Davada, boşanma ilamı ile 400,00 TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasının, boşanma öncesindeki ekonomik statüyü sağlamadığı gerekçesi ile aylık 1.500,00 TL’ye çıkartılması talep edilmiş; mahkemece, nafakanın aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından artırımın fahiş olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının arttırılması talebidir. Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesi gereğince, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyeti gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Buna göre; nafakanın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı kadın için 400,00 TL olan yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye çıkartılmasına, müşterek çocuk için 250,00 TL olarak takdir edilen nafakanın 350,00 TL olarak artırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılmasına ilişkindir. 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, nafakanın artırılması, kaldırılması veya nafakaya hükmedilmesine dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir. Buna göre, mahkemece dava konusu talebin kısmen kabulüne karar verilirken, nafakanın artırılmasına dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın hangi tarihten itibaren artırıldığının hükümde gösterilmemiş olması doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 2013/879 E. 2013/766 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, mahkemece müşterek çocuğun velayetinin davalıya verildiğini ve ....000,00 TL iştişrak nafakası ile takdir edilen nafakanın her yıl %... oranında artırılmasına karar verildiğini, nafakanın yıllık artış oranı ile birlikte ....600,00 TL'na yükseldiğini, boşanma kararı sonrası gelirinde azalma olduğunu, tmasrflarının arttığını, nafaka miktarı ve artış oranının davacı açısından çok ağır olduğunu, belirterek, nafakanın ....500,00 TL'ye ve yıllık artış oranınaın ÜFE oranına indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir....
Bu husus nazara alınmadan, nafakanın gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanması doğru bulunmamıştır. Ne var ki, kanuna uymayan bu husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına da ihtiyaç bulunmadığından, bozma yapılmamış hükmün bu bölümünün düzeltilmesi uygun bulunmuştur (HUMK.md.438/7). SONUÇ: Yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple temyiz edilen hükmün, hüküm sonucunun üçüncü maddesinin son cümlesini teşkil eden "nafakanın her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranında artırılmasına" cümlesinin hükümden çıkartılmasına, hükmün bu bölümünün açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.14.05.2015 (Prş.)...
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası .... yayımladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın yeniden belirlendiği artırım davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve yeniden belirlendiği tarih gözetilerek, nafakanın .... yayınladığı ...oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir. ......
Somut olayda dosya içeriğinden; tarafların 2003 yılında boşandıkları; en son 13.01.2010 günü açılan nafaka artırım davası ile davacıya ödenen nafakanın aylık 200,00 TL'ye; müşterek çocuğa ödenen nafakanın 225,00 TL'ye çıkarıldığı, iş bu artırım davasının 30.04.2012 günü açıldığı, nafaka yükümlüsü davalının aylık 1.800,00 TL; nafaka alacaklısı davacının aylık 600,00 TL geliri bulunduğu; velayeti davacı annede bulunan 15.03.1998 doğumlu müşterek çocuğun öğrenci olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayımladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında mahkemece takdir edilen iştirak nafakası artırım oranında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının iştirak nafakası artırım oranına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir....
.-15 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, nafakaya dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın hangi tarihten itibaren ödenmeye başlayacağının belirtilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.Ayrıca nafakanın niteliği iştirak olduğu halde tedbir olarak nitelendirilmesi ve nafakanın davacıya değil de davalıya ödenmesine karar verilmiş olması da isabetli bulunmamıştır . Ne var ki; bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından hükmün HUMK 438/7, C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/2 ek 3/1 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2014 NUMARASI : 2014/705-2014/822 Taraflar arasındaki nafaka artımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dilekçesinde; tarfların 2008 yılında boşandıklarını, en son 2012 yılında yoksulluk nafakasının 350 TL'ye yükseltildiğini, nafakanın geçen süreçte yetersiz kaldığını belirterek 1.500 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı cevabında, yeniden evlendiğini, bir çocuğu olduğunu davacının ailesiyle yaşadağı ve kira ödemediğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; nafakanın 600 TL'ye yükseltilmesine karar verilmişitir. Hükmü davalı temyiz etmektedir....
Somut olayda; iştirak nafakası takdir edildikten sonra geçen süreçte ilköğretim 5.sınıfta ve özel okulda okuyan çocuğun büyüyen yaşıyla birlikte ihtiyaçlarının, harcamalarının arttığı gözetilerek, tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, ilk nafakanın takdir edildiği tarihe tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre düşük miktarda nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ne var ki; bu yanılgının düzeltilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan "...nafakanın devam eden yıllarda TÜFE-TEFE ortalaması oranında kendiliğinde artırılmasına ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine “... nafakanın devam eden yıllarda TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılmasına" ifadesi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....