Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 5766 sayılı ve 6217 sayılı Kanunlarla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Davacı erkeğin nafakanın kaldırılması davasının reddine ilişkin talebinin incelenebilmesi için alınması gereken 35,90 TL. maktu temyiz harcının alınmadığı görülmektedir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, nafakanın kaldırılması ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 5766 sayılı ve 6217 sayılı Kanunlarla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Davacının nafakanın kaldırılması talebinin reddine ilişkin talebinin incelenebilmesi için alınması gereken 1.024,65 TL nispi temyiz peşin harcının eksik alındığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 4.000 TL fazla ödenen nafakanın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan geri tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1.55 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 06.05.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, nafakanın artırılması, kaldırılması veya nafakaya hükmedilmesine dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir. Buna göre, mahkemece dava konusu talebin kısmen kabulüne karar verilirken, nafakanın dava tarihten itibaren artırılması yönünden hüküm kurulması gerekirken; nafakanın hangi tarihten itibaren artırıldığının hükümde gösterilmemiş olması doğru görülmemiştir. Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir. ./.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; tarafların ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/97 E. 820 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ilamında davalı lehine aylık 400.TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin işlerinin bozulması nedeniyle nafakayı ödeyemediğini, davalının ise sigortasız olarak çalıştığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, olmadığı takdirde azaltılmasını talep etmiştir....
Davalı-davacı kadın birleşen İzmir 8.Aile Mah.nin 2021/382 E-sayılı dava dosyasında özetle"...diğer tarafın verdiği nafakanın yeterli olmadığını,ciddi sağlık problemleri sebebiyle aylık 1.000 TL.ye yükseltilmesine ve diğer tarafın davasının reddine karar verilmesini"talep ve dava etmiştir. Mahkemece neticeten ve özetle"...davacı-davalı erkeğin davasındaki nafakanın kaldırılması talebinin reddine,yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500 TL.ye indirilmesine,davalı-davacı kadının davasının reddine"karar verilmiş,karara karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-birleşen davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...aşamadaki vakıalarını tekrar ile kendi davalarının kabulü diğer tarafın davasının reddi gerektiğini "istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE: Dava yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi/birleşen davada artırılması taleplerinden ibarettir....
Aile Mahkemesi'nin 2015/354 esas 2015/389 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacı ile evliliklerinin 06/08/2014 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında evliliklerinin devam ettiğini, 1 yıl dahi sürmeyen evliliklerinin ardından yedi yılı aşkın süredir nafaka ödediğini, davacı yan lehine hükmedilen nafakanın tamamen kaldırılması gerektiğini, yine davacı vekilinin her ne kadar davacının ev hanımı olduğunu ve ailesinin yanında sığıntı gibi yaşadığını beyan etmiş ise de bu beyanların da gerçeklik payının bulunmadığını, davacının kayıt dışı çalıştığını ve çalıştığının sosyal medya paylaşımlarında da anlaşıldığını, kendisinin hiçbir mal varlığının bulunmadığını, kendisinin ihtiyaçlarını karşılaması gerekli olan bir ailesi bulunduğunu, eşi ve kızının ihtiyaçlarını ancak karşılayabildiğini, davacı lehine hükmolunmuş nafakanın öncelikle kaldırılması, mahkeme aksi kanaatte olur ise azaltılması, nafakanın artırılmasına ve azaltılmasına karar verilmesi halinde nafakanın sürekli olarak belirlenmesi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların boşandıklarını, bu karar ile müvekkilinin davalıya ayda 300,00 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için 200,00 TL şer iştirak nafakasına karar verildiğini, aradan geçen zaman sonucunda müvekkilinin çalıştığı işten çıkarıldığını, şahsi geçimini zorlukla sağladığını, davalının çalıştığını, davalı hakkında hükmedilen nafakanın kaldırılmasını, aksi takdirde nafaka miktarından indirime gidilmesine, müşterek çocuklar için hükmedilen nafakanın da indirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının aylık 330,00 TL kira ödediğini, müşterek çocuklardan....'...
Aile Mahkemesi'nin 10/09/2018 tarih, 2016/2362 esas, 2018/1436 karar sayılı ilamı ile yalnız 1.000 TL olan yoksulluk nafakasının 500 TL'ye indirildiğini, çocuklar için ödenen toplam 2.000 TL nafakanın devam ettiğini, yoksulluk nafakası koşullarının bulunmadığını belirterek yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılmasına kabul edilmediği takdirde indirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı- davacı vekili karşı dava dilekçesi ile iştirak nafakalarının TÜİK tarafından yayımlanan üfe artış oranı uygulanmak suretiyle bulunan 1.866,84 TL'den toplam 3.733,66 TL'ye yükseltilmesini istemiştir....
Davacı; yoksulluk nafakasının takdir edildiği tarihten sonra kendi sosyal ekonomik durumunda nafakanın kaldırılmasını gerektirecek değişiklikler olduğunu, buna karşılık davalının yoksulluk durumunun olmadığını iddia ederek nafakanın kaldırılması talep etmiş, mahkemece; davalının işe girdiği, 1.200,00 TL maaş aldığı, 300,00 TL ek geliri bulunduğu, ailesine ait evde oturduğu ve davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar vermiştir. Somut olayda dava dosyasının incelenmesinde; davacının sosyal ekonomik durumunun tespit edilmediği, kaybettiğini iddia ettiği iş ve işyerinin araştırılmadığı, bunun yanında davalının boşanma öncesindeki sosyal ekonomik durumunun belirlenmediği, davalının mevcut gelir ve ek gelirinin boşanma öncesinde de var olup olmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır....