DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ karşı davalı erkek tarafından terditli olarak açılan velayet değişikliği, iştirak nafakası ve kişisel ilişkinin düzenlenmesi istemine ilişkindir. Karşı dava; davalı/ karşı davacı kadın tarafından açılmış iştirak nafakasının arttırılması ve kişisel ilişkinin düzenlenmesi istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı/ karşı davalı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; asıl davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzre nafakanın aylık 400 TL artırımı ile 750 TL ye yükseltilmesine, erkeğin usulüne göre harcını yatırarak açtığı karşı dava olmadığından karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiş, Davacı davalı kadın vekili nafaka artırım miktarını usulen reddedilen karşı dava yönünden lehlerine vekalet ücreti hükmedilmemesini, Davalı davacı vekili iştirak nafakası artış miktarını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava iştirak nafakasının artırımı davası, karşı dava ise ortak çocukla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi, yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminden ibarettir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
oldukça uzun süreli olması nedeniyle bu süre içerisinde çocukların ihtiyaçlarının karşılanabilmesi adına kararlaştırılan iştirak nafakasının kaldırılması taleplerinin iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkesi bağdaşmadığından reddi kararının yerinde olmadığını, haftanın 4 günü kişisel ilişki tesisinin oldukça fazla olduğunu, bu durumun velayet hakkına sahip olan davacı müvekkilinin velayet görevini yerine getirmesini ve çocuklarla ilgilenmesini engellediği gibi yaşanılanlar karşısında bu durum çocukların ruhsal ve bedeni gelişimini olumsuz etkilediğini, mahkemece kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve bunun sonucu nafakanın yeniden kaldırılması taleplerinin her biri yönünden ayrı ayrı karşı tarafa vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müşterek çocukların haftanın 4 günü davalı annede kalacakları gözetilerek nafaka ödemeyi kabul etmiş ise de kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi karşısında artık buna gerek kalmayacağından nafakanın da kaldırılması gerektiğini belirterek...
Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken, gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davacı- karşı davalı baba arasında kademeli bir şekilde ve infazda zorluk oluşturacak şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebi yönünden yazılı yargılama usulü kapsamında teati gerçekleştirilmiş, heyetten rapor alınmış,tanıklar dinlenmiş, neticeten ve özetle"...velayet değişikliği talebinin kabulüne velayetin anneye verilmesine-çocuk için ara karar tarihi olan 23.12.2021 tarihinden itibaren ve tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere aylık 1.000 TL.tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,karar kesinleştiğinde bu nafakanın iştirak nafakası olarak devamı ile her yıl üfe-tüfe oranında artırılmasına,çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine"karar verilmiş,karara karşı davalı vekili tekrar istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Düzenlenmesi - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kişisel ilişkinin süresi yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kişisel ilişkinin süresi ve nafakanın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının iştirak nafakasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m/341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 2007 doğumlu çocuğun boşanma tarihi itibarıyla 4 yaşında olduğu ancak Mahkemenin karar tarihi itibarıyla lise çağına gelmiş olduğu, üçlü bilirkişi heyetinden alınan sosyal inceleme raporu ve 13.12.2022 tarihli celsede ortak çocuğun kişisel ilişki hususundaki görüşü ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinden baba ile çocuk arasında kurulan yatılı kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına hizmet etmediği ve bizzat Mahkeme huzurunda beyanı alınan çocuğun babasının evinde yatılı kaldığında rahat edemediğini, ayrı bir odası ve yatağının bulunmadığını, babasının isteklerini önemsemediğini beyan ettiği, baba ve çocuk arasında kurulan yatılı kişisel ilişkinin kaldırılarak gün içinde belli aralıklarla kişisel ilişki kurulmasının çocuğun gelişimine daha uygun olduğu kanaatine varılmakla yatılı kişisel ilişkinin kaldırılmasına ve gün içinde kişisel ilişki kurulmasına, önceki kişisel ilişki...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; asıl davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzre nafakanın aylık 400 TL artırımı ile 750 TL ye yükseltilmesine, erkeğin usulüne göre harcını yatırarak açtığı karşı dava olmadığından karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiş, Davacı davalı kadın vekili nafaka artırım miktarını usulen reddedilen karşı dava yönünden lehlerine vekalet ücreti hükmedilmemesini, Davalı davacı vekili iştirak nafakası artış miktarını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava iştirak nafakasının artırımı davası, karşı dava ise ortak çocukla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi, yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminden ibarettir....
Davacı-karşı davalı vekili son celsede "biz rapor doğrultusunda velayetin annede kalmasını müvekkilimiz ile çocuk arasında raporda belirtildiği şekilde kişisel ilişki kurulmasını ve nafakanın pandemi koşulları nazara alınarak makul bir miktarda indirilmesini talep ederiz" şeklinde beyanda bulunmuştur. Dava velayetin değiştirilmesi davası olarak açılmış, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine dair bir dava yoktur. Islah ya da karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığı dikkate alınarak son celsede davacı tarafın kişisel ilişkinin rapor doğrultusunda düzeltilmesi talebi dava olarak nitelendirilemez. İlk derece mahkemesince kişisel ilişki yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi usul hükümlerine uygundur. Bu haliyle; erkeğin kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafakanın Yeniden Düzenlenmesi - İstirdat - Menfi Tespit ve Nafakanın Uyarlanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından menfi tespit, istirdat ve ADSL ödemelerine yönelik alacak davalarının reddi ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.02.2020 (Salı)...