Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 18.12.2014 tarih ve 2014/150 Esas 2014/316 karar sayılı kararı ile davacı müvekkilinin lehine aylık 225 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline kararı verildiğini; karardan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında değişikliklerin meydana geldiğini, davacı müvekkilinin üniversite sınavlarını kazanarak Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesine girdiğini, bu sebeple Kütahya'ya gittiğini, kendisinin yurtta kaldığını yurt ücretinde ve harcamalarında artışlar olduğunu; 01.05.2015 tarihinden itibaren davalıya emekli aylığı olarak 1.500 TL maaş bağlandığını, nafaka kararından itibaren uzun bir süre geçtiğini paranın satın alma gücünde azalmalar meydana geldiğini, müvekkilinin de öğrenci olması nedeniyle.... 2. Aile Mahkemesinin kararı ile takdir edilen 225 TL yardım nafakasının 600 TL artırılarak 825 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. ... bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

      Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

      Türk Medeni Kanunu’nun 364- 366. maddeleri arasında düzenlenen yardım nafakası, sınırlı şekilde sayılan akrabaların birbirlerine karşılıklı olarak yardım etme yükümlülüğüne dayanmakta olup, kanun, nafaka ile yükümlü olanları tek tek saymıştır. Bunun dışındaki kimselerin nafaka verme yükümlülüğü yoktur. Yardım nafakası ilişkisinin tarafları; üstsoy, altsoy ve kardeşlerdir. Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır. (TMK m. 365) Nafaka alacaklısı kişi, miras hukuku kuralları çerçevesinde ilk olarak kim ya da kimler kendisine mirasçı olacaksa öncelikle onlardan yardım nafakası talebinde bulunabilir. Mirasçılıktaki sıra takip edilmeksizin açılan yardım nafakası davasının dinlenme olanağı yoktur. Mirasçılıkta ilk sırada yer alan kişi veya kişiler, yoksulluğa düşen kişinin yardım nafakası talebini yerine getiremediği durumlarda, daha sonra mirasçı olacak kişilerden nafaka talebinde bulunulabilir....

      GEREKÇE: Dava; yardım nafakası talebine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yardım nafakasının, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olmasına, TMK'nun 364/son maddesinin yollamasıyla 328.maddesinde çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ediyorsa ana ve babanın bakım görevinin çocuğun eğitimi sona erinceye kadar devam edeceğinin hükme bağlanmasına, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yardım nafakasının niteliği, davalının gelir durumuna göre, davalının yerinde bulunmayan istinaf itirazının esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Aile Mahkemesinin 2015/1080 Esas 2016/390 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine "eğitimi devam ettiği sürece geçerli olmak üzere aylık 350,00 TL yardım nafakasına" hükmedildiğini, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verildiğini, davalının Haziran ayı itibariyle öğreniminin son bulduğunu beyanla davalı lehine hükmedilen yardım nafakasının kaldırılmasına, aksi kanaatte ise azaltılmasına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle;haksız ve yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Yardım nafakası, zarurete düşen hısımın yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu yardım isteğidir. Somut olayımızda davalının halen açık lisede öğrenci olduğu, geçimini annesinin desteği ve davacı babasından aldığı yardım nafakası ile sağladığı, üzerine kayıtlı menkul veya gayrimenkul bir mal bulunmadığı gibi gelir getiren düzenli bir işe de sahip olmadığı anlaşılmıştır....

      DAVA KONUSU : Nafaka (Yardım Nafakasının Kaldırılması) KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı kızı T2 Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/55 Esas ve 2009/4 Karar sayılı ilamı ile aylık 275,00 TL iştirak nafakası ödemesine karar verildiğini, davalı kızının reşit olduktan sonra eğitimine de devam ettiği için Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/22 Esas sayılı davanın ikame edildiğini ve davalı kızı lehine 450 TL yardım nafakasına hükmedildiğini, daha sonrasında davalı kızı tarafından Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/15 Esas sayılı davanın ikame edilerek ödediği yardım nafakasının artırılarak 1.000 TL şeklinde ödenmesi talep edildiğini, mahkemece kısmen kabul edilerek 600 TL yardım nafakası ödemesine hükmedildiğini ancak bu kararın davalı kızı tarafından istinaf edilerek yeni bir hüküm oluşturularak artırım yapılmak suretiyle 800 TL yardım nafakasına hükmedildiğini, davalı kızının 21/09...

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/06/2020 NUMARASI : 2018/851 ESAS-2020/338 KARAR DAVA KONUSU : Yardım Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yardım nafakasının davalı babadan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı yararına aylık 300,00 TL yardım nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacı yararına aylık 350,00 TL yardım nafakasına hükmedilmiştir. Davacı vekili; davacı yararına hükmedilen nafaka miktarına yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir....

      Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

        Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

          UYAP Entegrasyonu