Davacı kadın kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir. Davacı eş ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur. Bu sebeple ziynet eşyalarına ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi doğru olamamıştır. Temyize konu hükmün, ziynet eşyalarına ilişkin bölümünün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
Mahkemece; nafaka artırma talebinin reddine, 850 TL eşya bedelinin davalıdan tahsiline, ziynet eşyalarının talep gibi 15.000 TL bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dairemizin, 02.04.2015 tarih, 2014/11349 E. 2015/5525 K. sayılı ilamında, "Davada, ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmazsa bedelinin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. Maddesi (HUMK 388 md) hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangibir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak da getirmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde; ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyalarının bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Somut olayda; davacı, takılan ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını, iadesinin talep edilmesine rağmen satıldığı söylenerek iade edilmediğini iddia etmiş, davalı ise, cevap dilekçesinde; talep edilen setin davacı kadında olduğunu, ziynet eşyalarının işlerinin bozulması nedeni ile davacı tarafından borçlarının ödenmesi amacıyla ve bir daha geri alınmamak üzere verildiğini, bu sebeple ziynet eşyalarının bağışlandığını savunmuştur. Davacıya takılan ziynet eşyalarının, nitelik, cins ve miktarları, alınan bilirkişi raporu ve cd içeriğiyle ispat edilmiş, davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edildiği hususu ise özellikle tarafsız tanık Doğan Doğru'nun beyanı ile ispat edilmiştir....
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi-manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-birleşen davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Asıl dava, nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi; birleşen dava ve karşı dava ise, nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyalarının, kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılacağından, davacıya ait olduğunun kabulü zorunludur. Davacı düğünde takılan ziynet eşyalarının evlilik birliği devam etmekte iken rızası hilafına alındığını ve geri istediğinde kayınvalidesinin borçlar için bozdurulduğunu söylediğini iddia etmektedir. Dinlenen davacı tanıkları, düğünde takılan ziynet eşyalarından, hastaneye kaldırıldığında davacının üzerinde bulunanların, davacı ameliyata girmeden önce, davalının annesi tarafından alınarak çantasına konulduğunu, geri kalan altınların kaldıkları otelde olduğunu ve kayınpederinin almaya gittiğini hastanede kendilerine söyleyen davacının sonrasında üzerinde hiç takı görmediklerini, sorduklarında takıların bir daha kendisine verilmediğini beyan ettiğini ifade etmişleridir. Davalı tanıkları ise takıların davacıda olduğunu yönünde ifade vermişlerdir....
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davanın genel hükümlere göre görülerek işin esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken, Aile Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik nedeniyle davanın reddine kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı-davacı, davacı- davalının varlığını ve bozdurulduğunu kabul ettiği 5 bilezik dışındaki ziynet eşyalarının varlığını ve bunların rızası dışında elinden alındığını ispat edememiştir. Evlilik birliği içerisinde müşterek giderler için bozdurulan ziynet eşyalarının davalı-davacı kadının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir. Bu sebeple temyize konu hükmün kabul edilen ziynet eşyalarına ilişkin bölümü yönünden bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 2-Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup, onun kişisel eşyası niteliğindedir. Davacı kadın, ziynet eşyalarını davalının bozdurup harcadığını beyan ederek ziynet eşyalarının aynen, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerinin iadesini talep etmiştir. Davalı erkek ise verdiği cevap dilekçesinde ziynet eşyalarının bir kısmı ortak çocukları Ayşe’nin doğumunda harcandığını, bir kısmının davacının tarım-bağkur primlerinin ödenmesinde harcandığını, kalan kısmının da davacı adına alınan üç adet 2/b vasfındaki taşınmazların alımında harcandığını beyan etmiştir. Ziynet eşyalarının bozdurulduğu konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Somut olayda ziynet eşyalarının kadının prim borcunun ödenmesi ve kadına ait taşınmazların satın alınması için bozdurulduğuna ve kadının rızası ile bozdurulmak ve tekrar iade edilmemek üzere ziynet eşyalarının erkeğe verildiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır....
Bu kapsamda, davalı koca ziynet eşyalarının, annesine teslim edilmesinden bir süre sonra davacı kadına iade edildiğini (geri verildiğini) ispat etmekle yükümlüdür ve davalı bu hususu ispat edemediği takdirde ziynet eşyalarının iadesinden sorumlu olacaktır. O halde mahkemece, ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra davalı tarafa (davalının annesine) teslim edildiğinin sabit olması karşısında, davalı kocanın bu ziynet eşyalarının davacı tarafa geri verildiği yönündeki iddiasını ispat ile yükümlü olduğu gözetilerek, buna göre yapılacak değerlendirme ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine dair hüküm tesisi isabetsiz olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Davacı-davalı kadın tarafından nişanın bozulması nedeniyle maddî ve manevî tazminat, davalı-davacı erkek tarafından ise nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin iadesi ile maddî tazminat talep edilmiştir....