Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan deliller,boşanma ilamı, tanık beyanları,anlaşmalı boşanma davasında sunulan ve nafakanın bu miktarda kabul edildiğine ilişkin protokol tarihi, bu tarihte de davacının kayıtlı çalışmasının bulunmaması, davacının buna rağmen aşamalarda o tarihlerde ekonomik durumunun yeterli olduğuna ilişkin beyanı,önceki boşanma davasında verilen kararın ve nafakanın kesinleştiği tarih ile eldeki dava arasında geçen süre,davacının boşanma ilamına yönelik kanun yollarından vazgeçtiğine ilişkin sunduğu dilekçe tarihi birlikte değerlendirildiğinde; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içerisinde bulunduğu,kanunun olaya uygulanmasında hata yapılmadığı,yeterli,denetime açık,hükme elverişli,dosya içeriğine uygun gerekçe ile belirtilen şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı davacı yanın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1- b-1 md.gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

KARAR : Bozman sonrası ret Taraflar arasındaki protokol hükümlerinin uyarlanması davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; tarafların 23/02/2006 tarihinde anlaşmalı boşandıkları,davalı lehine 500-TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, tarafların müşterek çocuklarının davacı yanında kaldığı, davalı kadının geçici de olsa işe girip çalıştığı, boşanma konusu protokol ile davacının davalıya kooperatif hissesini devir ettiği, davalının bu şekilde daire devir aldığı anlaşılmıştır....

      CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın alacak davası olması nedeni ile genel yetkili mahkemede görülmesi gerektiğini, davacı tarafından daha önce de aynı taleple dava açıldığını ancak takipsizlik nedeni ile açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini, dava dayanağı protokol hükmünün geçersiz olduğuu alacak hakkı doğurmadığını, dosyaya sunulan protokol hükümleri mahkemece ayrıca onaylanmadıkça hüküm ifade etmediğini, hükmün tavzihinin talep edilmesi gerektiğini, davacının ayrıca icra takibi yaptığını ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığını, takibin iptaline karar verildiğini, bununla birlikte 2012 yılında erkek tarafından nafakanın azaltılması talepli dava açıldığını ve nafakanın 500,00TL 'ye indirilmesine karar verildiğini, dosyanın temyiz aşamasında olduğunu, davacının bakmakla yükümlü kimse olmadığını ve emekli maaşı aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

        Davalı (kadın) vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların Tekirdağ Aile Mahkemesi'nin 2014/636 Esas, 2014/581 Esas Karar sayılı kararı ile evin kredisi nedeniyle 36 ay 2.000,00 TL, 37. aydan itibaren aylık 1.300,00 TL iştirak nafakasında ve nafakanın her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılması hususunda anlaştıklarını ve anlaşmalı olarak boşandıklarını, davalının protokol gereği TEFE-TÜFE oranında artış yapmadığını, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü davalının mali durumu değişikliğine ilişkin somut delil sunmadığını, davalının müşterek çocuğun, barınma, giyinme, yeme-içme, sağlık, ulaşım ve sosyal ihtiyaçlarını karşıladığını, tüm bu ihtiyaçların davacının ödediği nafaka ile karşılanmasının mümkün olmadığını, davacının bahsettiği sağlık sorununun şeker hasatlığı olduğunu, tarafların evli olduğu ve boşanmanın gerçekleştiği dönemde de var olan bir hastalık olduğunu, nafakanın bağlandığı dönemdeki şartlarda değişiklik olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir...

        Aile Mahkemesinin 2010/190 esas 2011/360 karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, protokol hükümleri uyarınca davalı eş lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk lehine 2.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ayrıca davalı adına 500,00 TL ek kredi kartı ödemesi yaptığını, emekli olduğunu, gelirinin azaldığını, yeniden evlendiğini, nafakanın gelirine oranla yüksek kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının 500,00 TL’ye, iştirak nafakasının 1.000,00 TL’ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, aradan geçen süre içerisinde artış yapılmadığını, dönem dönem nafakanın aksatıldığını, davacının iyi yaşam koşullarına sahip olduğunu, kendisinin ise çalışmadığını, müşterek çocuğun % 99 engelli olduğunu, bakıma muhtaç bulunduğunu, ihtiyaçları için masraf yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Tacir olan taraflar arasında 14.01.2008 (1.sözleşme) ve 14.01.2013 (2.sözleşme) tarihli akaryakıt bayilik sözleşmeleri bulunmakta olup; uyuşmazlık 1.sözleşmeden somra yapılan protokol hükümlerinin ihlali nedeniyle doğan alacağın tahsili ve daha sonra yapılan 2.sözleşme nedeniyle protokol hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağına ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile nafakanın 250 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında görülen Şişli 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/700-895 sayılı boşanma davasında, 05.06.2003 tarihli protokol gereğince davacının davalı kadına boşanma tarihinden itibaren aylık 400 Amerikan doları nafaka ödeyeceği kararlaştırılmış ve hüküm kesinleşmiştir. Tarafların yaptıkları protokol, hukuki niteliği itibariyle Türk Medeni Kanunun hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir.Böylece kanunun, emredici nitelikte kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı saymadığı hususlarda taraflar serbest iradeleriyle sözleşme yapabileceklerdir (BK. Md.19). Aynı zamanda sözleşenler ifanın her yıl ne miktarda ve ne şekilde bir artışla yapılacağını da kararlaştırabilirler....

              Mahkemece, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, tarafların ibraz ettikleri protokol doğrultusunda müşterek çocuk lehine 750 TL iştirak nafakasına hükmedildikten sonra davacının işinden ayrıldığı, halen çalışmadığı, sürekli gelir elde etmediği, bu haliyle 750 TL iştirak nafakasını ödemesinin davacı için yıkım oluşturacağı, davacının müşterek çocuğun giderlerine belirli oranda katkısı olması gerektiği dikkate alınarak, nafakanın 350 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında görülen ... .... Aile Mahkemesi'nin 2010/458 Esas ve 2010/715 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; tarafların mahkemeye sundukları protokol gereğince anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma ilamının ....05.2010 tarihinde kesinleştiği, dosyaya sunulan protokolde ise müşterek çocuk için babanın 750 TL iştirak nafakası ödemesi, nafakanın da her yıl ÜFE oranında artırılmasının kararlaştırıldığı görülmüştür....

                Davacı yaptıkları protokol hükümlerinin davalılarca yerine getirmediğini belirterek protokol hükümlerinin kayıta geçirilmesini istemiş bulunduğundan davada mülkiyet hakkına dayanılmıştır. Dayanılan hakkın niteliğine ve hükmü veren mahkemenin sıfatına göre temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 29.05.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu