Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı kadın işbu davası ile, velayeti kendisinde bulunan müşterek çocuk Fatma Deva'nın lehine aylık 300,00 TL olarak bağlanmış bulunan iştirak nafakasının aylık 1.200,00 TL artırımı ile aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi kararı ile nafakada aylık 800,00 TL artırım yapılarak davacının 400,00 TL'lik talebinin reddedildiği, davacının reddedilen 400,00 TL'lik kısmı istinafa getirdiği, reddedilen 400,00 TL'lik nafakanın bir yıllık miktarının 4.800,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2022 tarihi itibariyle miktar veya değeri 8.000,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, kesinlik sınırı altında kalan davacının istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

Sınıf öğrencisi olduğunu, iki yıl yurt dışında yaşadığı için yaşıtlarına göre geri olduğunu, davalı babasından 125 TL nafaka aldığını ve başka geliri olmadığını ancak nafakayla geçinemediğini, mağdur olduğunu ve nafakanın 500 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile de talebinin yardım nafakası olduğunu belirtmiştir. Davalı vekili, davacının 18 yaşını doldurmasına rağmen nafakanın artırılmasını talep ettiği, iştirak nafakası artırım talebinin mümkün olmadığından davanın usulden reddini gerektiği, Yargıtay kararlarına göre lüks harcamalara harcayan tarafın katlanması gerektiği, davacının özel okula gitmesinin zorunlu olmadığı, mahkemenin aksi kanaate olması halinde hakkaniyete uygun bir nafakanın takdir edilmesini talep etmiştir....

    Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 10.10.2006 tarihli ilamla boşanmışlar, boşanma ilamı 12.12.2007 tarihinde kesinleşmiş, boşanma ilamıyla davacı lehine aylık 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası 13.10.2015 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında, davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....

      ın %99 oranında engelli ve özel bakıma ihtiyacı olduğunu, aradan geçen süre içerisinde bu nafakanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığını belirterek; iştirak nafakasının aylık ....500 TL'ye yükseltilmesini istemiştir. Davalı, müşterek çocuğun tüm ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılandığını ve talep edilen nafakanın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir....

        Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası....n yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. .../... -2- Somut olayda; taraflar 14.09.2009 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlar, yoksulluk ve iştirak nafakası bu karar ile takdir edilmiş, temyiz incelemesine konu nafaka artırım davası ise 12.03.2015 tarihinde açılmıştır. Ekonomik ve sosyal durum araştırma sonucuna göre davacı ev hanımı olup 500TL kira gideri olduğu; nafaka yükümlüsü davalının ise, asgari ücret karşılığı fırında çalıştığı anlaşılmaktadır. Boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat da edilmemiştir....

          Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....

          Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 1 sene geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, davacı annenin ailesinin yanından ayrılarak kiraya çıktığı, çocuğun bakımı için bir bakıcıyla anlaştığı sabit olup, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....

          Somut olayda; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı Medeni Kanunu'nun .... maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup, mahkemece iştirak nafakasının aylık 200,00 TL'ye çıkarılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası artırım oranı fazladır....

            Aile Mahkemesi 2017/552 esas sayılı dosyası ile müşterek çocuk lehine 1000TL iştirak nafakasına hükmedildiği, devam eden süreçte ise davalının hakim olarak göreve başladığı, bu nedenle davalının maaşında yükselme meydana geldiği, yaklaşıl 4 yıl önce hükmedilen 1000TL nafakasının davalının ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediği, davalının refah içerisinde yaşadığı, müşterek çocuğa nafaka haricinde destek olmadığı, müşterek çocukla vakit geçirmediği gerekçeleri ile müşterek çocuk yararına hükmedilen nafakanın 4000TL olarak yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; nafakanın 1.560 TL'ye yükseltilmesi gerektiğini, nafakanın her yıl artırım oranının belirlenmesi, artış miktarının belirlenirken Tüfe oranının dikkate alınması gerektiğini, yargılama gider ve masraflarının 2020- 2021 yılları için Tüfe oranında artış yapılmasını kabul ettikleri nazara alınarak davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir....

            Somut olayda; Davalının ÜFE oranında artırım yapılmasına, davacının ise artırım miktarının düşük olduğuna ilişkin istinaf başvurularının HMK 353/1- b-2 maddisi gereğince kabulüne, diğer istinaf başvuru sebeplerinin ise reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            UYAP Entegrasyonu