Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

artırılması” davası, mahkemece reddedilmiş; gerekçe olarak “tarafların ilk nafaka tayininden itibaren on altı yıldır birlikte yaşadıkları halde, nafakanın artırılmasının istenmesinin Türk Medeni Kanunun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı olduğu” gösterilmiştir....

    Daha sonra 28.07.2011 tarihinde davacı kadın tarafından .... 4.Aile Mahkemesine 2011/43 E sayılı dosyası ile dava açılarak müşterek çocuk lehine hükmedilen 200 TL nafakanın 500 TL'ye arttırılmasının talep edilmiş, mahkemece 200 TL nafakanın 300 TL'ye arttırılmasına karar verilmiş, iş bu karar 19.01.2012'de kesinleşmiş, ne var ki henüz bu dava kesinleşmeden yine davacı ... tarafından tekrar 19.12.2011 tarihinde İnebolu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesine 2011/303E sayılı dosyası ile boşanma davası açılmıştır. Boşanma davasında da mahkemece dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk lehine kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 200TL iştirak nafakasının tahsiline karar verildiği, kararın 16.09.2012'de kesinleştiği anlaşılmaktadır....

      Aile Mahkemesinin 2010/190 esas 2011/360 karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, protokol hükümleri uyarınca davalı eş lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk lehine 2.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ayrıca davalı adına 500,00 TL ek kredi kartı ödemesi yaptığını, emekli olduğunu, gelirinin azaldığını, yeniden evlendiğini, nafakanın gelirine oranla yüksek kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının 500,00 TL’ye, iştirak nafakasının 1.000,00 TL’ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, aradan geçen süre içerisinde artış yapılmadığını, dönem dönem nafakanın aksatıldığını, davacının iyi yaşam koşullarına sahip olduğunu, kendisinin ise çalışmadığını, müşterek çocuğun % 99 engelli olduğunu, bakıma muhtaç bulunduğunu, ihtiyaçları için masraf yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir....

        Hal böyle olunca mahkemece; davalının çalıştığı işin sabit ve güvenceli bir iş olmadığı ve her an için sona erdirilebileceği de dikkate alınmak suretiyle, elde ettiği gelirin yoksulluk durumunu ortadan kaldırmayacağı, ancak çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözönünde bulundurularak, nafaka miktarında hakkaniyete uygun bir miktar indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          -TL iştirak nafakası ödenmesine hükmedildiğini, 27.04.2012 tarihinde açılan nafakanın artırılması davasında nafakanın 220.-TL'ye yükseltildiğini, aradan geçen zaman içerisinde çocuğun anaokuluna başladığını ve nafaka miktarının yetersiz kaldığını belirterek nafakanın aylık 500.-TL ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, 220.-TL olan iştirak nafakasını dahi ödemekte zorlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tarafların sosyal ekonomik durumları, adalet ve hakkaniyet ilkeleri dikkate alınarak nafakanın aylık 300.-TL ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalının temyiz itirazlarına ilişkin yapılan incelemede; 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190 TL ye çıkarılmıştır. Hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir....

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; taraflarının 2010 tarihinde boşandıklarını, kesinleşen ilam ile müşterek çocuklar için 300'er TL (toplam 900 TL) iştirak nafakası bağlandığını, aradan geçen 3 yıla yakın zaman zarfında davacının kazancının düştüğü, çocukların okula başladığı, iyi bir eğitim almaları için özel okulda okuduklarını, önceki nafakanın sembolik kaldığını belirterek 300'er TL nafakanın 1.000'er TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; davanın reddi gerektiğini, zira dayanak kararda gelecek yıllar için nafaka artırımı düzenlendiğini, nafakanın bugün 330 TL olduğunu, çocukların özel okula gönderilerek bunun karşılığında nafaka artırımı talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

              Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davacının çalışmadığı, babasına ait evde kaldığı, davalının ise metro markette işçi olarak çalışmaya başladığı, asgari ücret aldığı tespit edilmiştir. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....

                Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davacının esnaf olduğu,aylık 1.500 TL geliri olduğu ,700 TL kira ödediği, davalının ise aktarda işçi olarak çalışmaya başladığı,asgari ücret aldığı tespit edilmiştir. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması ,nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....

                  Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davacının işçi olup, aylık 1600 TL civarı gelirinin olduğu, davalının ise özel güvenlikçi olarak çalışmaya başladığı, asgari ücret aldığı tespit edilmiştir. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....

                    Yoksulluk nafakasına hükmedildiği nafakanın bağlandığı tarih itibariyle kadının hiçbir gelirinin bulunmadığı, nafakanın indirilmesine ilişkin dava açıldığı tarihte ise asgari ücret tutarında geliri bulunduğu, nafakanın indirilmesine ilişkin davanın açıldığı 2016 yılında ise asgari ücretin net 1.300,99.-TL olduğu, 2016 yılında davalı erkeğin aylık gelirinin ise net 3.250,00....

                    UYAP Entegrasyonu