DAVA KONUSU : Nişanın Bozulması Nedeniyle Hediyelerin Geri Verilmesi KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacılar vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı Bahri ile davalının 15.01.2021 tarihinde nişanlandıkları, nişan ilişkisinin taraflarca 19.07.2021 tarihinde sona erdirildiği, müvekkillerinin nişan hediyesi olarak karşı tarafa vermiş olduğu ziynet eşyaları, altınlar, takı ve aksesuarlar ile eşyaların müvekkillerine iade edilmemesi üzerine bu davanın açılması gerektiği belirtilerek T2 tarafından hediye edilen trabzon altın hasırı takımı içerisinde yer alan 90,24 gram bilezik, 59,3 gram gerdanlık, 8,52 gram küpe, 6,4 gram yüzük ve 11,2 gram pullu altın zincir, 37 gram altın zincir ve kilit kolye ucu, 14,4 gram normal altın zincir, 12,945 gram gramise altın ile pırlanta safir takım ( pırlanta kolye, küpe, yüzük ), T1 tarafından hediye edilen pırlanta takım ( kolye, küpe ) ayrıca T3 tarafından...
Nişanın bozulması nedeniyle mutat dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir. Alışılmış (mutat) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemez. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutat dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Somut olayda; hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda, bir tane 14 ayar yüzüğün ve bir tane ... marka kol saatinin alışılmışın dışında olmayan hediye sayıldığı; mahkemece, rapor benimsenerek, bu eşyaların bedeli yönünden davanın reddedildiği anlaşılmaktadır....
Davacı, yargılamada düğünde kendisine takılan ziynet ve paraların iadesini istemektedir. Ancak davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanları ile kanıtlayamamıştır.Bu konuda dinlettiği tanıkları davacıya düğün sırasında takılan ziynet eşyaları ve para konusunda beyanda bulunmuşlar, davalının bunları davacının elinden aldığı ve sonrasında iade etmediği konusunda bir şey söylememişlerdir. Davacı kadın iddiasını tanık beyanları ile kanıtlayamamış ve yemin deliline de dayanmamış olduğundan mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Davacı tarafın dava dilekçesinde iade istemine konu ettiği ziynet alacağı istemi yönünden yapılan incelemede mahkememiz huzurunda her iki tarafın da davaya konu ziynet eşyalarının davacı tarafından davalıya nişan hediyesi olarak takıldığı kabul edilmiş olup tanık beyanları ile de bu durum ayrıca tasdik edilmiştir. TMK.nun 122.maddesine göre, nişanlılık evlenme dışında bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, mutad (alışılmışın) dışındaki hediyeler geri istenebilir. Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenir. Alışılmış mutad hediyelerden kasıt; giyilmekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının evlilik birliği içinde davalılar tarafından alıkonulduğunu, evi terk ederken kendisine verilmediğini ileri sürmüş, davalılar ise altınları almadıklarını, davacı tarafından götürüldüğünü savunmuşlardır. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalıların zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu veya evde kaldığını ispat yükü altındadır. Olayda, davacı kadın dava konusu ettiği ziynet eşyalarının davalılar tarafından alıkonularak kendisine iade edilmediğini dosyaya sunduğu deliller ile kanıtlayabilmiş değildir....
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... vd. aralarındaki ziynet eşyasının iadesi davasına dair ... Asliye ... (Aile) Mahkemesinden verilen ....07.2014 günlü ve 2013/124 E-2014/227 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen ........2015 günlü ve 2015/4788 E.-2015/16227 K.sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... aralarındaki ziynet eşyasının iadesi davasına dair ... 3.Aile Mahkemesinden verilen 21.05.2014 günlü ve 2013/90 E-2014/618 K.sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 05.11.2015 günlü ve 2015/13360 E-2015/17295 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet eşyasının iadesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin iadesi isteğine ilişkin olduğuna ve davada mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir talepte bulunulmadığına göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; mahkemenin bu davada görevli olmadığını, dosyanın aile mahkemesinde görülmesi gerektiğini, dava dilekçesinde iddia edilen nişan merasimi sırasında takılan ziynet eşyalarının ve zarf içerisindeki paraların ancak bu hediyeleri bizzat veren kişilerce istenilebileceğini, nişanın bozulması halinde nişan masraflarının istenilemeyeceğini, davacının henüz düğün merasimi yapılmadan müvekkili ile cinsel ilişki yaşamakta ısrar ettiğini, müvekkilinin bu talebe olumsuz cevap vermesi sonucunda kendisinin bakire olup olmadığından ve başkası ile ilişkisinin olup olmadığından şüphelendiği için ilişkiye girmek istediğini belirttiğini, bu nedenlerle davacının davasının reddine, davalının kendi kusurları ile nişanın bozulmasına sebebiyet verdiğinden müvekkili lehine nişanın haksız olarak bozulmasına sebebiyet veren davacıdan 5.000,00 TL manevi tazminatın nişanın bozulduğu 05/03/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıdan tahsiline...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı/b.davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın maddi tazminat, ziynet alacağı ve kusur yönünden hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/b.davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bileziklerin gramının davacının beyanına dayalı olarak belirlenerek değer biçildiğini, cep telefonu talebinin reddedilmesi gerekirken görevsizliğine karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğunu, manevi tazminat taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Asıl davanın konusu; nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi, birleşen davanın konusu; nişanın bozulması sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....