Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Kişisel ilişki tesisine yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden ilk derece mahkemesinin gelecek yılları da kapsayacak şekilde tarih de belirtmek suretiyle kişisel ilişki tesisi doğru olmadığı gibi dosya kapsamı, davacı babanın hali hazırda cezaevinde hükümlü olarak bulunması ve dosyada bulunan uzman bilirkişiler tarafından düzenlenmiş sosyal inceleme raporları da dikkate alındığında davacı baba ile küçük Asya arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde babanın cezaevinden izinli çıkacağı muhtemel tarihlerde ve yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisi doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; müşterek çocukla tesis edilen kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayeti davalı babaya bırakılan müşterek çocuk ... 2007 doğumlu olup, okul çağındadır. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun üstün yararı her zaman dikkate alınmak zorundadır. Okula devam eden ...'ın Cuma günü saat 18:00'den itibaren anne ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi onun menfaatine ve üstün yararına uygun değildir. O halde mahkemece çocuğun eğitimini de aksatmayacak şekilde daha uygun bir kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde kişisel ilişki kurulması doğru olmamıştır....
Dosya kapsamından kişisel ilişki kurulması talep edilen çocuk ...’ın anne ve babası arasında boşanma davasının devam ettiği ve çocuğun velayeti hakkında henüz bir karar verilmediği, babanın yurt dışında yaşadığı ve çocuk ile babanın kişisel ilişki kurmadığı, babaannenin 12.06.2013 doğumlu torunu ile kişisel ilşki kurmak istediği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesinde "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir" denilmektedir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmamaktadır. O halde davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece baba ile çocuk arasında kişisel ilişki çocuk 6 yaşını bitirinceye kadar ve 6 yaşını bitirdikten sonra şeklinde ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olduğu gibi, baba ile çocuk arasında düzenlenen kişisel ilişki süresi ortak çocuğun yaşı da gözetildiğinde babalık duygularını tatmin edecek yeterlilikte değildir....
İlk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulurken “aynı şehirde oturmaları hali" ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, taraflar farklı şehirlerde yaşıyor olsalar bile, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken "ayrı şehir-aynı şehir” ayrımına gidilmesinin önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, ayrı şehir-aynı şehir ayrımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocukların da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HMK m. 370/2)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Taraflar kişisel ilişki düzenlenmesini hakimin takdirine bırakmışlardır. Mahkemece düzenlenen kişisel ilişkinin temyiz edilmesi anlaşmalı boşanma koşullarının ortadan kalktığı anlamına gelmez. Velayeti anneye verilen müşterek çocuk 4.4.2002 doğumludur. 4 yaşındadır. Küçükle baba arasında kurulan kişisel ilişki yetersizdir. Baba ile küçük arasında onun bedeni ve fikri gelişimine zarar vermeyecek biçimde gece yatısına kalacak şekilde kişisel ilişki kurulmaması doğru olmamıştır....
ın dinlenmediğini, derdestlik itirazlarının olduğunu ve değerlendirilmediğini, davacıların 9 yıldır torunlarını arayıp sormadıklarını, kişisel ilişkinin çocukların psikolojilerini bozacağını, boşanma kararında dahi babaları ile kişisel ilişki kurulmadığını, çocuklar ile davacılar arasında kişisel ilişki düzenlemesinin müvekkilinin ve çocukların hayatını tehlikeye sonuçlarının olduğunu, davacıların müvekkili ve çocukları kaçırmakla tehdit ettiğini, onları takip edip huzurlarına kaçırdığını, dava dilekçesindeki iddia ve vakıaların aynen tekrar ederek davanın basit bir kişisel ilişki tesisi davası olmadığını, bir annenin çocuklarının hayatta kalması ve sağlıklı bireyler olması için tek başına mücadele verdiğini, çocukların üstün menfaatinin kişisel ilişki tesisine yer olmadığına dair verilecek karar olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, çocuğun annesi ile birlikte kaldığı, davacının işbu davayı açarak kişisel ilişkinin belirgin ve düzenli olmasını istemekte hukuki menfaatinin olduğu, bu nedenle çocuk ile babası arasında kişisel ilişki tesis edilmesinde hata olmadığı, ancak İlk Derece Mahkemesi tarafından çocuk 2 yaşına gelene kadar ve 2 yaşından sonrası için aşamalı kişisel ilişki tesis edilmiş ise de, değişen koşullara göre müşterek çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği, gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceği için bu şekilde yaşa bağlı olarak kademeli kişisel ilişki kurulması hatalı olduğu gibi her hafta pazar günü olacak şekilde kişisel ilişki tesisinin de annenin velayet hakkına engel olacağı, ancak gün içinde 3 saat kişisel ilişki tesisinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince...
Kişisel ilişkinin temyizi anlaşmalı boşanma hükmünün bütününü içerir. Aksi düşünce "anlaşma" kavramı ile bağdaşmamaktadır. Davacı kişisel ilişki konusunda “anlaşmadıklarını” temyiz dilekçesinde açıklamaktadır. Mahkemece yapılacak iş; taraflardan kişisel ilişki süresi konusunda görüşlerini alarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Anlaşmalı boşanma davalarında boşanmanın fer’i hükümleri konusunda hakimin tarafların görüşlerini almadan kendiliğinden düzenleme yapamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan sebeple değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma, tazminatlar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki düzenlemesinde çocuğun menfaatleri yanında analık ve babalık duygularının tatmini de esastır. Ortak çocuk ... 2014 doğumludur. Mahkemece baba ile ortak çocuk arasında, kademeli bir şekilde kişisel ilişki kurulmuştur. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....