Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ve çocuklar için dava tarihinden itibaren başlayacak şekilde tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken 05/09/2019 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde tedbir nafakası takdir edilmesi doğru olmadığı gibi, takdir edilen tedbir nafakası miktarlarının da yetersiz olduğunu, nihai kararda tedbir nafakasına ilişkin hüküm kurulmamasının da doğru olmadığını, belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma talebine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50, 51) dikkate alınarak kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık yok ise de, tazminat miktarları TMK'nun 4. maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesi de gözetildiğinde az bulunmuştur. Her ne kadar mahkemece, davacının maddi, manevi tazminata faiz işletilmesi talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi hatalı ise de, kadının bu hususa açıkça istinaf başvurusu olmadığından sadece yanılgıya değinilmekle yetinilmiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m.185/3), malların yönetimine (TMK m.223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m.169). TMK 169.madde gereğince tedbir nafakası davanın her aşamasında istenebilir. Bu haliyle TMK 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın eş yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, olumlu olumsuz karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Boşanmadan sonra açılan maddi manevi tazminat (TMK m. 174/1- 2) ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talepli davalar boşanmanın ferii'si niteliğinde bulunmadıklarından, nispi harca tabi olup, yargılama sonunda dava değeri dikkate alınmak suretiyle kabul/ red oranına göre yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen vekalet ücreti takdir edilir. Belirtilen nedenle, davalı vekilinin reddedilen miktar yönünden, taraflarına lehine vekalet ücreti takdir edilmemesine yönelik istinaf isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Taraflar yabancı mahkeme kararı ile TMK 166 maddesi gereğince boşanmışlar, kararda davacı kadına kusur yüklenmemiştir....
Dava, TMK 197.madde gereğince önlem nafakası davasıdır. Davacı taraf dava dilekçesinde, tedbir ve yoksulluk nafakası talep ettiğini belirterek aylık 5.000,00 TL nafakanın davalıdan alınmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince gerekçeli karar başlığında dava türü olarak yoksulluk nafakası gösterilmiş, gerekçeli karar içeriğinde nafaka bağlanması davası olarak nitelenmiş, kararda ise yardım nafakasına hükmedilmiştir. Olayları anlatmak taraflara hukuki nitelemeyi yapmak hakime aittir. Davacı tarafın dava dilekçesi, tarafların hali hazırda evli oldukları, aralarında herhangi bir boşanma davası olmadığı da dikkate alındığında, davacının talebi, tarafların evlilik birliği devam ederken davacı kadının haklı nedenle ayrı yaşamasından kaynaklı TMK 197.madde kapsamında önlem nafakası davasıdır. İlk derece mahkemesi kararında yardım nafakası olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. TMK 197.madde gereğince davacı kadın ayrı yaşamakta haklılığını ispatla yükümlüdür....
Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir. 3-Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-karşı davacı kadının başka bir erkekle yaşamaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Bir başka erkekle yaşayan davalı-karşı davacı kadına tedbir nafakası (TMK m.169) verilmesi kabul edilemez. Bu nedenle davalı-karşı davacı kadının kendisine yönelik tedbir nafakası (TMK m.169) talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Gerçekleşen bu durum karşısında, az kusurlu davacı-davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak tazminat taleplerinin reddi doğrıı görülmemiştir. 2- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m. 175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalının daha ağır kusurlu olmadığı, çalışarak sağladığı gelirin onu yoksulluğa düşmekten kurtaracak yeterlilikte bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, davacı-davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, davacı-davalı kadının çalışarak gelir sağladığı ve yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
(TMK m..336) Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır. (TMK m.197/1-son) Somut olayda, davacı kadın tedbir nafakası yanında ortak çocuğun geçici velayetinin de kendisine verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından tarafların ayrı yaşadığı sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında; mahkemece velayet düzenlemesi yapılması zorunluyken, davacının geçici velayete ilişkin talebini de kapsayacak şekilde ret hükmü kurulması bozmayı gerektirmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava dilekçesi davalı kadına 08.04.2014 tarihinde tebliğ olmuş, davalı kadın davaya cevap verme süresi geçtikten sonra 20.05.2014 tarihinde cevap dilekçesi sunmuş, ilk defa 18.07.2014 tarihli dilekçesinde manevi tazminat (TMK m. 174/2) ve 12.03.2015 tarihli dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebinde bulunmuştur. Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler....
SONUÇ:Temyize konu hükmün; yoksulluk nafakası yönünden yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm bölümünün 4. paragrafının hükümden çıkarılmasına, yerine "Dava tarihinden itibaren müşterek çocuk için aylık 150 TL. davacı kadın için aylık 100 TL. olmak üzere toplam 250 TL. nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde bu nafakaların çocuk için iştirak (TMK. m. 182/2) ve davacı eş için yoksulluk nafakası (TMK. m.175) olarak devamına" şeklinde düzeltilerek, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.02.05.2012 (Çrş.)...