-2- Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere ( elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK 186/1. madde), geçimine (TMK 185/3. madde), malların yönetimine (TMK 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215. maddeleri) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK 185/2. madde) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK 169. madde). O halde; Türk Medeni Kanununun 169, 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince bu hususta verilen karar ve hükmedilen nafakanın miktarı isabetlidir. Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım, eğitim ve korunmasına dair giderlere katılmakla yükümlüdür....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece bozmadan önce kurulan ilk hükümde, davacı kadın eş yararına 7.500 TL yoksulluk nafakası, 350.000 TL maddi tazminat ve 250.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Kararın, taraflarca temyizi üzerine, Dairemizin 09.09.2013 tarihli ilamı ile maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası çok bulunarak, hüküm bu yönlerden davalı erkek eş yararına bozulmuş, davacı kadın eşin karar düzeltme isteği de reddedilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak, yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere bozmanın amacına uygun olmamıştır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 50. 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat (TMK md. 174/1-2) ile yoksulluk nafakası (TMK md 175) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
(TMK. md. 328/1) Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. (TMK.md. 328/2) Ergin çocuk, koşulları varsa ana ve babasından yardım nafakası talebinde bulunabilir. (TMK. md. 364) Tarafların müşterek çocuğu ... 30.06.2010 tarihinde ergin olmuş olup, öğrenim hayatı da devam etmemektedir. O halde ergin olduğu tarihe kadar iştirak nafakası, takdiri ile yetinilmesi gerekirken, usulünce açılmış bir dava bulunmadığı halde yardım nafakasına da hükmedilmiş olması doğru değildir. Ancak bu yön yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. (HUMK. md. 438/7) SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 5. bendinde yer alan “...'...
Mahkemece kadına ailesinden kalan mirasın ne kadar olduğu, bankada mevduatının bulunup bulunmadığı, bu mirasın boşanma halinde kadını yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususları araştırılarak sonucuna göre yoksulluk nafakası (TMK m. 175) hakkında hüküm tesisi gerekirken, bu hususta eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada; TMK. nun 197. maddesi uyarınca davacı eş için 400 TL yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk için 300 TL iştirak nafakası talep edilmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı eş için 350 TL yoksulluk, müşterek çocuk için ise 150 TL iştirak nafakasına karar verilmiş; hüküm, davalı eş tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacı ... ile davalı ... evli olup, ayrı yaşamda haklılık nedeniyle davacı ile ergin olmayan müşterek çocuk için nafaka talebinde bulunulmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle istenilen nafakalar tedbir nafakası niteliğindedir(TMK. md. 197)....
Bu husus gözetilmeden tam kusurlu kadın yararına koşulları oluşmadığı halde yoksulluk nafakası (TMK m. 175) verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Tam kusurlu davalı-karşı davacı kadın ayrı yaşamakta haklılığını ispatlayamamış olup kadının tedbir nafakası davasının (TMK m. 197) reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Gülser'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Murat'a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.05.2018 (Çar.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, reddedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına yönelik temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın ön inceleme aşamasından sonra 25.02.2014 tarihli duruşmada yoksulluk nafakası (TMK md.175), 22.04.2014 tarihli dilekçe ile de maddi ve manevi tazminat (TMK md. 174/1-2) talebinde bulunmuştur. Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunamasını genişletebilir yahut değiştirebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından manevi tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarı ve hüküm kurulmayan tedbir nafakası yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....
I) davası açıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I) kararı verildiği, koşulları oluşmadığından yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verildiği ve hükmün davacı kadın tarafından temyiz edildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Değerli çoğunluğun “ asgari ücretle” çalışan davacı kadının “yoksulluğa düşmeyeceği” yönündeki görüşüne katılmıyorum. Davacı kadın: Asgari ücretle bir işyerinde çalışmaktadır Davalı koca : Tıp doktoru olup özel bir poliklinikte çalışmaktadır. Yoksulluk nafakasının içerdiği unsurlar dikkate alındığında “asgari ücretin” bu gereksinimleri karşılamaktan uzak olduğu yaşanan gerçekliktir. (HGK kararları: Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 771-773). Davacı kadın boşanmakla yoksulluğa düşmüş sayılır. Kendisine uygun miktar yoksulluk nafakası verilmelidir....