WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

uygun yapılmış ıslah da bulunmamaktadır.O halde mahkemece davalı kadının yoksulluk nafakası talebi ile ilgili eldeki dosyada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde esastan reddine karar verilmesi yerinde olmayıp bu yönde dairemizce yeniden hüküm tesisi gerekir.Davalı kadının bu husustaki istinaf sebebi yerindedir. 3- )Davacı erkeğin tedbir nafakası ile ilgili istinaf başvurusu yönünden; Mahkemece ilkin aylık 300 TL.olarak belirlenen tedbir nafakası karar kaldırma sonrası verilen son karar tarihinden itibaren aylık 700 TL.ye çıkarılmasına karar verilmiştir. 4721 sayılı TMK 169 ncu maddesine göre"...Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır."....

Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. . Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.'nun ....maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

    Ayrıca madde metninden de anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş D: Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Ocak 2019, s. 302). 15. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, her bir çocuk için aylık 300'er TL tedbir, aylık 350'şer TL iştirak nafakası, davacı için aylık 200 TL tedbir, aylık 300 TL yoksulluk nafakası, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 8.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir....

      O halde mahkemece, tarafların, sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50. 51) dikkate alınarak ve özellikle usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle erkek yararına uygun miktarda maddî (TMK 174/1) ve manevî (TMK 174/2) tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. d-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m. 175). Yukarıda 2-b bentte açıklandığı üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşulları ağır kusurlu davacı-davalı kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

        Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; haksız davanın reddine, karşı davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 1.000 TL tedbir - iştirak nafakası, müvekkili için aylık 1.500 TL tedbir - yoksulluk nafakası takdirine, takdir edilen nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, müvekkili için 150.000 TL maddi, 150.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        O halde davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı-karşı davalı erkek vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile; hükmün bu bölümünün Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.2. maddesi uyarınca düzeltilmesi cihetine gidilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davacı-karşı davalı T1 vekilinin; kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile; Alanya 1. Aile Mahkemesi'nin 15.10.2021 tarih, 2020/292 esas ve 2021/500 karar sayılı ilamının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına ve bu yönden Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b,2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm tesisine. ''Davalı-karşı davacı T5 yoksulluk nafakası talebinin reddine.'' II-Alanya 1....

        Her ne kadar davalı erkeğin cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez ise de, dosya kapsamında yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalı erkeğin herhangi bir geliri ve malvarlığının olmadığı tespit edilmiştir. Cezaevinde bulunan, hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan davalı erkek nafaka ile sorumlu tutulamaz. Bu durumda davacı kadının kendisi için istediği tedbir nafakası ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m, 1; TMK m. 339/1. 343/1. 346/1; Çocuk Korunma Kanunu m. 4/b) dır....

          Aile Mahkemesi'nin 2020/752 Esas sayılı dosyası, davalı erkeğe yüklenen kusura ilişkin vakıa birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadın lehine, TMK.'nun 169. maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası, TMK.'nun 175 maddesi uyarınca takdir edilen yoksulluk nafakası takdirinin, kadının, kişilik haklarına saldırı teşkil eden erkekten kaynaklanan bir eylem olmaması nedeni ile boşanma nedeni ile kadın lehine TMK.'nun 174/2 maddesi uyarınca takdir edilen manevi tazminatın, toplanan delillere, usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince verilen kararda kadın lehine takdir edilen tedbir-yoksulluk nafakası ile boşanma nedeni ile kadın lehine takdir edilen manevi tazminat yönlerinden istinaf başvurunda haklı olduğu anlaşıldığından, davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince verilen kararda "davacı kadın için TMK.'nun 169. ve 175. maddeleri uyarınca takdir edilen tedbir-yoksulluk nafakası ile boşanma nedeni ile TMK.'...

          Ayrıca madde metninden de anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş D: Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Ocak 2019, s. 302). 15. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....

            UYAP Entegrasyonu