Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2022 NUMARASI : 2019/62 ESAS - 2022/42 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Arttırımı KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı, davalı tarafça istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması istenmiş ise de; dosyada incelemenin duruşmalı yapılmasının gerektirir bir eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tahkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Mersin 1. Aile Mahkemesinin 2008/1213 Esas sayılı dosyasına sunulan protokol gereği, protokol hükümleri uygun bulunarak tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye bırakılarak, çocuk lehine 1.000 TL iştirak nafakası ile protokolün 3....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/02/2023 NUMARASI : 2022/942 ESAS-2023/132 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Antalya 2. Aile Mahkemesinin 2013/461 esas, 2013/488 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocukları Elif Hira'nın velayetinin müvekkiline verildiğini, aylık 400,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakanın bağlanmasından bugüne 9 yıl geçtiğini, çocuğun büyüdüğünü, ihtiyaçlarının arttığını, nafakanın yetersiz kaldığını açıklayarak aylık 400,00 TL olarak hükmedilen iştirak nafakasının aylık 3.000,00 TL'ye arttırılmasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında kendiliğinden arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "Davanın KISMEN KABULÜ ile, Antalya 2....

Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Yargıtay 3....

Aile Mahkemesi'nin 2011/729 esasında nafaka arttırılması davası açtığını, bu dava neticesinde her bir çocuk için 600,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ve bu kararın 03/04/2012 tarihinde kesinleştiğini, sözkonusu ilamda, çocuklar için belirlenen 600,00'er TL nafakanın her yıl devlet organlarınca belirlenen resmi enflasyon oranında arttırılacağının kabul edildiğini ancak davalının bu arttırımı yapmadığını ,çocuklarının okul çağında olup, her geçen gün ihtiyaçlarının arttığını beyanla müşterek çocuklar Haydar Can ve Betül için takdir edilen nafakanın arttırılarak her bir çocuk için aylık 900,00 TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini talep etmiştir....

    Sayılı ilamı ile 27.01.2017 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, hükmün 23.02.2017 tarihinde kesinleştiğini, müşterek çocuk Zeki Gök için 300- TL İştirak nafakasına hükmedildiğini, davalının 08.05.2019 tarihinden bu yana müşterek çocuk için herhangi bir nafaka ödemesi yapmadığını, Müvekkilinin hayat şartlarının ağırlaşması, paranın değer kaybetmesi ve bununla birlikte aradan geçen 5 yıla yakın süreçte müşterek çocuğun masraflarının artması nedeniyle maddi anlamda ciddi şekilde yıprandığını, nafakanın yetersiz kaldığını, davalının kendi nam ve hesabına araç çekici hizmeti vermekte olduğunu, aylık gelirinin 10.000- TL olduğunu, davalının maddi durumunun iyi olduğunu, Müşterek çocuk için; aylık 300- TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden başlayarak 700- TL arttırımı ile aylık 1000- TL. ‘ye çıkartılmasına, Hükmedilecek yeni nafakanın her yıl ÜFE oranında artışına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı / vekili cevap dilekçesi sunmamıştır....

    tarihi esas alınarak gelecek yıllar için belirlenen nafakanın TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında artırıma tabi tutulmasına, ilk artırımın kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl sonra yapılmasına ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır....

    Dava; ayrı yaşamakta haklılık nedeniyle Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı tedbir nafakasının arttırımı talebine ilişkindir....

    Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre; nafakanın kaldırılması veya yeniden belirlenmesi için tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekir. Bu nedenle; nafaka, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile artırılabilir veya indirilebilir. Ayrıca, BK.19 (TBK 26) ve 20. (TBK 27.) maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge umulmadık gelişmeler yüzünden bozulacak olursa, güven sorumluluğu ve ivazsız iktisabın korunmazlığı ilkesi (TMK 2) gereğince sözleşme koşulları değişen maddi koşullara uyarlanır....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafaka Arttırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası fazladır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....

        Taraflar arasındaki nafaka arttırımı ve nafakanın kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, kararın kesinleşmesi sonrasında davalı-davacı erkek vekilince tavzih talebinde bulunulmuş, davalı-davacı erkek vekilinin tavzih talebi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince reddedilmiştir. Mahkemenin tavzih talebinin reddine ilişkin kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez....

          UYAP Entegrasyonu