Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekiline usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen, cevap süresi geçtikten sonra verdiği cevap dilekçesinde ziynetleri evi terk ederken üzerinde götürdüğünü ev eşyalarının taksitlerinin ise müvekkili tarafından ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davacı vekili dava dilekçesinde, çeyiz eşyasında yazılı eşyaların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bedelinin tahsilini istemiş, aynen iadesini istememiştir. HMK.nun 26. maddesine göre mahkeme hakimi teleple bağlı olup, ondan fazlasına veya bir başka şeye karar veremez. Bu nedenle dava konusu hüküm altına alınan çeyiz eşyalarının bedeline hükmetmek gerekirken, aynen iadesine karar verilmesi doğru deeğildir. Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır....

    Davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının kendisinden zorla alındığını iddia etmesine rağmen, karşı davaya cevap dilekçesinde ise erkeğin, kendisi hakkında altınları alarak Türkiye ye kaçtı şeklindeki sözleri nedeniyle, tekrar Almanyaya dönüp, altınları bulunduğu yerden alarak, davalı-karşı davacı erkeğe teslim ettiğini beyan etmek suretiyle, dava dilekçesindeki beyanıyla çelişmiştir. Ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı erkekte olduğunu ispat yükü, davacı-karşı davalı kadındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Yapılan yargılama ve dinlenilen tanık beyanlarından, davacı-karşı davalı kadın, ziynet eşyalarına yönelik iddiasını ispatlayamamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına ilişkin talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

      Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık davacının dava dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarının, davacının elinden alınıp davalı tarafından bozdurulup bozdurulmadığı noktasındadır. Mahkemece ziynet eşyalarının bozdurularak davalı tarafından arabasının yenilenmesi için kullanıldığı sonucuna varılmış ise de bu konuya ilişkin trafik kayıtları celp edilmeden karar verilmiştir. İkinci uyuşmazlık ise isteme konu edilen ziynet eşyalarının miktar ve nitelikleri konusundadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun dava dilekçesinde belirtilen nitelik ve adede göre düzenlendiği; dosyada bulunduğu iddia edilen CD ve tarafların sunduğu fotoğrafların bilirkişi tarafından değerlendirilmediği görülmektedir. Belirtilen bu iki uyuşmazlık hususunda araştırma ve inceleme yapılarak ondan sonra işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

        Davacı sunduğu delilleri ile bu ziynet eşyalarının konuttan ayrıldığı sırada götürmesine engel olunduğunu veya zorla elinden alındığını usulünce kanıtlayamamıştır. Bu durumda; davacının ziynetlere ilişkin iddiasını ispatlayamaması nedeniyle bu istemin reddine karar verilmesi gerekirken; kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2.b bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı kadının ziynet eşyalarının miktar ve niteliğine yönelik temyiz itirazları ile davalı erkeğin ziynet eşyası alacağı nedeniyle vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.09.2015(Prş.)...

          Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının kadın eşe ait olması hususunun doğru olduğunu, ancak uygulama ve Yargıtay içtihatlarında ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayıyla ziynet eşyalarının bozdurulup evin ihtiyaçları için harcandığının davalı tarafça kanıtlanması halinde davalı koca düğünde takılan ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulacağını, buna ilişkin Yargıtay kararlarının mevcut olduğunu, 1.602,00....

          Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu ziynet eşyalarının evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurularak bir kısmı ile araba alındığı, bir kısmının da borçların ödenmesi için harcandığı mahkemenin de kabulündedir. Buna göre; ziynet eşyalarının davacı tarafından iade edilmemek üzere verildiğini savunan davalı, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür....

            Dosyanın incelenmesinde; davacı taraf, dava dilekçesinde dava konusu ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde bedelini talep etmiş olmasına karşın, aşamalardaki (22.01.2013 tarihli celsede) beyanında ise dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini değil bedelini talep etmiş, eş söyleyiş ile talebini bedel iadesi olarak açıklamıştır. Buna karşın mahkemece, ziynet eşyalarının aynen iadesi yönünde de hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak davanın değeri itibari ile duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava ziynet eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesine yönelik olarak açılan davada, davacı vekili müvekkilinin çıkan kavga sonucu evden ayrıldığını, müşterek konuttaki ziynet ve eşyaları alma fırsatı bulamadığını, tamamının davalıda kaldığını belirterek aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2021 NUMARASI : 2020/372 ESAS - 2021/65 KARAR DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece verilen hüküm aleyhine istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili aile mahkemesine verdiği boşanma ve ziynet eşyalarının iadesi istemli dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiklerini, müvekkilinin ayrıntısı dava dilekçesinde belirtilen nitelik ve değerde ziynet eşyasını davalıya hediye ettiğini, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre nişanın bozulması halinde mutad hediyeler dışındaki hediyelerin aynen, mevcut değilse mislen istenebileceğini, nişan yüzüğü dışındaki tüm altın takı ve ziynet eşyalarının mutad dışı hediyeler olduğunu, belirterek, nişan için hediye ediyen atltınların davalıadn alınarak aynen müvekkiline iadesine, mümkün olmaması halinde ise belirsiz alacak davası olarak şimdilik 100,00- TL'nin dava tarihinden itibaren...

                Somut olayda; davacı tarafça davalılardan Feride yönünden de ziynet eşyalarının uhdesinde kaldığı iddia edilmiş, mahkemece davalı ...'nin ziynet eşyalarının alınmasından bilgisi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dinlenen tanık beyanları uyarınca dava konusu ziynet eşyalarının alınmasına ilişkin davalı ... yönünden iddia ispatlanamamıştır. O halde; dava konusu ziynet eşyalarının alınmasında davalı ...'ın sorumluluğu bulunmadığından hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davalı ... yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. C) Kabule göre de; HMK'nın 326....

                  UYAP Entegrasyonu