Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği müşterek çoçuğun yaşı ihtiyaçları ve eğitim durumu davalının belirlenen gelir durumu nazara alındığında hükmolunan (artırılan) iştirak nafakası miktarı az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Ayrıca TMK'nun 176/son, 330/son,365/5.maddesinde hükmolunan nafakanın gelecek yıllarda da artırımına ilişkin olarak getirilen bu madde gerekçelerinde de bahsedildiği gibi ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklıların her yıl dava açmak suretiyle emek ve masraf saflarının önüne geçilmek için getirilmiş bir hak olup, bu hak sadece nafaka alacaklılarına tanınmıştır. nafaka borçlularının böyle bir talep hakkı yoktur. Buna görede davacı taraf (nafaka alacaklısı) somut olayda nafakanın gelecek yıllarda artırım talebinde bulunmamıştır. Sadece davalı nafaka borçlusu bu talepte bulunmuştur....

    Mahkemece, açıklanan nedenlerle önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan dengeyi koruyucu, hakkaniyete uygun, en azından enflasyon oranında artırım kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile artırım talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların, 17.06.2011 tarihinde kesinleşen kararla anlaşmalı olarak boşandıkları, davacının, davalı kadına aylık 2.500 TL yoksulluk nafakası ödeme ile nafakaya her yıl %20 oranında artırım yapılmasını kabul ettiği, bu nedenle mahkemece, davalı kadın lehine aylık 2.500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini ve nafakaya her yıl %20 oranında artırım yapılmasına karar verildiği, nafakanın kaldırılmasına dair bu davanın ise 24.04.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmasında, davacının mesleğinin muhasebecilik olup,31.12.2014 tarihinde işten çıktığı,işsiz olduğu ,aylık 650 TL işsizlik maaşı aldığı ,davalının ise öğretmen olup,aylık 2.500 TL maaşı olduğu anlaşılmaktadır....

        Aile Mahkemesi'nin 2010/704 Esas 2012/405 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müvekkili lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen 10 yıllık süre içerisinde ihtiyaçların artığını, enflasyon ve paranın satın alma gücünün düştüğünü, nafakanın artık yetersiz gelmeye başladığını, müvekkilinin başkaca gelirinin bulunmadığını, yakınlarının yardımı ile yaşamını sürdürmeye çalıştığını, davalının kazandığı aylık ücretin, nafakanın artırılması halinde kendisini etkilemeyecek kadar fazla miktarda olduğunu, bu nedenlerden dolayı davalarının kabulü ile nafakanın aylık 2.000,00 TL'ye çıkartılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

        nin velayeti altına konulduğunu, tarafların 24.03.2010 tarihli ilam ile boşandıklarını; 24.10.2011 tarihli ilam ile de davalı babanın kızı....i'ye aylık 250,00 TL yardım nafakası ödemesine karar verildiğini belirterek; takdir edilen nafakanın aradan geçen zaman içerisinde Ezgi'nin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığı gerekçesiyle nafakanın aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasını vekaleten talep etmiştir. Mahkemece; yardım nafakasına hükmedilen ilamın henüz kesinleşmediği gerekçesi ile davacının davasının HMK 114. H ve I maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yardım nafakasının artırılması talebine ilişkindir.Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın artırılmasına karar verilebilir. Mahkemece; davacı tarafın nafaka artırım talebi HMK'nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (ı) bendleri gerekçe gösterilerek reddedilmiştir....

          Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği nafaka artırım davasında dava tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 2 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Cari iştirak nafakasının belirlendiği Aksaray 3....

          Ereğli Aile Mahkemesi'nin 2016/233 E. -2017/572 K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, müşterek çocuk lehine aylık 500 TL iştirak nafakasına ve nafakanın her yıl Ekim ayında enflasyon oranında artırlmasına ayrıca müşterek çocuğun eğitim giderlerinin ( yemek ücreti, servis ücreti, kitap ve kırtasiye giderleri, okul kıyafetleri vb. ihtiyaçlarının ) her sene eğitim öğretim başında taraflarca 1/2 oranında karşılanacağının hüküm altına alındığı, kararın 31/10/2017 tarihinde kesinleştiği , iş bu davanın 29/09/2021 tarihinde açıldığı; davacı kadının dava dilekçesinde anlaşmalı boşanma davasında erkeğin taahhüt ettiği çocuğun okul masraflarını karşılamadığını , hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını belirterek nafakanın 1.500 TL'ye çıkartılmasını talep ettiği, aylık 500 TL iştirak nafakasına mahkemece enflasyon oranında artırım oranı uygulandığı için her yıl ekim ayında artış ile 2021 ekim ayında iştirak nafakasının 920 TL'ye çıktığı...

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Boşanmadan sonraki süreçte mali durumunun kötüleştiğini beyanla davanın kısmen kabul edilerek nafakanın yükseltilmesini istinaf etmiştir. Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Nafakanın artış miktarının az olduğundan bahisle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, yoksulluk nafakası artırım talebine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacı kadının 350,00 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 550,00 TL'ye yükseltildiği, taktir edilen nafaka artırım miktarı (200TLx12=2.400TL) toplamının yıllık 2.400 TL'ye tekabül ettiği, yine reddedilen bir yıllık nafaka miktarının ise 2400TL ye tekabül ettiği, H.M.K'nun 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 5.390,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu, dolayısıyla Konya 2....

          Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. ./.. -2- Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası.oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

            Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda;tarafların müşterek çocukları 06.02.1995 doğumlu ...'in eldeki davanın açıldığı 29.04.2015 tarihi itibariyle reşit olduğu da gözetildiğinde,davacı ... lehine hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olmayıp,yardım nafakası olduğunun gözetilmemiş olması da doğru görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu