Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesi uyarınca kişisel ilişki kurulması davası niteliğindedir. Davacı babaanne tarafından, babası vefat etmiş torunu Hazal Ada Kurt ile arasında kişisel ilişki kurulması talep edilmiş, davalı anne tarafından ise davanın reddine karar verilmesi istenmiştir. Davalı vekilinin kişisel ilişkinin tesis edilmesine ve kişisel ilişki gerçekleştirilme şekline yönelik istinaf isteminin değerlendirilmesinde; Davacının oğlu ve çocukların babası olan Mustafa Kurt 20/11/2018 tarihinde vefat etmiş, Hazal Ada Kurt 15/09/2018 tarihinde doğmuş ve dava ise 31/01/2020 tarihinde açılmıştır. TMK'nın 325. maddesi "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde, çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlara da tanınabilir. Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yolu ile uygulanır" hükmünü haizdir....
Davacı kadın tarafından açılan boşanma davası kabul edilmiş, 19.10.2018 doğumlu müşterek çocuk Alya'nın velayeti davacı anneye verilmiş ve davalı baba ile kişisel ilişki kurulmuştur. Mahkemece sosyal inceleme raporları alınmış ise de bu raporların mahkemenin de kabulünde bulunan davalı babanın uyuşturucu madde kullanmasının kişisel ilişkinin kaldırılmasını gerektirip gerektirmediği ve kişisel ilişki süresine etkisi konularında bir değerlendirme içermediği anlaşılmaktadır. Bu haliyle mahkemece aldırılan sosyal inceleme raporları kişisel ilişki yönünden hüküm kurmaya elverişli değildir....
Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. (TMK m. 323) Ana ve babadan herbiri diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanır veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilir veya kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/1- 2). Öte yandan kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ana ve baba için bir hak olduğu gibi, çocuk için de bir haktır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasının, çocukların üstün menfatine uygun olup olmayacağının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanunun'un 323 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12 nci maddesi. Çocuk Haklarına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3. Değerlendirme Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişki sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir....
TMK'nın 323. maddesine göre; "Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir." TMK’nın 324. Maddesine göre; “Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ebeveynler bu haklarını amacına ve yasal yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir. Kişisel ilişki tesis edilmesine yönelik kararlar kesin hüküm oluşturmaz.Velayet kendisine bırakılmayan tarafça kişisel ilişkinin kurulması ya da değiştirilmesi her zaman talep olunabilir (TMK'nın 183. maddesi). Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....
O halde; müşterek çocukla baba arasında yatılı şekilde kurulacak kişisel ilişki sonucunda, küçüğün güven duygusunun ve baba sevgisinin gelişmesi onun üstün yararınadır. Müşterek çocukla davalı baba arasında..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile mahkemesi sıfatıyla) 2011/302 esas 2012/106 karar sayılı kararı ile kurulan kişisel ilişkide babalık duygularının tatmin edilmesi yönünden yeterli sürenin verilmediği anlaşılmaktadır. Tarafların müşterek çocuğu ....'nın yaşı dikkate alındığında, davacı baba ile çocuk arasında babalık duygularının tatmini de dikkate alınarak yatılı kişisel ilişki kurulmasının, çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, müşterek çocuk ile davacı baba arasında ayın belirli haftasonlarında, yarıyıl tatili ve yaz tatillerinde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
, olmadığı takdirde davalının velayet hakkını sınırlayacak şekilde hüküm kurulmamasını, kişisel ilişki esnasında uzman bulundurulmasını talep etmiştir....
tesisine ” şeklinde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı anne tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı-davalı baba 13.03.2012 tarihinde açtığı davada annenin çocukla kişisel ilişki kurmaması ve annenin yeniden evlenmesi nedeni ile çocuğun anne yanında yatılı kalmayacak şekilde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Annenin yeniden evlenmesi tek başına kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi için yeterli sebep değildir. Davacı-davalı baba kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirir maddi bir hadisenin varlığını kanıtlayamamış, çocuğun menfaatinin bunu gerekli kıldığına ilişkin bir olgu da ortaya konulamamıştır. Öyleyse davacı-davalı babanın kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebini içerir davasının reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma sonrası verilen kararda yeniden “davalı-davacı anne ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir.” Bozmaya uyulmakla, mahkeme, bozma gereğince hüküm vermek zorundadır....
Bu kapsamda müşterek çocuklar ile davalı ... arasında kurulan kişisel ilişkinin süresinde isabetsizlik bulunmamaktadır...” gerekçesi ile davacı annenin kişisel ilişkiye yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Toplanan delillerden; velâyet ve kişisel ilişki hususunda aldırılan bilirkişi raporunda “... davacının davalının madde bağımlılığının olduğu iddiası, bu iddianın doğruluğunun mahkemece tespit edilmesi gerektiği, doğru olma ihtimalinin çocuklar için risk faktörü oluşturduğu, çocukların beyanlarında davalının uyanamadığını söylemeleri de göz önüne alınarak yatısız olarak kişisel ilişki kurulmasının çocukların menfaatine olacağı kanaatinin” bildirildiği anlaşılmaktadır. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun ... yararı olup ana ve babalarıyla düzenli şekilde ve gözetim olmaksızın kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakları mevcuttur....