Dava, çocuk ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması/kısıtlanması talebine yöneliktir. Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakıl mayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m 323 ) Ana ve babadan herbiri diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanır veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilir veya kendilerinden alınabilir (TMK. md. 324/1- 2). Tarafların Ankara 4....
alan bebek oluşu gözetilerek ilk derece mahkemesince tedbiren yatılı olmayacak şekilde baba ile kişisel ilişki tesis edilmiş, sonrasında davalı babanın kişisel ilişki sürelerine riayet etmemesi ve ortak çocuğun yaşının da küçük olması vb. sebeplerle hükümle de ortak çocuk ve baba arasında yatısız kişisel ilişki tesis edilmiştir....
Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davalı- davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle baba ile çocuk arasında babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı da olacak şekilde daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi üstün yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece üstün yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir....
Kişisel ilişki düzenlenirken analık babalık duygularının tatmini yanında çocuğun fiziki, bedeni ve ahlaki gelişimi ile eğitim durumunun da gözetilmesi ile çocuğun üstün yararı uyarınca düzenleme yapılması esastır. Boşanma kararında kurulan kişisel ilişki yeterli iken, iki haftada bir çarşamba günleri saat: 18:00 ile 20:00 saatleri arasında, çocukların eğitim ve uyku düzenini etkileyecek şekilde çocuklar ile kişisel ilişki kurulması, çoçukların üstün yararına uygun değildir. Hal böyle olunca boşanma kararında düzenlenen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi şartları oluşmadığı halde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Velayetin Değiştirilmesi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulması İlişki Kurulmasına ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı taraf, kişisel ilişki süresi ve reddedilen kısım yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünde süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK. md. 324/2). Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır. Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1)....
HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Kişisel ilişki kararları süreklilik arz edecek şekilde kesin hüküm niteliği taşımazlar. Bu nedenle, çocukların üstün yararlarına, değişen durum ve koşullara göre önceden verilmiş kişisel ilişki kararları değiştirilebilir, kaldırılabilir; daha evvel kişisel ilişki kurulmamış ise kişisel ilişki kurulması yönünde karar verilebilir. Ancak, kişisel ilişki kararları çocuğun üstün yararına uygun, çocuğun huzurunu tehlikeye sokmayan (TMK m. 324/2), açık, infaz sırasında kuşku ve duraksama uyandırmayacak şekilde (HMK m. 297/2) olmalıdır. Çocukla anne ve baba arasında kişisel ilişki kurulması kararı verilirken; göz ününde tutulması gereken temel ilke çocuğun "Üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1,3; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır....
Davalı-karşı davacı baba ile müşterek çocuk arasında boşanma davasında tesis edilen kişisel ilişki günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, yeterli olmadığı gibi babalık duygularını tatmin etmekten de uzaktır. Velayet kendisinde bulunmayan baba ile müşterek çocuk arasında, çocuğun baba sevgi ve şefkatini tadacağı şekilde, yaz tatili dışında dini bayramlar, yarı yıl tatili ve her ayın belirli haftalarında haftasonu yatılı kalacak şekilde de kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.06.2016(Pzt.)...
Bu durumda mahkemece yapılacak iş kişisel ilişki konusunda taraflara bir öneride bulunmak, kabul edildiği takdirde buna göre karar vermek, kabul edilmediği ve taraflarca anlaşmaya varılarak bir düzenleme de yapılmadığı takdirde, davanın Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca çekişmeli boşanma olarak sürdürülmesi, tarafların boşanmalarına karar verilmesi halinde velayetin düzenlenmesine esas olması açısından 4787 sayılı yasanın 5. maddesi gereğince uzman kişilerden rapor alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar vermekten ibarettir. Yasal koşullar oluşmadan ve kişisel ilişki konusunda tarafların görüşü alınmadan kişisel ilişki düzenlemesi yapılması ve Türk Medeni Kanununun 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu taleple bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacılar (baba, babaanne ve dede) tarafından davalı anne aleyhine 2008 doğumlu ..... ile kişisel ilişki kurulması talebi ile dava açılmıştır. Davacılardan baba ile davalı anne hakkında.... sayılı dosyası ile 16/05/2016 tarihinde boşanma yönünden karar verildiği ve velayetlerinin anneye bırakıldığı; ancak kararın halen kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Ortak çocuklar hakkında boşanma davasında verilen karar, kişisel ilişki tesisi için açılan eldeki davayı etkileyeceği açıktır....