WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle, I-Davalı T3 müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin KABULÜ ile, Gündoğmuş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 02.05.2019 tarih, 2018/24 esas ve 2019/17 karar sayılı kararının müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden KALDIRILMASINA ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b,2 maddesi uyarınca bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine....

(TMK.m.175) Toplanan delillerle yeterli ve düzenli gelir getiren bir işte sigortalı olarak çalışan kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi şartları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi isabetlidir. Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler dikkate alındığında; yeterli ve düzenli gelir getiren işte çalışan ve evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olan davalı erkek yararına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartları oluşmadığından erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince davalı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi isabetli görülmemiş olup, davalı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir....

Bu karara karşı davacı kadın tarafından tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Yerel mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Ancak, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat çok olup, bozma ilamının amacına uygun bulunmamıştır....

    Tarafların müşterek küçük çocuğunun velayeti davalı babaya verilmekle TMK,182/2.madde gereğince çocuğa harcanmak üzere iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olduğu gibi SGK kayıtları, tarafların ekonomik-sosyal durumları ve dosya kapsamı itibariyle hükmedilen 250,00 TL iştirak nafakası da hakkaniyete uygundur. Davacı kadının iştirak nafakası verilmesi ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, müşterek çocuk Sema için aylık 400 TL tedbir - iştirak nafakası takdirine, davalı davacı kadın için aylık 700 TL yoksulluk nafakası, 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat takdirine, davalı davacının ziynet eşyaları ile ilgili talebinin reddine karar verilmiştir....

    şekilde yoksulluk nafakası takdir edilmesi de doğru görülmemiştir....

    Kadına Verilen Tedbir Nafakası Yönünden davacı tarafından tedbir nafakası yönünden kararın istinaf edildiği anlaşılmakla, Boşanma veya ayrılık davası açılınca taraflar ayrı yaşama hakkını kazandıklarından (TMK m.197/2) hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davacı erkek evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK.186/son)....

    Bozma ilamına uyulmasına karar veren ilk derece mahkemesi; bozma kapsamındaki iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve maddî tazminat miktarı haricinde; kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarlarını da artırmıştır. İlk derece mahkemesinin ilk kararında kadın ve çocuklar yararına aylık 250 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş ve Dairemiz ilamının (1.) bendi ile hüküm tedbir nafakası miktarları yönünden onanarak kesinleşmiştir. Kadın ve çocuklar yararına hükmedilen aylık 250 TL tedbir nafakası yönünden kesin hüküm oluşmuştur. Durum böyle iken, ilk derece mahkemesince bozma sonrası yapılan yargılama sonucu verilen kararda kadın ve çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarlarını artırması doğru görülmemiş ve kararın bu yönden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

      Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına TMK 169.maddesi kapsamında hükmedilen tedbir nafakası miktarlarında herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocukların ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince müşterek çocuklar yararına hükmedilen nafakaların dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar tedbir, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olduğu anlaşılmakla hükmedilen tedbir nafakası miktarlarında isabetsizlik görülmemiş, ancak iştirak nafakası miktarlarının az olduğu kanaatine varılarak mahkememizce müşterek çocuklar yararına aşağıda belirtilen miktarlarda iştirak nafakasına hükmetmek gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davaların birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davası açılmış, davalı-davacı kadın ise, 08.01.2016 tarihinde açtığı birleşen davasında, Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca tedbir nafakası talep etmiştir. Mahkemece, erkek tarafından açılan boşanma davasında kadın yararına tedbir nafakası (TMK m. 169) verildiğinden bahisle, kadının birleşen nafaka davasının reddine karar verilmiştir. Dava ve birleşen dava birbirinden bağımsız ayrı davalardır ve davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak gerekir (HMK m. 297/2)....

        UYAP Entegrasyonu