ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/07/2014 NUMARASI : 2013/513-2014/870 Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davacı ve müşterek çocuk için daha önce hükmedilen 350' şer TL tedbir nafakasının barınma, beslenme ve eğitim giderlerini karşılamada yetersiz kaldığını belirterek her biri için ayrı ayrı 450TL olarak arttırımını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde,başka kadınlarla münasebetinin olmadığını, önceki nafaka artırım davasının kısa süre önce sonuçlandığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı, davalının emekli olup 1200 TL aylık gelirinin olduğu kirada oturduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda artışa hükmedilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden ÜFE artış oranı üzerinde artırım yapılması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiş....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayımladığı ÜFE (TEFE) artış oranı nazara alındığında mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası artırım miktarı fazladır. Bu nedenle kararın bozulmasına karar verilmiştir.O halde Mahkemece yapılacak iş; Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmetmek olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 7 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocukların bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış ise de artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre fazla olduğu aylık 1.000,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek iştirak nafakası aylık 1.000,00 TL olarak belirlenmiş olup, davalının istinaf talebinin kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur...
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Ancak, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, hükmedilen nafakanın gelecek yıllarda da artırılmasına karar verilmesi halinde; artırım oranının DİE'nin yayınladığı ÜFE oranında yapılması gerekmektedir. Mahkemece, enflasyon oranında artırılması şeklinde hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ikinci bendindeki "enflasyon oranında" ifadesinin çıkartılarak yerine "ÜFE oranında" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kendi davasının reddi yönünden, davalı kadın tarafından ise, nafakanın arttırılması talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kadının usulüne uygun şekilde harcı yatırılarak açılmış bir nafaka artırım davasının bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL....
Ayrıca, hükmedilen nafakalara davacının talebine istinaden her yıl ÜFE oranında artırım yapılmasında usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalının bu yöne temas eden istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden geçerli olmak üzere, her bir çocuk için hükmedilmiş aylık 350,00'er TL iştirak nafakalarının aylık 350,00'er TL artırılarak 700,00'er TL'ye yükseltilmesine, toplam aylık 1.400,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmolunmuştur. Davalı verilen kararı; nafaka artırım koşulları oluşmadığı gibi artırım oranlarının da yüksek belirlendiğini belirterek istinaf etmiş, kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava; iştirak nafakalarının artırımı istemine ilişkindir. HMK'nın 352. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir....