Boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/1,2). Maddi ve manevi tazminatın miktarı; tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, zarar gören menfaatin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi (TMK md.4) dikkate alınmak suretiyle belirlenir. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, kocanın kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminatın (TMK md.174/1,2) koşulları oluşmuştur....
(TMK m.197) Dosya incelendiğinde; tarafların 26/11/2015 tarihinde evlendikleri, müşterek 17/06/2017 doğumlu müşterek çocuklarının olduğu, Mahkeme tarafından davalının evi terk ettiği, davacı kadının bu sebeple dava açmakta haklı olduğunun tespiti ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafından istinaf edilmeyerek kararın bu yönüyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md. 4) birlikte değerlendirildiğinde davacı kadın lehine TMK 197. maddesi gereğince dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL, müşterek çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, davacı ve müşterek çocuk lehine Türk Medeni Kanunu'nun 197’nci maddesi çerçevesinde tayin edilen nafakanın gelecek yıllarda her yıl için (ÜFE) oranında arttırılmasına da karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, kadın yararına hükmedilen nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hükmedilen 200 TL nafakanın boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar tedbir nafakası (TMK md. 169), hükmün kesinleşmesinden itibaren ise yoksulluk nafakası (TMK md. 175) niteliğinde olduğunun tabii bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tosya Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :10.04.2014 NUMARASI :Esas no:2013/238 Karar no:2014/45 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davalı tarafından, tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Davalı kadın ihtar kararı tebliğine rağmen haklı bir nedenle ortak konuta dönmediğini kanıtlayamadığından tamamen kusurlu olup, kusurlu taraf yararına yoksulluk nafakası takdiri isabetsizdir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md. 186/1), geçimine (TMK md. 185/3), malların yönetimine (TMK md. 223,242,244,262,263,264,215) ve çocukların bakımı ve korunmasına (TMK md. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır. (TMK md. 169). O halde; TMK'nın 185/3 ve 186/3 maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek, dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğinden davacının tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusu yerinde bulunmamıştır. Davalının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
O halde, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. 5-Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır (TMK m. 197/2). Davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası (TMK m. 197) davası, kadının kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ise de; yukarıda 3. bentte gösterilen tarafların boşanmaya sebep olan kusurlu davranışları dikkate alındığında davalı-davacı kadının ayrı yaşamakta haklılığını ispatladığının kabulü gerekir. Bu itibarla kadının tedbir nafakası davasının kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3., 4....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169) Boşanma davası açılmakla sabit ve düzenli geliri bulunmayan kadın lehine tedbir nafakası verilmesi (TMK m. 169.) gerektiğinden, tarafların sosyal ve ekonomik durumları da gözetilerek, davalı kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalı kadın lehine dava tarihinden itibaren başlamak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakası takdiri ile kararın kesinleşme tarihine kadar devam etmek üzere erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, tarafların zaman zaman bir araya geldikleri, bu nedenle de davacının geçmişteki olayları affettiği gerekçesi ile davacı için tedbir nafakası talebinin reddine ,çocuk için ise, aylık 250 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK.'nun 197 vd. Maddeleri gereğince tedbir nafakası talebine ilişkindir. TMK.'nun 197/1 madddesinde "Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir." hükmü getirilmiştir.Yargılama sırasında dinlenilen davacı tanıkları, davalının davacıya şiddet uygulaması ve eve kadın getirmesi nedeni ile aralarında sürekli bir geçimsizlik olduğunu ifade etmişlerdir....
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi gördüğünü, davalı eşinin ise hastalığını ve tedavi sürecini bahane ederek müşterek konutu terk ettiğini ileri sürerek; lehine 500 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; tarafların müşterek konutunun ...’da bulunması nedeniyle yetki itirazında bulunmuştur.Mahkemece; yasa koyucunun TMK. nun 197/2 maddesine göre açılan davalarda özel bir yetki kuralı koymadığı, bu nedenle yetkili mahkemenin 6100 sayılı HMK. nun 6. maddesi gereğince davalı eşin yerleşim yeri olan ... Aile Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetki itirazı kabul edilerek yetkisizlik kararı verilmiştir. Dava, TMK. nun 185/2, 186/3 ve 197/2 maddelerine dayalı olarak tedbir nafakası istemi ile açılmıştır.Temyize konu edilen tedbir nafakası davaları için TMK. nun 201. maddesinde özel yetki kuralı konulmuştur. Buna göre, “Evlilik birliğinin korunmasına yönelik önlemler konusunda yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir”....
-2- Ancak, davacı ve davalı evli olup, ayrı yaşamda haklılık nedeniyle davacı ile müşterek çocuk için nafaka talebinde bulunulmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle istenilen nafakalar tedbir nafakası niteliğindedir(TMK. md. 197). Mahkemece, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek davacı ile müşterek çocuk için hüküm altına alınan nafakaların karar kesinleşinceye kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra “yoksulluk” ve “iştirak” nafakası olarak ödenmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....