Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Küçük ... 2009 doğumlu olup, boşanma kararıyla velayeti anneye verilmiş, baba ile çocuk arasında boşanma kararında gösterilen sürelerde kişisel ilişki kurulmuştur. İlk derece mahkemesince alınan sosyal inceleme raporunda, babaanne ve dedenin bulunduğu ortam görülmeden, aralarında kişisel ilişki kurulması konusunda bir kanaat bildirilmesinin doğru olmayacağı belirtilmesine karşın bu eksiklik giderilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca yaşı nedeniyle idrak çağında bulunan ortak çocuk Tunahan Ali’nin babaane ve dede ile kişisel ilişki konusunda görüşüne başvurulmadan karar verilmiştir....

    Mahkemece davacılar tarafından açılan torunla kişisel ilişki kurulması davasında talebin kabulü ile davacılar ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalının temyizi üzerine dairemizin 13.04.2016 tarih 2016/6320 esas 2016/7569 karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davalı tarafından süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Mahkemece davacılar ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun okula başlamasından öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile davacılar arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki boşanma davasının 29.09.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında, müşterek çocuğun geçici velayetinin anneye verilerek baba ile tedbiren kişisel ilişki tesis edildiği, mevcut tedbiren kişisel ilişkinin boşanma davasının kesinleşmesine kadar devam edeceği, boşanma ve ferilerinin kesinleşmiş olmakla hükümde belirlenmiş olan kişisel ilişkinin 20.01.2022 tarihinden itibaren uygulanacağı, ilk derece mahkemesinin dava tarihi olan 30.09.2020 tarihinde mevcut bir tedbiren kişisel ilişki düzenlemesi, karar tarihi olan 16.03.2022 tarihinden önce kesinleşmiş bir kişisel ilişki tesisi mevcut olduğu gerekçesi ile davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, davacının kişisel ilişki düzenlemesi talebinin reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

        Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygusunun tatminini sağlamaktan uzak olduğu gibi, yarı yıl tatilinde kurulan kişisel ilişkide başlayış ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi de infazda tereddüt yaratacak niteliktedir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir....

            Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m . 438/7)....

              Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir....

              Baba ile küçük arasında kişisel ilişki tesis edilmemiştir. Büyükbabanın torunu ile kişisel ilişki kurmasının, çocuğun menfaatine aykırı düşeceğine veya büyükbabanın bu hakkını amacına aykırı kullanacağına ilişkin somut bir delil bulunmamaktadır. İsteğin kabulü ile uygun kişisel ilişki tesisi gerekir. Bu sebeple sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

                KARŞI OY YAZISI Üçüncü kişilerin çocuk ile kişisel ilişki kurması olağanüstü hallere özgüdür. (TMK. m. 325) Ayrı şehirlerde yaşadıkları belli olan üçüncü kişilere ana ve babaya kişisel ilişki düzenlemesi yapar gibi on beş günde bir kişisel ilişki hakkı verilmesi çocuğun esenliği ve güvenliğini zedeler sıklıktadır. Ayda bir gün kişisel ilişki yeterlidir. Farklı düşünüyorum....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kadın tarafından açılan boşanma davası kabul edilmiş, 14.11.2011 doğumlu müşterek çocuk Fatıma Şara'nın velayeti davacı anneye verilmiş ve davalı baba ile kişisel ilişki kurulmuştur. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı baba yoğun alkol ve uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle tedavi görmektedir. Davalı babanın alkol ve uyuşturucu madde kullanımı tedavisi görmesi ve müşterek çocuğun yaşı, bedeni ve fikri gelişimine göre müşterek çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki çoktur....

                    UYAP Entegrasyonu