ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 30/01/2018 NUMARASI : 2016/172 ESAS - 2018/36 KARAR DAVA KONUSU : Nişanın Bozulması Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan incelenmesi uygun görülerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; "...davacılardan Ali ile davalının yaklaşık 1,5 yıl nişanlı kalmaları sonrası nişanın diğer tarafça bozulduğunu ve kısa bir süre sonra da davalının bir başkası ile evlendiğini, ziynet bedeli olarak 3 adet bilezik-bir altın kaplama saat-bir çift küpe-alyans dışında iki adet yüzüğün aynen iadesini, olmadığı takdirde bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak şimdilik 3.500 TL'nın dava tarihinden itibaren faizi ile tahsilini, ayrıca nişan töreni için yapılan masraflar kapsamında 3.970...
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre de ziynet eşyaları mutad dışı hediyelerindendir. Nişan hediyelerin iadesine karar verilebilmesi için, kusur şartı aranmaz.Somut olayda, davalıya takılan 7 adet çeyrek altının da iadesi davacı tarafından talep edilmiş olup, davalı da bu ziynetlerin kendisinde bulunduğunu kabul ettiğine göre, çeyrek altınların iadesi karar vermek gerekecektir.Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme sonucu ret kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,13/12/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı ve Ziynet Eşyasının İadesi ... ile ... mirasçıları; ... ve ... aralarındaki katkı payı alacağı ve ziynet eşyasının iadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair.... Aile Mahkemesinden verilen 16.12.2010 gün ve 981/1617 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi dahili davalılardan Halime Işık vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen ve davalı adına tapuda kayıtlı bulunan 2052 ada 33 parsel sayılı taşınmaza vekil edeninin katkıda bulunduğunu açıklayarak 15.000,00 TL katkı payı alacağının davalıdan tahsiline ve vekil edenine ait ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ...'in mirasçılarından dahili davalı ......
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davacı-davalının açtığı nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi davası ile davalı-davacının karşı dava olarak açtığı nişanın bozulması nedeniyle maddî ve manevî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, TMK'nın 122. maddesine (743 Sayılı MK'nun md.86/2) göre, nişanın bozulması halinde, alışılmışın dışındaki hediyelerin aynen, mevcut değil ise, karşılığı olan bedel sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri verileceği, davacı nişanlının nişan hediyelerini bizzat takması gerekmediği, anne baba tarafından takılan takıları da davacının isteyebileceği Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin ilamında hüküm altına alındığı, nişan hediyelerinin mutat sayılabilmesi, yöresel örf ve adete göre verilen hediyelerden olması yanında maddi değerinin de günün koşullarına göre fahiş olmayan hediyelerden bulunmasına bağlı olup, bu fahişlik olgusu da daha çok tarafların mali ve sosyal durumları ile ölçülmesi gerektiği, Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre de nişan yüzüğü dışındaki altın ve ziynet eşyası mutat hediye kapsamında olmayıp iadesi gereken hediyeler olarak değerlendirildiği anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile nişan yüzüğü dışındaki 2 adet 22 ayar 50 gram...
Nişanın bozulması nedeni ile mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya anne ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir.(Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2015/16810 Esas, 2017/3203 Karar) TMK'nın 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdürler. Doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer....
Mahkemece, dava edilen eşyalar yargılamanın devamı sırasında kadına teslim edilmiş olduğundan ve eşyalar yönünden dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına; 1 adet cumhuriyet altınının mevcut ise aynen iadesi, değil ise bedeli olan 618,00 TL nin, 1 adet altın takı seti mevcut ise aynen iadesi, değil ise bedeli olan 799,00 TL'nin, 63 adet çeyrek altın mevcut ise aynen iadesi, değil ise bedeli olan 9.184,00 TL'nin, 5 adet burma bilezik mevcut ise aynen iadesi, değil ise bedeli olan 6.398,00 TL'nin, 3 adet 5 gr bilezik mevcut ise aynen iadesi, değil ise bedeli olan 898,00 TL'nin kocadan alınarak kadına verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, iadesi mümkün değilse bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Asıl davada nişan hediyelerinin aynen, mümkün olmaması halinde ise bedelinin iadesi; birleşen davada ise nişanın bozulması nedeniyle ... 15.000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı- (birleşen dosyada davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Asıl davada, nişan hediyelerinin aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ise bedeli olan 15.000 TL nin tahsili; birleşen davada ise nişanın haksız bozulması nedeniyle 15.000 TL manevi tazminatın faizi ile tahsili talep edilmiştir....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır. Davacı tüm delilleri ibraz ederek iddiasını kanıtlamak zorundadır....