Taraflar arasında velâyetin değiştirilmesi, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasının arttırılması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davada kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi taleplerinin ayrı ayrı reddi ile karşı davada iştirak nafakasının arttırılması talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı baba tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
DAVA TÜRÜ : Nafakanın Arttırılması-Kişisel İlişkinin Uzatılması-Nafakanın Kaldırılması-Kişisel İlişkinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının kabul edilen davası ve reddedilen kendi davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı erkeğin yoksulluk nafakası için gelecek yıllarda TÜİK tarafından belirlenecek ÜFE oranında artış talebinin kabul edilmesi gerekirken, reddi doğru olmamıştır....
GEREKÇE : Dava kadının davasında iştirak nafakasının artırımı,erkeğin karşı davasında velayetin değiştirilmesi/olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi taleplerinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; 1- )Davalı-karşı davacı vekilinin nafakanın artırımı ile ilgili davada verilen karara ilişkin istinaf başvurusu yönünden; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri sekizbin Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (02.12.2016 tarihli, 6763 Sayılı Kanunun 41 maddesi ile değişik, 6100 sayılı HMK m.341/2) Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir....
kaldırılmasına, müşterek çocuk Hatice Atabay ile karşı davacı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin genişletilerek yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık; müşterek çocuğun eğitim giderlerine ilişkin boşanma protokolünün yeniden düzenlenmesi ve nafakanın indirilmesi talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 03.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece münhasıran açılan tedbir nafaka davasında kadın için hükmedilen nafakanın yıllık miktarı 4.800,00 TL , çocuk için hükmedilen nafakanın yıllık miktarı ise 6.000,00 TL olup, karar tarihinde kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....
Somut olayda, davalı-davacı tarafça terditli dava açılarak velayetin değiştirilmesi, olmadığı takdirde ortak velayet, buda mümkün olmadığı takdirde şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesini usulen dava ve talep ettiği halde, ilk derece mahkemesince, sosyal hizmet uzmanı Özben Araman tarafından rapor düzenlenirken davalı-davacı taraf ile herhangi bir görüşme yapılmaması, davalı-davacı tarafla ilgili olarak gerekirse etraflı bir şekilde ve talimatla rapor alınmaması, ortak velayet, olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeni şartlara uyarlanmasının gerekip gerekmediği konularında bilirkişi görüşüne başvurulmaması, davalı-davacının 10/02/2020 tarihli SİR raporuna yönelik itirazları konusunda olumlu-olumsuz herhangi bir karar verilmemesi, gerekçeli kararda davalı-davacının ortak velayet, olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebi ile ilgili olumlu-olumsuz herhangi bir gerekçeye yer verilmemesi, salt karşı davanın reddine karar verilmesi ile yetinilmesi yukarıda açıklanan...
O nedenle, işlem temelinin çökmesi veya tarafların mali durumlarının değişmesi irat şeklinde ödenmesine karar verilen nafakanın kaldırılmasını veya yeniden belirlenmesini gerektirebilir. Somut olayda; taraflar Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2017/471 Esas 2017/417 Karar sayılı 06/07/2017 tarihli kararı ile anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Nafakanın kaldırılması, olmadığı taktirde indirilmesi talepli eldeki dava ise 14/11/2018 tarihinde açılmıştır. Nafakanın belirlendiği dava ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık 16 aylık bir zaman farkı bulunmakta olup, yukarıda genel ilkeleri belirtilen şekilde nafakanın kaldırılması yahut indirilmesi sebeplerinin bulunduğuna dair dosyada bir delil bulunmadığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
, çocuğa zarar vermeye çalıştığını, davalının şiddete meyilli olduğunu, alkol kullandığını, öfke kontrol problemi olduğunu, müvekkiline yönelik suçları nedeniyle bir çok ceza davası açıldığını, çocuğun can güvenliği olmadığını belirterek, çocukla davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına, nafakanın 1.500 TL olarak belirlenmesine ve nafakaya TEFE oranında artış uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Davasında Verilen Karara Yönelik İtirazların İncelenmesinde; Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman islenebilir....