Yapılan incelemede eldeki dava tarihi itibarıyla davacının ekonomik durumunda herhangi bir kötüleşme olduğu, davalının da ekonomik durumunda herhangi bir artış ve iyileşme bulunduğu ispat edilemediği, dolayısıyla tarafların sosyal ekonomik durumunda nafakanın kaldırılmasını ya da azaltılmasını gerektirecek bir değişiklik yaşanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda şartları itibarıyla oluşmayan nafakanın kaldırılması veya azaltılması davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 08.06.2022 (Çrş.) ......
Aile Mahkemesi'nin 2018/1125 Esas, 2020/42 Karar sayılı kararı ile nafakanın azaltılması ve sonraki yıllar için enflasyon oranında artırım yapılması davası açtığını, söz konusu dosyada nafakanın 3.587 TL'ye çıkarılmasına ve her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verildiğini, ÜFE oranında yapılacak artışların ülkenin şu anki somut gerçekleri ve ekonomik kriz ortamında uygulanması ve sürdürülebilmesinin mümkün olmadığını, aksi takdirde tarafların birinin fakirleşmesi ve cezalandırılması, diğerinin ise sebepsiz zenginleşmesi sonucunun ortaya çıkacağını ileri sürerek, nafakanın aylık 3.587,00 TL'ye indirilmesi ile artış oranının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
intikal eden Urla ilçesinde taşınmazlarının bulunduğu, böylece nafakanın ulaştığı miktar itibariyle öngörülemeyen, katlanılamaz nitelikte olmadığı dolayısı ile uyarlama koşullarının oluşmadığı, başlangıçtaki dengenin gözetilmesi gerektiği, ileriki zamanlarda gerçekleşen duruma göre uyarlama yapılabileceği de tabii bulunmasına göre davacının nafakanın kaldırılması/indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
intikal eden Urla ilçesinde taşınmazlarının bulunduğu, böylece nafakanın ulaştığı miktar itibariyle öngörülemeyen, katlanılamaz nitelikte olmadığı dolayısı ile uyarlama koşullarının oluşmadığı, başlangıçtaki dengenin gözetilmesi gerektiği, ileriki zamanlarda gerçekleşen duruma göre uyarlama yapılabileceği de tabii bulunmasına göre davacının nafakanın kaldırılması/indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması-indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı ... vekili dilekçesi ile; tarafların Tire Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/01/2010 tarihli 2007/436 Esas-2010/16 Karar sayılı boşanma ilamı ile boşandıklarını, bu boşanma kararı ile müşterek çocuk lehine aylık 600 TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu, aradan geçen 5 yıllık süre içerisinde nafakanın arttırılmadığını, ancak müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, İzmir Fen Lisesinde başarılı bir öğrenci olduğunu, yatılı olarak eğitim gördüğünü, davalının ise villa denebilecek bir binada yaşadığını, lüks bir aracının olduğunu, sosyal medyada lüks yaşadığını dair yazı vs paylaştığını belirterek nafakanın...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Asıl davanın reddine, davacı lehine hükmedilen aylık 475,00 TL yoksulluk ve müşterek çocuk BAŞAK lehine hükmedilen aylık 310,00 TL iştirak nafakalarının dava tarihi itibari ile ulaştığı miktarlar nazara alınarak davacı adına nafakanın artırılması talebinin reddine, müşterek çocuk BAŞAK adına nafakanın artırılmasını talebinin kısmen kabulü ile müşterek çocuk BAŞAK lehine hükmedilen aylık 310,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 650,00 TL ye yükseltilmesine, hükmedilen nafakanın her yıl TUİK tarafından belirlenen yıllık ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Asıl davanın reddini, karşı davanın kısmen kabulünü istinaf etmiştir....
Turizm ve Yatırım A.Ş'nin her geçen yıl zarar ettiğini ve ekonomik durumunun kötüleştiğini belirterek, davalı yararına hükmedilen nafakanın kaldırılmasını, aksi takdirde ekonomik koşullar göz önüne alınarak uygun miktara indirilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davacının boşanma davasından sonra iş değiştirdiği, davalının asgari ücretin üzerinde gelirinin bulunduğu, boşanma kararından sonra tarafların gelirlerinde değişiklik olduğu, değişen ekonomik ve sosyal durum çerçevesinde davacının ödemekle yükümlü olduğu nafakanın fazla olduğu gerekçesiyle indirim talebinin kabulüne, yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 700,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının indirilmesi istemine ilişkindir. Kural olarak, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. İrad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın mahkemece azaltılabilmesi için hakkaniyetin bunu gerekli kılması ve tarafların ekonomik durumlarının değişmesi gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; kadın lehine aylık 1.500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davalının düzenli bir işte çalışmadığı, her ne kadar sgk kayıtlarında çalışıyor gözükse de tanık beyanlarından, geçimini sağlayacak bir gelirinin olmadığı, primlerini kendisinin yatırdığı, davacının ise Amerika'dan döndüğü ve emekli olduğu, emekli maaşı dışında başka işlerde yaptığı anlaşıldığından davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddine, davalının aradan geçen zamanda nafakanın artırımına ilişkin dava açmadığı, tarafların sosyal ekonomik durumlarına ve günümüz ekonomik koşullarına göre yoksulluk nafakası miktarının fazla olmadığından davalının nafakanın indirilmesi talebinin de reddine karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2022 NUMARASI : 2021/205 ESAS - 2022/15 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı/Nafakanın Kaldırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul Küçükçekmece 5....