Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyanın incelenmesinde; davacının 1 adet zincir takımı, beş adet yüzük, bir adet küpe, on adet tek ata altın şeklindeki ziynet eşyalarının aynen mümkün olmadığı taktirde bedelini talep etmesine rağmen mahkemece 1 adet 3.04 gram alyans yüzüğe ilişkin talebinin reddine, 1 Adet 14 ayar 12.05 gram zincir, 1 adet 2.96 gram yüzük, 1 adet 3.34 gram yüzük, 1 adet 3.00 gram yüzük,1 çift 3.90 gram küpe, 7 adet tek ata(100 lük), 7 adet 22 ayar 89,26 gram bilezikten olaşan ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, talep konusu olmamasına rağmen 7 adet 22 ayar 89,26 gram bilezikle ilgili de karar verildiği, bu haliyle talep aşılarak hüküm kurulduğu belirlenmektedir....

    276.458,63 TL olduğuna yönelik bilirkişi raporunun usule, hukuka ve dosya içeriğine uygun olduğu, davacı-davalı kadının çalışarak katkısı nedeniyle katkı payı alacağının 55.291,73 TL ( 276.458,63 x % 20) olduğu; ayrıca davacı-davalı kadının ziynet eşyalarının da kullanıldığı ziynet eşyalarının dava tarihindeki değerinin 39.107,00 TL olarak belirlendiği, davacı-davalı kadının ayrıca taşınmazdan kaynaklı ziynet eşyaları nedeniyle katkı payı alacağının 39.107,00 TL olduğu, davacının toplam taşınmaz nedeniyle 94.398,73 TL katkı payı alacağının olduğu; taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların 15 yaşında olduğu, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde dikildiği, edinilmiş mal üzerinde yasa gereği eşlerin alacak hakkı olduğu, ağaçların güncel sürüm değerinin 19.000,00 TL olduğu, davacı-davalı kadının 9.500,00 TL katılma alacağının olduğu; ev eşyalarının kişisel mal olmadığı, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alındığı, söz konusu ev eşyalarının davalı-davacı...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının kayınvalidesinin evinde kalmaya zorlandığını ve anlaşamadıkları için evi terk etmek zorunda kaldığını ve ziynetlerinin davacı tarafta kaldığını bildirerek ziynetlerin aynen iadesini veya bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili bir kısım ziynet eşyalarının davacı tarafta kaldığını savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....

        Ziynet ve Eşya Talebi Yönünden: Davacı kadına takılan ziynet eşyalarının dinlenilen ve beyanlarına itibar edilen tanık anlatımlarına göre ; davalı ve ailesi tarafından bozdurulmak üzere alındığı,geri verilmediği boşanmaya neden olan olaylarda bu ziynet eşyalarının davacı rızası dışında alınmasının etken olduğu bu nedenle davacı kadına ait ziynet eşyalarının davalı kocada kaldığı anlaşılmakla , davacı kadın yararına 100 gr bilezik,3 adet çeyrek altın,1 adet set takımından oluşan ziynet eşyasına hükmetmenin somut olaya uygun düşeceği kanaati ile talebin kabulü ile; Davacı kadın eşya talebinde bulunmuş ise de talep konusu eşyaların faturaların davalı koca üzerine olması ve aksinin davacı tarafça başka delillerle ispatlanamaması nedeniyle davalının duruşmadaki Bulaşık makinesi tencere takımı,4.lü ocak ve perde yönünden kabul beyanı ile bağlı kalınarak bu eşyalar ile ilgili talebin kabulüne karar verilmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur."...

        Mahkemece, davacı-davalı kadın, davaya konu edilen ziynetlerin davalı-davacı erkek yedinde kaldığını ispat etmek durumunda olduğu, kadının dosyaya herhangi bir delil sunmadığı ve dinlenen tanık beyanlarından da ziynet eşyalarının davalı-davacı erkekte olduğunun ispatlanamamış olduğu, bu haliyle davacı-davalı tarafın ziynet bedeline ilişkin talebini kanıtlayıcı delilinin bulunmaması sonucu davacı-davalı tarafın ziynet bedeline ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle dava reddedilmiştir. Davacı-davalı kadın, dava dilekçesinde tanık deliline ve erkeğin mal bildirimi belgesine dayanmıştır. Davalı-davacı erkeğin davaya konu ziynet eşyalarının miktarına itiraz ettiği, buna karşılık miktar olarak ihtilaflı olmayan ziynet eşyalarının ise bir kısmının gidilen düğünlerde takıldığı bir kısmının ise bozdurularak sağlık giderlerine harcındığını ileri sürmüş, ancak bunların davacı-davalı kadının açık rızası ile iade edilmemek üzere kendisine verildiğini ispatlayamamıştır....

          Dava, ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının kayınvalidesine ait kasaya konulduğunu, ayrılırken alma imkanı olmadığını belirterek davalıda kalan ziynet eşyalarının bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, ziynetleri davacının evden ayrılırken yanında götürdüğünü, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir....

            Somut olayda; davacı, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından geri iade edileceği belirtilerek elinden alındığı, akabinde bozdurulduğu, ancak bu sözünün yerine getirilmediği iddia edilmiş, davalı ise cevap dilekçesinde; davacı tarafın rızası ve kendi talebi ile düğünde takılan takıların bir kısmı ile gerekli olan ev eşyalarının alındığı, yine düğün masraflarının ödendiği, bozdurulmayan bir kısım altının ise davacı yanca götürüldüğü savunulmuştur. Bu durumda ispat yükü davalı erkekte olup, davalı ziynet eşyalarının davacı tarafça geri iade edilmemek üzere verildiğini, hibe edildiğini ispat etmek külfetine girecektir. Davalı erkek iddiasını ispata yönelik olarak tanık dinletmiş, yine açıkça yemin deliline dayanmıştır. Yemin delili, HMK'nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet ve çeyiz eşyası alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen teslimine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Mahkemece ziynet eşyalarının bozdurulması sırasında davacı kadının rızasının bulunmadığı hususunun ispat edilmediği gerekçesi ile ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Düğünde kadına takılan ziynetler bağış hükmündedir ve kadının kişisel malıdır. Ziynetlerin geri istenmemek üzere verildiği ispat edilmedikçe, bunları alan iade etmekle yükümlüdür. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, talep edilen ziynetlerin varlığı sabit olup, ziynet eşyaların erkek tarafından alınarak bozdurulduğu ispatlanmıştır. Davalı erkek bu ziynet eşyalarının kadın tarafından geri istenmemek üzere verildiğini ise kanıtlayamamıştır. O halde, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar vermek gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir....

                Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin olay günü müşterek çocuklarını da yanına alarak ayakkabı bile giymeden terlikle evden ayrıldığını, tüm çeyiz eşyalarının müşterek konutta kaldığını, düğünde takılan ziynet eşyalarının da davalının babasına ait arsada yapılan ev inşaatı için harcandığını iddia ederek, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı taktirde bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin tüm birikimlerinin evde altın olarak biriktirdiğini, davacının iddia ettiği altınlardan çok daha fazlasının davacı tarafından evde saklandığını, davalı evde yokken altınların bir kısmını annesinin evine götürdüğünü, bir kısmını da kendi babası ev satın alırken ona verdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu