WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/370 Esas-684 Karar sayılı kararı ile 30.04.2012 ve 30.05.2012 tarihlerine ilişkin toplam 2000,00TL nafakanın takipten önce ödendiği gerekçesiyle bu 2000,00TL nafaka yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiği de dikkate alınarak yaptırılması buna göre bakiye borç muhtırası düzenlenmesi yönünde İcra Müdürlüğüne talimat verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alacaklı vekilinin temyiz itirazının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına taraflarca HUMK'nun 388/4....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Geçici Düzenlenmesi-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; ortak çocuklar ... yararına hükmedilen nafakanın miktarı ve ortak çocuk ...yararına talep edilen nafakanın reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu kanıtlanmıştır. Davacı kadının ev hanımı olduğu ortak üç çocuğu ile birlikte yaşadığı çocuklardan Metin'in %99 oranında özürlü olduğu anlaşılmaktadır....

      Aile Mahkemesinin 2016/352 Esas, 2016/368 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları ve ortak çocuğun velâyet hakkının anneye bırakıldığı, babanın halen Antalya İli Alanya İlçesinde ikamet ettiği, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talepli davada, sosyal inceleme raporu uyarınca ortak çocuğun, babaya yönelik endişeli ve kaygılı duygu durumunun bulunması, baba ve annenin farklı illerde yaşıyor oluşu, babayla çocuk arasında 2 haftada bir kurulacak yatılı kişisel ilişkinin ortak çocuk için yorucu olabileceği ve bu durumun çocuğun düzenini bozabileceği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile; çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin, ortak çocuk ... ve davalı baba ...'...

        Bu sebeple davacı-davalı babanın bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı babanın kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davalı-davacı anne tarafından açılan ve ilk derece mahkemesi tarafından reddedilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasında davalı-davacı annenin istinaf yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin kabulüne ve ortak çocukla baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir. Kişisel ilişkiye dair kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Koşulların varlığı ve değişmesi halinde her zaman davaya konu edilebilir. Toplanan delillerden kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi için yeterli delilin dosyada mevcut olmadığı anlaşılmaktadır....

          Çocuğun yaşı ve davacı babanın bu durumu kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi için haklı bir sebep olmakla birlikte baba ile çocuk arasında kişisel ilişkinin dini bayramların 2. günü tesis edilmesinde çocuğun menfaatine aykırı olduğu yönünde bir delil de bulunmamaktadır. Bu durumda baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin dini bayramların 2. günü yatılı olarak düzenlenmesine karar verilmesi gerektiği gibi, açılmış bir dava ve çocuğun yüksek menfaatini gerektirir bir durum olmadan sömestr tatilinde kurulan kişisel ilişkinin azaltılmasına karar verilmesi de doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. c-Davacı tarafından kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası açılmış, mahkemece de kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir. Kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi için davalı tarafından açılmış bir dava veya karşı dava bulunmamaktadır....

            Davacı-davalı vekili verilen kararı; kişisel ilişkinin yatılı olacak şekilde yeniden düzenlenme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle istinaf etmiş, kararın bu yönden kaldırılmasını, karşı davanın reddini talep etmiştir. Davalı-davacı vekili istinaf başvurusuna cevap vermemiştir. Esas dava; iştirak nafakasının artırımı, karşı dava; kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir. Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ortak çocukla davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası olup, boşanma sonucu velayet kendisine bırakılan anne tarafından açılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı baba tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur....

              Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 4-Davacı- karşı davalı erkeğin 29.04.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talep ettiği maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 5-Velayeti anneye verilen ortak çocuk 11.04.2015 doğumlu ...ile davacı-karşı davalı baba arasında kişisel ilişkinin kurulmasına karar verilmiş, kişisel ilişki kurulurken çocuğun 7 yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davacının, velayetin değiştirilmesi, kabul edilmediği taktirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi taleplerini içeren, terditli dava açtığının, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebi kabul edildiğine ve davacının kendisini bir vekille temsil ettirdiğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafakanın Yeniden Düzenlenmesi-İstirdat-Menfi Tespit-Nafakanın Uyarlanması Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 25.02.2020 gün ve 2020/736-2020/1536 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu