Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan, yoksulluğun ortadan kalkması hâlinde mahkemece nafakanın kaldırılmasına karar verilebileceği gibi tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Diğer bir anlatımla iradın arttırılması veya azaltılması için tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi aranmaktadır. Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olaya gelindiğinde; boşanma dava dosyasında bulunan "Protokol" ile davacının 19 adet taşınmazının ve bir aracının davalı adına tescilini ve aylık 500TL yoksulluk nafakasının davalıya ödenmesini kabul ettiği, boşanma kararının 04.04.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 04.06.2014 tarihinde açıldığı, davacı ile davalının boşanmadan sonra beş yıl süre ile bir arada yaşadıkları anlaşılmaktadır. Her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği konusunda bir kuşku bulunmamaktadır....

    Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 tarihli ve 196-239 sayılı kararıyla, nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan nafakanın bir yıllık tutarının esas alınacağı benimsenmiştir. Benimsenen bu ilke doğrultusunda nafaka davalarında gerek temyiz, gerekse karar düzeltmelerde, kararın temyiz ve karar düzeltmeye tabi olup olmadığı, bağlanan nafakanın bir yıllık tutarına göre belirlenecektir. Davacı, açtığı nafaka davası ile aylık 300 lira tedbir nafakası talep etmiş; mahkemece, davacı lehine aylık 200 lira nafakaya hükmedilmiştir. Hüküm davacı-davalı (kadın) tarafından lehine hükmedilen nafakanın miktarı yönünden temyiz edildiğine göre, reddedilen miktarın bir yıllık tutarı 1200 lira olup, bu miktar az önce açıklanan “temyiz edilebilirlik sınırının” altındadır. Bu itibarla karar kesindir. Davacı-davalı (kadın)'ın temyiz isteğinin açıklanan sebeple reddine karar verilmesi gerekmiştir....

      TMK.nun 176/3-4.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya yoksulluk nafakası, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde artırılabilir veya azaltılmasına karar verilebilir.TMK.nun 200.maddesine göre ise; koşullar değiştiğinde hakim eşlerden birinin istemi üzerine alınan tedbiri değiştirebilir veya önlemleri kaldırabilir.Bu yasal düzenlemelere göre davacı her zaman nafakanın azaltılması, ya da kaldırılması davası açabilir. 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre; nafakanın artırılması veya kaldırılmasına dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir....

        Şti. hakkında başlatmış olduğu icra takibinde müvekkiline ait malların haciz edilmek istendiğini, bunun üzerine davalı ile 25.02.2014 tarihli protokol imzalanarak itirazı kayıta 30.000 TL tutarındaki çekin verildiğini ve bedelinin ödendiğini davalının borçlusundan tahsilat yapma halinde çeki iade edeceğinin protokolde hüküm altına alındığını, davalı tarafından 3. kişiden 30.06.2014 tarihinde 25.000 TL tahsil edildiğini ancak kendilerinden yapılan tahsilatın iade olunmadığını, alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, protokol hükümlerinin yanlış yorumlandığını, dava dışı 3. kişinin 26.02.2014 tarihinde yapması gereken ödemeyi 27.02.2014 tarihinde gerçekleştirdiğini bu nedenle davacının müvekkilinden talep hakkı bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı tarafından dava dışı ...Turizm Ltd....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Dava, taraflar arasında akdedilen "Tek Üretici ve Tek Satıcılık Sözleşmesi" ve bu sözleşmeye ilişkin Ek Protokol hükümlerinin geçerliliğinin tespiti ile muarazanın giderilmesi istemlerine ilişkin olup, tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre, dosyanın temyiz inceleme görevi Dairemizin görev alanı dışında kalıp, Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na ait bulunmaktadır. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 15.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Genel Müdürlüğü arasında düzenlenen 4.4.2002 tarihli protokol hükümlerine göre enerji nakil hattı tesis edilmiş olmasına rağmen Enerji Nakil Hattı Tahsis İzin İrtifak bedelinin ödenmemesi nedeni ile irtifak bedelinin tahsili için eldeki dava açılmıştır. ... 8.6.1994 gün ve 233 sayılı KHK. kapsamında iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermektedir. Kararnamenin "Teşebbüslerini niteliği" başlıklı 4.maddesinde tüzel kişiliği sahip teşebbüslerin bu KHK. ile saklı tutulan hususlar dışında ... hukuk hükümlerine tabi oldukları belirtilmiş, aynı hükme ara statüde yer verilmiştir. 2007/14398-15289 Hemen belirtilmelidir ki, davalı ... Genel Müdürlüğünün yaptığı hizmetlerde kamu yararı yönüde bulunur isede, ... Hukuk hükümlerinin uygulanacağı ..., özellikle bu kurum ve bağlı kuruluşlarının ... hukuk kişisi sıfatı ile üçüncü kişilerle mevcut ilişkilerinde söz konusu olur. Somut olayda da davacı ile davalı ... Genel Müdürlüğü arasında düzenlenen protokol, davalı ......

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/991 KARAR NO : 2022/93 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BODRUM AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/02/2020 NUMARASI : 2018/653 ESAS, 2020/219 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın kaldırılması/İndirilmesi - Protokol Hükümlerinin KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi ; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Bodrum 3....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı erkek istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müşterek çocuğunun zaten giyim vs masraflarının kendisi tarafından karşılandığını, nafakanın yükseltilmesi kararının yerinde olmadığını davacının alkol ve sigara kullandığını, ödenen nafakanın çocuklarına davacı tarafından kullandırılmadığını, kendisinin nafakayı yine eskisi gibi ödeyerek çocuklarının ihtiyaçlarının kendisi tarafından karşılanmasını istediğini ayrıca davacının aylık 8.500.TL geliri bulunduğunu kendisinin ikinci evliliğini yaptığını ve ikinci eşinin ilk eşinden bir çocuğu olup ayrıca 6 aylık hamile olduğunu, evinin kira olduğunu çocukların velayetinin kendisine verilerek lehine olan kanun hükümlerinin uygulanmasını ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....

              TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının emekli aylığını almakta olduğu Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü ile idareleri arasında 10/02/2009 tarihinde imzalanan protokol gereği davacının emekli maaşına karşılık adı geçen bankadan kredi kullandığı, kredi borcu tamamen tahsil edilinceye kadar sistemin aylığını başka bir bankaya nakline izin vermediği, davacının sözleşme dışı 3. kişi olmadığı, protokol hükümlerinin davacının durumunu ağırlaştırmadığı davacının bankayla yaptığı şahsi işlemi nedeniyle sözleşme hükümlerinin davacı açısından bağlayıcı olduğu ileri sürülmektedir. KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir....

                Taraflar daha önce yaptıkları protokol gereği aynı mahkemenin 08/03/2021 tarih ve 2021/174 E.- 2021/145 K. sayılı kararı ile TMK’nun 166/3 madde hükmü gereğince anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Bu durumda, yapılan protokol hukuki niteliği itibariyle, Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir. Böylece, taraflar, kanunun emredici nitelikte olan kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı saymadığı hususlarda serbest iradeleriyle sözleşme yapabileceklerdir (BK. md.19). Aynı zamanda, sözleşenler, ifanın her yıl ne miktarda ve ne şekilde bir artışla yapılacağını da kararlaştırabilirler. Nitekim, taraflar arasında yapılan protokol ile ödenecek nafaka miktarı kararlaştırılmış ve bu anlaşma ,boşanma davasında, mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun bulunmuş verilen karar 08/03/2021 tarihinde istinaf edilmeden kesinleşmiştir....

                UYAP Entegrasyonu