Eldeki davada; Orman Bakanlığı davalıya verdiği 29.06.1999 tarihli izin yazısında ve davacının da 07.07.1999 tarihli taahhütnamesinde işletme için izin talebinde bulunulan sahada her türlü bina ve yardımcı tesislerin yapımının bakanlığın onayına tabi olacağını belirtmiştir. Kaldı ki, yanlar arasındaki 09.08.1999 tarihli rödevans sözleşmesinin 2.maddesi de aynı hususu hükme bağlamıştır. Ne var ki, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu davacının bu sahada Orman İdaresinden izin almadan idare binası inşa ettiği, eleme-kırma ünitesi tesis ettiği anlaşılmaktadır. Görülüyor ki davacı, hem Orman Bakanlığının izin yazısında çizdiği çerçeveye hem de kendisi tarafından verilen 07.07.1999 tarihli taahhütnameye ve 09.08.1999 tarihli rödevans sözleşmesine aykırı davranmıştır. Bu tutum ve davranışlar, davacının kusurlu olduğunun kabulünü gerektirir. Kusurlu olan davacının, Borçlar Kanununun 97.maddesinin 1.fıkrasından yararlanarak nama ifaya izin isteme olanağı yoktur....
- K A R A R - Davacılar vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, süresinde yapı kullanma izni alınmadığını ileri sürerek, gecikme tazminatının tahsili ve binadaki eksikler ve resmi kurumlara olan borçlardan dolayı davalıya ait olan 13 numaralı bağımsız bölümün satışına izin verilerek nama ifaya izin verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, binanın bitirildiği ve oturmaya başlanıldığını, davacıların teslim almadığını, yapı kullanma izni alma taahhüdünün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, sözleşmede belirlenen sürede yapı kullanma izninin alınmadığı, belediyeden gelen cevapta, 13.12.2013 tarihli tadilat ruhsatı alındığı, belediyeye binanın teslimatının yapılmadığı, yüklenicinin edimlerini gecikmeli de olsa yerine getirdiği gerekçesiyle,davanın gecikme tazminatı yönünden kabulüne; diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Diğer taraftan yüklenici arsa sahibine karşı öncelikli edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi Borçlar Kanununun 81. maddesinden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz. Burada yüklenicinin eser sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının neler olduğuna ilişkin bazı açıklamaların yapılması gerekmektedir. Genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenici, belli bir sonucu meydana çıkararak onu iş sahibine teslim etmeyi taahhüt eder. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin "eseri meydana getirme borcu" dayanağını Borçlar Kanununun 355. maddesinden alır. Anılan hükme göre; "İstisna bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibinin) vermeyi taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder." Yasada “şey” olarak ifade edilen "eser"dir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında imzalanan harici arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince eksik işler bedeli ve gecikme cezasının tahsili ile nama ifaya izin verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ...-Dava dosyası temyiz aşamasında iken, davacı vekilince dosyaya sunulan, 01.09.2015 havale tarihli dilekçe ve eki protokolden davacı ve davalı arasında ....08.2015 tarihli sulh protokolü imzalandığı anlaşılmıştır. Sulh, 6100 sayılı HMK'nın 313. maddesi uyarınca, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme olup, aynı Yasa'nın 315. madde hükmü uyarınca, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm sonuçlarını doğurur....
Hukuk Dairesinin ... tarih, ... esas -... karar sayılı ilamı ile; Nama ifaya izin talebi hakkında hüküm kurulmamış olması, gecikme tazminatı hesabında 1 aylık su kuyusu açma süresinin hesaba katılmamış olması ve davacılara ait 4 adet dükkan yönünden talep aşılmak suretiyle kira kaybının tespit edilmesi sebepleriyle hükmün bozulduğu, bozma sonrası dosyanın ... esasını aldığı, yapılan yargılama sonucu ... tarih, ...esas, ... karar sayılı ilam ile; kira tazminatı talebinin kısmen kabulüne, nama ifaya izin talebinin kabulüne, 170.798,73.-TL harcanan ve harcanması gereken giderleri karşılamak üzere ... nolu bağımsız bölüm ile ... nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesinin davacılar tarafından satışına izin verilmesine karar verildiği, kararın temyiz sonucu Yargıtay'a gönderildiği, Yargıtay .......
Bu durumda davalının süresinde edimini yerine getirmediği sabit olduğundan davacının BK’nın 106.maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanarak anılan Yasanın 97.maddesi uyarınca nama ifaya izin istemi haklı kabul edilmelidir. Mahkemece de istem yerinde görülmüş ise de eksik işleri karşılamak üzere ./.. s.2 15.H.D. 2007/2918 2008/3237 davalıya devri gereken 1 ve 7 nolu bağımsızların satışı konusunda karar verilmemiştir. O halde mahkemece yapılması gereken iş; 1 ve 7 numaralı dairelerin eksikliklerin saptandığı tarih itibariyle rayiç değerleri bulunmalı, eksik ve kusurlu işler bedeliyle karşılaştırılarak bu miktar kadar davacılara anılan daireler hakkında satış izni verilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nama ifaya izin, tazminat, kira alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
-K A R A R- Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, davalı yüklenicinin inşaatı süresinde tamamlamadığını ileri sürerek ek sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsilini, eksik işlerin tespiti ile bunların davalı nam ve hesabına davacı tarafından yapılmasına izin verilmesini ve masraflar için davalı yükleniciye isabet eden bağımsız bölümlerin satışına izin verilmesini ve manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, inşaatın yer aldığı bölge turizm alanında kaldığından belediyece inşaatın 5 ay süreyle durdurulduğunu, C blokun yapımına başlanmamasında arsa sahibinin kusuru olduğunu,arsa sahibi davacının dairelerini teslim alarak bir kısmını sattığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, cezai şart isteminin ve nama ifaya izin talebinin kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....
Diğer taraftan yüklenici arsa sahibine karşı öncelikli edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi Borçlar Kanununun 81. maddesinden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz. Burada yüklenicinin eser sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının neler olduğuna ilişkin bazı açıklamaların yapılması gerekmektedir. Genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenici, belli bir sonucu meydana çıkararak onu iş sahibine teslim etmeyi taahhüt eder. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin "eseri meydana getirme borcu" dayanağını Borçlar Kanununun 355. maddesinden alır. Anılan hükme göre; "İstisna bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibinin) vermeyi taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder." Yasada “şey” olarak ifade edilen "eser"dir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle, peşin ödenmiş iş bedelinin iadesi ve cezai şartın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı, icra inkâr tazminatı istemiyle İİK'nın 67. maddesi uyarınca açılmış olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....