Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

belirlenecek olan okul ücreti ile yardım nafakasının enflasyon oranında arttırılarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

Dosya arasında bulunan Köyceğiz İcra Müdürlüğünün 2015/1568 E.sayılı takip dosyası içerisinde yer alan Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/4- 230 EK.sayılı ilamının incelenmesinden, davacısının T3, dava tarihinin 03/01/2018 olduğu, davacının eğitiminin devam ettiği gerekçesi ile iştirak nafakasının arttırılmasını istediği, davacının dava tarihi itibariyle ergin olması nedeni ile mahkemece davacının talebinin TMK.nun 328.maddesi yanında yardım nafakasını düzenleyen 364.maddesine göre de, değerlendirilerek, davacıya ödenen aylık 300,00 TL nafakanın 550,00 TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, dolayısıyla anılan karara konu nafakanın yardım nafakası olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının kaldırılmasını istediği nafaka yardım nafakası olup, yardım nafakası kişinin ergin olması ile kendiliğinden sona eren bir nafaka değildir. Diğer taraftan, HMK.nun 26.maddesine göre hakim talepden başka bir şeye karar veremez....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda özetle; davacının asgari ücretle çalıştığı, kredi borcunun olduğu, davalıdan olma çocuğuna 200,00 TL, boşandığı ikinci eşinden olan çocuğuna da 200,00 TL iştirak nafakası ödediği, davalının ise 2100 TL maaş aldığı, kendisine ait evde oturduğu, bu haliyle davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı, nafakanın ödenmeye devam edilmesi durumunda davacının yoksulluğa düşeceği ve zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayamacağı, müşterek çocuğun reşit olduğu ve eğitimi boyunca babasından yardım nafakası talep edebileceği, bu durumun yoksulluk nafakasının konusu olmadığı, reşit çocuk tarafından açılabilecek yardım nafakası davasında değerlendirilebileceği gerekçesi ile davacının davasının kabulüne, davalıya verilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasınakarar verilmiştir....

Sayısı ile açılmış olan davada, dava görüldüğü esnada 10/03/2015 tarihinde 200'er TL olarak belirlenen tedbir nafakası kesinleşen dava sonucunda da (2018/18E.) 200'er TL iştirak nafakası olarak hüküm altına alındığı, davacılardan Betül AKÇALI Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler öğrencisi olduğu, diğer davalılardan Yusuf AKÇALI ise Hacı İsmail Dereköy Anadolu Lisesi öğrencisi olduğu, davacılar lehine hükmedilen iştirak nafakası 22/04/2014 tarihli ara kararda verilen tedbir nafakasının devamı niteliğinde olduğu ve aradan çok uzun bir zaman geçtiği, 6.5 sene gibi bir sürede davacıların ihtiyaçlarının arttığı, üniversite ve lise öğrenimlerine başladıklarını, 200'er lira olan iştirak nafakalarının davacıların ihtiyaçlarını gidermeye yeterli olmadığını, bu sebeplerle davacılar lehine hükmedilen iştirak nafakasının yükseltilmesi istemiştir....

Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle davacının üniversite öğrencisi olarak ihtiyaçları nazara alındığında; takdir edilen yardım nafakası miktarı az olup, TMK’nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci bendindeki "aylık 300 TL yardım nafakasının" ifadesinin çıkarılarak yerine "aylık 400 TL yardım nafakasının" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 28.12.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....

    Ne var ki, kanuna aykırı olan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının ikinci bendinde yazılı “yardım nafakası” ifadesinin çıkartılarak yerine “tedbir nafakası” ifadesi yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 0.90 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya, 70.40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 17.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacının 01/01/2001 doğumlu olmakla reşit olduğu, Ankara Batı 7....

      Dava, iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.Dosya içeriğinden, tarafların 2008 yılında boşandığı, müşterek çocukların velayetinin davacı anneye bırakıldığı, davacının ev hanımı olup, adına kayıtlı birçok taşınmazı olduğu,aylık 20 bin civarı kira geliri olduğu,davalının ise tekstil şirketi olup adına kayıtlı taşınmazlarının olduğu,aylık 20 bin civarı gelirinin olduğu ,evli olup bir çocuğu daha olduğu anlaşılmaktadır.Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir...

        Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

        Aile Mahkemesinin 20.01.2023 Tarihli ve 2022/804 Esas, 2023/96 Karar Sayılı Kararı Davanın, davacının eğitim hayatının devam etmesi nediyle babası olan davalıdan yardım nafakası (eğitim nafakası) istemine ilişkin olduğu, bu nafakasının isteminin genel anlamda bir yardım nafakası olarak adlandırılmasına rağmen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 364 üncü ve 366 ncı maddelerinde düzenlenen yardım nafakasından farklı olduğu, 364 üncü 366 ncı maddelerindeki yardım nafakasının 4721 sayılı Kanun'un 2 nci kısım 2 nci bölüm 1 inci ayrımda nafaka yükümlülüğü başlığı altında düzenlendiği, bu bölümdeki davalar için 365 inci maddesinin son fıkrasıyla özel yetki kuralının belirlendiği, davacının talep ettiği nafakanınsa 328 inci maddesine dayanan nafaka (eğitim nafakası) olduğu, bu nafakanın 4721 sayılı Kanun'un 2 nci kısım 1 inci bölüm 5 inci ayrımda soybağının hükümleri başlığı altında düzenlendiği, bu bölümdeki haklardan kaynaklanan davalar yönünden özel bir yetki kuralının Kanun'da...

          UYAP Entegrasyonu