Mahkemece; Sincan 1.Aile Mahkemesinin 2010/254 Esas ve 2011/1172 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine 400 TL yoksulluk nafakasının takdir edildiği, aradan geçen zamanda davalının çalışmaya başladığı, davalının çalıştığına dair iddiaların davalının kardeşi olan tanık beyanları ile doğrulandığı ayrıca SGK bilgi sisteminden alınan 16.10.2014 tarihli raporda davalının otel işletmeciliğinde çalıştığı, bu nedenle davalının yoksulluğun ortadan kalktığı gerekçesi ile davanın kabulu ile davalı lehine takdir edilen 400 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden; TMK'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın yoksulluğun ortadan kalkması halinde, mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür....
Hukuk Dairesi'ne temyiz kanun yolu açık olmak üzere, birleşen önlem nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi davası yönünden KESİN olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi....
Somut olayda ise; davacı tarafından kaldırılması istenen yoksulluk nafakası 07.06.2019 tarihinde davalının başka birisiyle evlendiğinden dolayı kendiliğinden ortadan kalkacak olması nedeniyle; sona ermiş bulunan nafakanın kaldırılmasında davacının hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar dava şartıdır. Mahkemece, "davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden; yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi (HUMK'nun 74. maddesi ) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır....
için hükmedilen aylık 500,00- TL iştirak nafakasının iptaline veya düşürülmesine, cezaevinde kaldığı süre içerisinde nafakanın durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm karar düzeltmeye gelmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * yoksulluk nafakasının kaldırılması isteğine ilişkin olup, bu hususta 3. Hukuk Dairesince verilen karara karşı karar düzeltmeye dairdir. İnceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.02.2008...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 03.04.2013 (Çrş.)...
Aile Mahkemesi’nin 2011/40 Esas, 2012/740 karar sayılı kararı ile davacı karşı davalı lehine hükmedilen aylık 500 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 15/04/2019 tarihinden itibaren aylık 900 TL, müşterek çocuk Hür Baran Memiş lehine hükmedilen aylık 250 TL iştirak nafakasının aylık 600 TL ye arttırılmasına, ilerleyen yıllarda TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine, Davalı karşı davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması veya azaltılmasına yönelik davasının REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı/ karşı davacı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı/ karşı davalı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2022 NUMARASI : 2022/587 ESAS - 2022/954 KARAR DAVA KONUSU : Nafakasının Artırımı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında, davalı tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı asıl, dava dilekçesinde özetle; Tarafların İzmir 5. Aile Mahkemesi kararı ile boşandıklarını, lehine aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının nafaka borcunu ödemediği gibi, nafakanın kaldırılması/azaltılması davası açtığını, boşanma ilamı ile hükmedilen aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasının günün ekonomik koşullarında ve ihtiyaçların artması sonucu yetersiz kaldığını beyanla, lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 10.000,00 TL'ye yükseltilmesine, ve nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
na göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, nafakaya dair taleplerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekirken, mahkemece; nafakanın indirildiği tarihin belirtilmemiş olması doğru değilse de, belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 1.bendinde yer alan; "...400,00 TL yoksulluk nafakasının...", ifadesinden sonra gelmek üzere; "...dava tarihinden geçerli olmak üzere...", ifadesinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacının, davalı lehine bağlanan aylık 600 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, kaldırılması istenilen yoksulluk nafakasının bir yıllık tutarının 7.200,00 TL'ye tekabül ettiği, 2023 yılı itibarı ile HMK 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kararların kesin olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince kesinlik sınırında kaldığı anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....