Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır (Yargıtay 3. HD 2016/7753 E-2016/11128 K ). Bu itibarla; davalı vekilinin geleceğe yönelik nafakanın sabitlenmesine yönelik, davacı tarafın ise nafaka miktarı ve ÜFE'ye göre artış yönündeki istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulü ile davacı yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere ve her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırım yapılmak üzere aylık 1.000,00.-TL yardım nafakası takdirine karar verilmesi gerekmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın artırım davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 17.maddesi ile Tebligat Tüzüğün 23.maddesine göre; belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bu şekilde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın o yerde bulunmadığının tebliğ evrakına yazılması gerekir. Gerekçeli kararın davacı vekiline "aynı çatı altında sekreteri......

    Bu nedenle davacı-davalı tarafın iştirak nafakası miktarı ve artırım oranına yönelen istinaf kanun yoluna başvurma talebinin usulden reddi gerekmiştir....

    Buna göre, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ve TMK'nun 4. maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında, mahkemece yapılan artırım miktarı az bulunmuş, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden dairemizce karar verilmesi gerekmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; davacının istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile, TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, iştirak nafakasında bir miktar daha artırım yapılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak, buna ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması uygun görülmüştür....

    itibaren iştirak nafakası olarak davacı- karşı davalı erkekten alınarak müşterek çocuklara harcanmak üzere davalı- karşı davacı kadına verilmesine, bu nafakanın kararın kesinleşmesinden sonraki her yıl TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında artırılmasına,fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalı- karşı davacı kadın için 26/03/2021 tarihli duruşmada asıl dava tarihinden geçerli olmak üzere taktir edilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 600 TL artırım ile toplam aylık 1.600 TL nafakanın karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası, kararın kesinleştiği tarihten itibaren yoksulluk nafakası olarak davacı- karşı davalı erkekten alınarak davalı- karşı davacı kadına verilmesine, bu nafakanın kararın kesinleşmesinden sonraki her yıl TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında artırılmasına,fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalı- karşı davacı kadının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 90.000,00 TL maddi tazminatın davacı- karşı davalı erkekten alınarak davalı...

    Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle davalı babanın banka ve tapu kayıtları göz önünde bulundurularak, davalının ekonomik durumu etraflıca araştırılıp, ardından, çocuğun okuluna müzekkere yazılıp, okul masrafları tam olarak tespit edilerek, nafakanın takdir edildiği tarihle artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen yaklaşık 5 yıllık sürede gözönünde bulundurularak; çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek ve nafaka yükümlüsü babanın geliriyle orantılı olacak şekilde, TMK'nın 4.maddesinde hükme bağlanan hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      Hukuk Daresinin uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2021 NUMARASI : 2020/830 ESAS 2021/458 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Afyonkarahisar Aile Mahkemesinin 2007/277 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, hükmedilen 170,00 TL yoksulluk nafakasının aynı mahkemenin 2011/834 Esas sayılı dosyası ile 220,00 TL'ye yükseltildiğini, tarafların nafaka artırımı konusunda her yıl anlaşmaya vardıklarını, en son 2019 yılı eylül ayından itibaren nafakanın 650,00 TL olarak kararlaştırıldığını belirterek nafakanın aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir....

      Her ne kadar mahkemece ""tarafların nafakanın hüküm altına alındığı boşanma davasının kesinleştiği 02.07.2019 Tarihi ile eldeki davanın açıldığı 21.11.2019 tarih arasındaki geçen sürede ki TÜİK tarafından belirlenen üretici fiyat endeksi (ÜFE) oaranları, davacı asilin sosyal, ekonomik ve ihtiyaç durumlarında nafakanın arttırılmasını gerektirir önemli bir değişikliğin bulunmadığı;" gerekçesi ile davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın USULDEN REDDİNE karar verilmiş ise de; yoksulluk nafakasının hükmedildiği tarih 01/07/2016 olup kararın kesinleşmesi 02/07/2019 olmakla, nafakanın hükmedildiği 01/07/2016 tarihinden eldeki davanın açıldığı 21/11/2019 tarihleri arasında geçen zaman değerlendirildiğinde davacının dava açmakta hukuki yararı olduğu gözetilerek davacı tarafından sunulan deliller değerlendirilerek davanın esası hakkında bir karar vermek vermek gerekirken davanın usulden reddi hatalı olmuştur....

      Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 5 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....

      UYAP Entegrasyonu