacı taraf ile düğün yapıp bir dönem birlikte yaşamalarına rağmen evlilik sonucunun davalı ve ailesinden kaynaklı nedenlerle manevi tazminat, çeyiz eşyaları ile ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelin tahsilini istediği, davalının evlilik sonucu doğmamasında kusurlu tarafın davacı taraf olduğunu ayrıca ziynet eşyalarının da davacı tarafta kaldığını belirterek davanın reddini savunduğu, Mahkemece ziynet eşyalarının iadesi ile manevi tazminat taleplerinin reddine, çeyiz eşyalarına yönelik davanın tefrikine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nişanın Bozulması Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminata ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.01.2010 (çrş.)...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/03/2018 NUMARASI : 2017/784 ESAS 2018/363 KARAR DAVA KONUSU : Nişanın Bozulmasından Kaynaklı Maddi Tazminat KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı davalı asıl tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla HMK’nın 353. maddesi gereğince duruşma yapılmadan incelenmesine karar verilerek HMK’nın 355. maddesi gereğincede; istinaf dilekçesinde yazılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak dosya incelendi, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 29.08.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 31.08.2016 tarihinde nişanlandıklarını, davalının nişanlı olmasına rağmen müvekkili ile görüşmek istemediğini, telefonlarına dahi bakmadığını, müvekkilini azarladığını, müvekkili ve ailesinin davalının nişanı bozduğunu anladıklarını, kısa süre sonrada başkası ile evlendiğini, nişanda takılan davaya konu altınları ve alınan cep telefonlarını iade etmediğini iddia...
Davalı, davacı ile görücü usulü ile tanıştığını, davacıya ısınamadığını, bir ay sözlü kaldıktan sonra nişan yapıldığını, davacının nişan için verdiği şeylerin tamamını davacıya iade ettiklerini, talep edilen tazminatı ödeyecek maddi imkanının olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının nişan nedeniyle yaptığı 2.500,00 TL düğün salonu kiralama gideri ve 900 TL nişanlık elbisesi gideri olmak üzere 3.400,00 TL maddi tazminat ile 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafça temyiz edilmiştir. Dava nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. 1-TMK'nın 122.maddesine göre, nişanlılık evlenme dışında bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir. Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz....
Davalı, aralık ayının 19 ve 20'sinin düğün günü olarak kararlaştırıldığını, düğüne az bir süre kala davacı tarafça nişanın bozulduğunu, nişanda gelen hediyelerden bir kısmı olan 2 yarım ve 16 çeyrek altının bozdurularak bir bilezik yaptırıldığını, kalan kısmının davacı tarafından alıkonulduğunu, nişanı bozma sebebi olarak davacının istemediğinin söylendiğini, sonradan davacının başkası ile nişanlandığını, davacı nişanı kendisi bozduğundan ve zararını ispat edemediğinden asıl davanın reddi ile karşı davası ile; nişanın davacının kusuru nedeniyle bozulmuş olması ve nişanın bozulması sebebiyle yaşadığı psikolojik çöküntü, duyduğu elem ve ızdırap neticesinde 15.000 TL manevi tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....