Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki dava nın açıldığı tarih arasında 1 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....

Ancak, TMK. nun 176/5, 330/3, 365/5 maddelerinde istem halinde hükmolunan nafakanın gelecek yıllarda da artırımına karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu maddelerin gerekçelerinde açıklandığı gibi bu maddeler ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısının her yıl dava açmak suretiyle masraf ve emek sarfının önlenmesi ve bu yönden korunması için getirilmiş olup davacı tarafa tanınmış bir haktır. Davalı tarafın gelecek yıllarda da hükmolunan nafakanın artırılmasını isteme hakkı yoktur. Açıklanan nedenlerle somut olayda davacı taraf sadece mevcut iştirak nafakalarının artırımını istemiş olup gelecek yıllara ilişkin artırım talebi yoktur....

    Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. ./......

      Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı gözönünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

        Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın yıllık(fark) miktarı değerlendirilir. İlk derece mahkemesince davacı Hicran için aylık 250 TL tedbir nafakasına, müşterek çocuklar Ali, Fidan Ramle ve Zeynep için aylık 200 TL tedbir nafakasına, davacı Selinay için aylık 200 TL yardım nafakasına karar verilmiştir. Nafaka miktarının yıllık artırım miktarı istinaf incelemesinde her bir kişi için ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulur. Her bir çocuk için kabul edilen nafakanın yıllık artırım miktarı 200x12= 2.400 TL, davacı Hicran için kabul edilen nafakanın yıllık artırım miktarı 250x12=3000 TL, davacı Selinay için kabul edilen nafakanın yıllık artırım miktarı 250x12=3000 TL olup dolayısıyla bu rakamlar karar tarihindeki 4.400 TL kesinlik sınırının altında olduğu için karar istinaf talebinde bulunan davalı taraf yönünden HMK nun 341/4 maddesi gereği kesin niteliktedir....

        Somut olayda, önceki nafakanın 20.07.2010 tarihinden itibaren geçerli olarak hükmedildiği ve aradan bir yıl geçtikten sonra nafaka artırım davası açıldığı anlaşılmakla, davacı tarafın ihtiyaçlarının artması, ülke ekonomisindeki gelişmeler, paranın satın alma gücünün azalması hususları gözönünde bulundurularak, TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilip az da olsa nafaka miktarı artırılarak hüküm kurulması gerekirken, nafaka artırım talebinin tümüyle reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Davacı kadının, paranın alım gücünün değişmesi sebebi ile geçiminde zorluğa düştüğünden bahisle nafakanın arttırımını talep ettiği, tarafların boşanması sonucunda davacı kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, aradan geçen süre dikkate alındığında bağlanan nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalacağı, nafakanın takdir edildiği tarih gözetildiğinde aradan geçen sürede ekonomik göstergelerdeki değişiklikler nazara alınarak 400,00 TL nafakanın 250,00 TL artırılarak 650,00 TL’ye çıkarılmasına, nafakanın TEFE-TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafakanın az olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, TMK'nın 176/4. maddesi gereğince yoksulluk nafakasının arttırılması istemine ilişkindir....

          , tedbir nafakasının takdir edildiği tarih ile eldeki artırım davasının açıldığı tarih arasında bir yıl geçtiği anlaşılmaktadır....

            Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre, mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...n yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

              Somut olayda, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, nafakanın ilk hüküm tarihinden bu yana her yıl düzenli olarak artırılmış olması, davacı annenin çalışıyor olması, anneninde çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; takdir edilen artırım oranın fazla olduğu açıktır. O halde mahkemece; çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli, nafaka yükümlüsü davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, davalının geliri ile mütenasip olmayacak şekilde fazla nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

                UYAP Entegrasyonu