Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır. Başka bir ifadeyle, geçimini kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir....

    Hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davacı-davalı kadının asgari ücret karşılığı çalışmakta iken 24.04.2021 tarihinde kendi isteği ile işinden istifa ettiği, bu nedenle boşanmakla yoksulluğa düştüğünün kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı-davalı kadın tarafından reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz edilmiştir. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175)....

      Tarafların karşılıklı boşanma davalarında; mahkemece ilk olarak tarafların karşılıklı davalarının kabulü ile boşanmalarına, erkek lehine aylık 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 20.12.2016 tarihli, 2016/6525 esas ve 2016/16201 karar sayılı ilamı ile hüküm, erkek lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonunda erkek lehine 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından yoksulluk nafakası, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise yoksulluk nafakasının başlangıç tarihi yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 28.09.2020 tarihli, 2020/3806 esas ve 2020/4266 karar sayılı ilamı ile hüküm onanmış, bu ilama karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur....

        Hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminat, tedbir-yoksulluk nafakası, boşanma ve ziynet davası vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Davalı-davacı kadının karşı dava dilekçesinin içeriğinde aylık 400 TL tedbir-yoksulluk nafakası istenmişse de dilekçenin “talep” kısmında aylık 225 TL tedbir-yoksulluk nafakası talep edilmiş ve kadın vekilinin de bulunduğu 21/5/2015 tarihli ön inceleme duruşmasında kadının aylık 225 TL tedbir-yoksulluk nafakası talebi olduğu tespit edilmiş ve davalı-davacı vekili duruşmada tespitin doğru olduğunu ifade etmiştir. Mahkeme kadın yararına aylık 300 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmetmiştir. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK m. 26/1)....

          Davacı; boşanma kararı ile davalı eski eşine bağlanan aylık 175 TL yoksulluk nafakasının, davalının boşandıktan sonra çalışmaya başladığını, yoksulluktan kurtulduğunu ileri sürerek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı sekreter olarak asgari ücretle çalışıyor olmasının yoksulluktan kurtarmadığını bildirerek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde nafaka alacaklısının düzenli gelir getiren bir işte çalışması halinde yoksulluk halinin ortadan kalkacağını ileri sürerek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını istemiştir. Yargıtay HGK.nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaycak düzeyde geliri olmayanları ... kabul etmek gerekir....

            Ancak ilk incelemede bu hususun gözden kaçtığı ve hükmün tamamının onandığı anlaşılmakla, davalı kadın eşin maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası ile ilgili onama kararına ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 23.10.2014 tarih, 2014/9597 esas, 2014/20681 karar sayılı onama ilamının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeple maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, boşanma davasında lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafakanın yetersiz kaldığını, davalının kadrolu işçi olarak çalıştığını belirterek, yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile 200,00 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; yoksulluk nafakasının artırılması davası ile davalı lehine 700 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının babasının vefat etmesi nedeniyle davalıya yetim maaşı bağlandığını ve taşınmazlar kaldığını, davalının yoksulluğunun ortadan kalktığını belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalıya yetim maaşı almaya başladığını, kanser tedavisi gördüğünü, yoksulluğunun kalkmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava vekili dava dilekçesinde; boşanma ilamıyla aylık 150,00 TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, davalının muhtar olarak görev yapmaya başladığını belirterek yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; maddi durumunda değişim olmadığını, mide kanseri olup, tedavi masrafları olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının 150,00 TL artırılarak 350,00 TL'ye çıkartılmasına ve iştirak nafakasının 200,00 TL artırılarak 400,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş; hükmün, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2015/3415 Esas ve 2015/11941 Kararı ile; iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiş; yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazları yönünden ise, yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdirinin doğru görülmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu