KARŞI OY Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık ziynet eşyalarının davalı kocada kalıp kalmadığı,davacının bu hususu kanıtlayıp kanıtlayamadığı,bunun sonucuna göre davacıya yemin delilinin hatırlatılıp hatırlatılamayacağıdır. Mahkeme ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını kabul ederek davanın kabulüne karar vermiştir. Özel Daire ziynetlerin davalıda kaldığının ispatlanamadığını belirtip kararı bozmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle davacı kadının ziynet alacağı davasındaki talep miktarı gözönüne alındığından davasının tamamen kabul edildiğinin anlaşılmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının ziynet eşyalarının kabulü nedeniyle lehine yalnızca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti takdiri ile yetinilmesi gerekirken ayrıca 1800 TL. maktu vekalet ücretine de hükmedilmesi doğru olmayıp hükmün bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden...
Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı katılma alacağı, katkı payı, değer artış payı ve birleşen ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile 105.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadından alınarak erkeğe verilmesine, birleşen mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak isteminin reddi ile ziynet alacağı istemine ilişkin davanın kısmen kabulü ile dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ile 166.016,00 TL ziynet alacağı bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir....
nın beyanına göre, beş adet 20 gram 22 ayar bileziğin geri verilmemek üzere davacı- karşı davalı kadının rızasıyla bozdurulduğu, davacı vekiline ziynet eşyaları hususunda yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasına rağmen bu hakkın kullanılmadığı, bu nedenle davacı- karşı davalı kadının rızası dışında ziynet eşyalarının alındığına dair ciddi ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından davacı- karşı davalı kadının ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline ilişkin davasının reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece kısa kararda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı erkekten alınıp, davacı-karşı davalı kadına verilmesine ilişkin hüküm kurulduğu halde gerekçeli kararda davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet eşyalarının davacı-karşı davalı kadından alınıp davalı-karşı davacı erkeğe verilmesi yönünde hüküm tesis edilerek kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (HMK m. 298/2) Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir....
Somut olayda; davacı tarafından, nişanda ve düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmı ile araba alınıp, kalan iki bilezik ile davalı tarafından satılmak amacı ile kot alındığını iddia etmiş, davalı ise; cevap dilekçesinde araba alınmasını davacı kadının istediğini, ziynet eşyalarının tarafınca ödünç olarak alınmadığını, ziynet eşyalarını daha sonra iade edileceğini söylemediğini, kadının rızası ile harcandığını savunmuştur. Bu durumda ispat yükü davalı erkekte olup, davalı ziynet eşyalarının davacı tarafça geri iade edilmemek üzere verildiğini, hibe edildiğini ispat etmek külfetine girecektir. Davalı iddiasını ispata yönelik olarak tanık dinletmiş, yine açıkça yemin deliline dayanmıştır. Yemin delili, HMK'nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir....
Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynetlerin iade edilmemek üzere erkek eşe verildiği vakıasının ispatı halinde ise, davalı erkek haklı çıkacağından, ziynetlerin kadına iade edilmemek üzere bozdurulduğunu kanıtlama yükü de erkek eşe aittir. Somut olayda; davacı kadın ziynet eşyalarının davalı tarafından elinden alındığını ve bir daha geri verilmediğini iddia etmiş, davalı erkek ise cevap dilekçesinde, düğünde takılan ziynet eşyalarından olan 1 adet küpe ile 1 adet alyansı aldığını ancak daha sonra davacı kadına iade ettiğini savunmuştur. Davalının bu savunması ile ispat külfeti bu iki ziynet açısından yer değiştirmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyaları ile paraların bir keseye konularak davalının ailesine teslim edildiğini, sonrasında ise ziynet eşyalarının işyerindeki kasada muhafaza edildiğinin davalı tarafından müvekkiline bildirildiğini, şubat ayında müvekkilinin davalıdan gördüğü şiddet nedeniyle gece yarısı müşterek evden ayrılarak ailesinin yanına sığındığını ancak davalının ziynet eşyalarını müvekkiline iade etmeye yanaşmadığını ileri sürerek ziynet eşyaları ile paraların aynen iadesini, ziynet eşyalarının iadesinin mümkün olmaması halinde ise bedelinin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; düğün gecesi müvekkili ile davacıya teslim edilen ziynet eşyalarının evdeki kasada muhafaza edildiğini, davalının iş seyahati nedeni ile evde bulunmadığı sırada evi terk eden davacının kasadaki ziynet eşyalarını da yanında götürdüğünü ileri sürerek davanın reddini istemiştir. III....
Ziynet alacağının misli eşya olması nedeniyle aynen iade talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu talebin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Satılmış'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Emine'ye geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25.10.2021 (Pzt.)...
Bu nedenle davacı tarafça davalı ...’a yemin teklif edildiğinden, bu davalıya da yemin yöneltilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca, davalı ... savunmasında 3 adet bileziğin tarafların sosyal güvencesi olmaması nedeniyle davacının rızası ile doğum masrafları için bozdurulduğunu kabul etmiştir. Ancak bu ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulup geri verilmemek kaydı ile harcandığı hususu kanıtlamadığından davalı bu ziynetleri iade ve tazminle yükümlüdür.Bu nedenle üç adet bilezik yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de; Mahkemece, 2.154 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....