Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davasının kısmen kabulüne, davacı kadın için dava tarihinden itibaren başlamak mükerrer ödemeye yer vermemek üzere aylık 200-TL olarak ödenen nafakanın aylık 100-TL arttırılarak 300-TL yoksulluk nafakası olarak devamına, Müşterek çocuklardan Emin Arslan için 200-TL olarak ödenen nafakanın aylık 100- TL arttırılarak 300- TL iştirak nafakası olarak devamına, diğer çocuk....n için 300- TL olarak ödenen nafakanın aylık 100- TL arttırılarak 400-TL iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/39 Esas, 2016/280 Karar Sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 300- TL katılım nafakasının, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300- TL ARTTIRILMASINA, aylık 600- TL katılım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın kararın kesinleşmesine müteakip bir yıl aynen devamına, sonrasında her yıl TUİK tarafından belirlenen yıllık Yİ-ÜFE ve TÜFEnin aritmetik ortalaması oranında arttırılarak devamına, Davacının yoksulluk nafakasının arttırılması isteminin REDDİNE, Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; reddedilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar lehine hükmolunan nafaka miktarı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; iştirak ve yoksulluk nafakası arttırımı istemine ilişkindir....

    Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk, T./Ateş, D.: Aile Hukuku, C.2, İstanbul 2019, s. 302). Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....

      Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından; tarafların 13.12.2013 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı/karşı davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık iki yıllık süre geçtiği, davacı/karşı davalının ev hanımı olduğu, 400 TL kira ödediği, davalı/karşı davacının ise matbaada çalıştığı, aylık 1000 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....

        Ön inceleme duruşmasında da talep ettiği nafakaları yoksulluk ve iştirak nafakası olduğunu açıklamıştır. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için talep ettiği nafakanın, boşanma kararından sonra da devam etmesine yönelik talebi "yoksulluk nafakası" anlamındadır. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için boşanma kararı sonrasında devam edecek şekilde talep etliği nafakayı iştirak nafakası olarak adlandırmış olmasının, kadının dilekçeler teatisi aşamasında usulünce yoksulluk nafakası isteğinin bulunmadığı şeklinde yorumlanması usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası isteğinin bulunduğu gözetilerek bu hususta olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı- karşı davalı kadının dava dilekçesinde yer alan 30.000 TL. manevi tazminat işleği hakkında hüküm kurulmamış olması da doğru bulunmamıştır....

          Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar, olayda yoksulluk nafakası davasının dava koşullarının gerçekleşmediği ve istemin süresinde olmadığı göz önünde tutulmaksızın mahkemece, davacı lehine boşanma kararı ile hükmedilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak nitelendirilip nafakanın artırılması yönünde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, iştirak ve yoksulluk nafakalarının arttırımı talebine ilişkindir. TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

            Ayrıca madde metninden de anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk, T./Ateş, D.:Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Ocak 2019, s. 302). Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....

              (Kocabaş, Gediz: Evlilik Sonrası Dayanışma İlkesi ve Bu İlkenin Sınırı Olarak Clean Break İlkesi Doğrultusunda Yoksulluk Nafakasını Belirleyici Ölçütler, MÜHF – HAD, C. 19, S. 1) Bu doğrultuda yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ve müşterek çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayımladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

              Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durum, ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda, boşanma ile yoksulluğa düşen davalıya 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olup, karardan sonra da babasından yetim aylığı bağlanmıştır. Zira, aldığı nafaka miktarı ile, bağlanan yetim aylığı miktarı toplamı, onu, yoksulluktan kurtaracak miktara ulaşmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu