için ödemesi gereken miktarı ödediğini, ancak tahsilat makbuzuna davalı Zehra’nın adını yazdırdığını, tahsilat makbuzunda Zehra için yatırıldığı belirtilen 3.000,00 TL. nin diğer kızı Şule’ye ödemesi gereken nafaka miktarı olduğunu, davacının yapılan bu maddi hatadan yararlanmak istediğini, davacını müvekkiline ödediği herhangi bir nafaka bulunmadığını, davacının İcra Ceza Mahkemesi kararlarını kapsayan ayları ödediğini, diğer ayların nafakalarını hiç ödemediğini, müvekkiline ödediği herhangi bir nafaka bulunmadığını, icra dosyasında müvekkilinin davacıdan nafaka alacağının bulunduğunu, icra dosyasında nafakasını ödemediği ayların mevcut olduğunu, nafaka borcunun tamamını ödemediği halde geriye para istemesinin iyi niyet kurallarına ve yasaya aykırı olduğunu, davacının herhangi bir fazla ödemesinin bulunması halinde müvekkilinin icra dosyasındaki nafaka alacağından mahsup ve takas talebinde bulunduklarını, haksız ve hukuka aykırı olan davanın reddine yargılama giderleri ve...
-TL iştirak nafakası her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılmak üzere davalı yararına bağlandığı, çocukları tarafların dava harici anlaşmaları ile özel okulda okutulacakları, müvekkilde çocuğunu özel okula yazdıracağı, bir kısım paraların özel okul parası olarak gönderildiği, ama nafaka ödemesi yapılmadığı belirtilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Mahkememizce dosyanın hesap uzmanı bilirkişiye tevdii edildiği, mahkememize sunulan 26.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda, "..takip tarihi itibariyle 52.326,56 TL nafaka alacağı, 7.105,92 TL işlenmiş faiz tutarı, icra emrinde nafaka tutarı 70.544,00 TL , 13.342,04 TL işlemiş faiz tutarı istemiş olan alacaklının 18.217,44 TL fazladan nafaka bedeli, 6.236,12 TL işlemiş faiz bedeli talep etmiş olduğuna dair.." olduğu görülmüştür....
Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, yeni uygulamalarla objektif kriterlerle yumuşatılmış olup; Yargıtay 12. ve 8. Hukuk Dairesi içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi düşünce, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir....
Davacının boşanma kararı kapsamında aylık 500,00 TL çocuk için nafaka ödeme yükümlülüğü bulunduğu, ödemeleri banka kanalıyla gönderdiği, bazı aylarda toplu gönderdiği ve açıklamaların nafaka açıklaması yazıldığı sabit olmakla davacının yaptığı bir kısım ödemelerin ahlaki yükümlülük olarak nafaka borcundan düşürülmesi doğru görülmemiştir. Bu haliyle, davanın davacının yaptığı nafaka ödemeleri dikkate alınarak kısmen kabul edilerek 28.821,00 TL'den borçlu olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davacının istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalının istinaf talebinin reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, Bakırköy 4....
Davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda; bilirkişi raporundaki hatalı değerlendirmelere dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, borçlunun yaptığı ödemelerin nafaka ile ilgisinin bulunmadığını, davacının müşterek çocuğuna katkı için yaptığı ödemeler olduğunu, borçlunun bu durumu fırsat bilerek bir kısım ödemelerinin nafaka adı altında yaptığını, borçlunun nafaka adı altındaki ödemesi 250 TL olup bilirkişinin 39.800 TL asıl alacak hesabının doğru olduğunu, borçlunun müşterek çocuğun giderlerini karşılamak için destekte bulunduğunu, ancak bu ödemelerini nafaka olarak göstermeye çalıştığını, bilirkişinin incelediği banka hesabının nafaka hesabı olmadığının davacı tarafından bilindiğini, borçlunun alacaklı olduğu dosyadan, müvekkilinin hesabına da haciz koyarak ödediği parayı geri aldığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, yeni uygulamalarla objektif kriterlerle yumuşatılmış olup, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin son içtihatlarında, nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi düşünce, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile Akhisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile boşandıklarını, davacının uzun yıllar boyunca nafaka alacaklarını ödemediğini, nafaka alacağını icra yolu ile tahsil etmesini engellemek için sigortaya tabi işlerde çalışmasına rağmen durumu SGK'ya bildirmediğini ve bu nedenle davalının maaşından alacağını tahsil edemediğini, bugüne kadar icra bedellerinin tahsil edilemediğini, davalı hakkında nafaka hükmünü ihlal suçunu işlediği için mahkumiyet kararına rağmen nafaka bedellerinin tahsil edilemediğini, icra dosyasında yapılan SGK sorgulaması sonucunda davacının SGK emeklisi olduğunun anlaşıldığını ve 2021 yılı Mayıs ayından beri kendisinden nafaka bedelinin tahsil edilebildiğini, davacının 2008 yılından bu yana nafaka borçlarını ödemediğini, umursamadığını ancak icra yoluyla maaşından kesinti yapılmasının üzerine dava açtığını, davacının dava dilekçesinde kendini mağdur durumda olduğunu iddia ettiğini ancak davacının sosyal ve ekonomik durumunun...
İcra Müdürlüğü'nün 2018/20112 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen icranın 12.550,00- TL nafaka, 1.660,94- TL nafaka alacağı işlemiş faiz kalemlerini aşan miktarlar bakımından geri bırakılmasına, takibin 12.550,00- TL nafaka, 1.660,94- TL nafaka alacağı işlemiş faiz miktarları bakımından takip çıkışlı olacak şekilde devamına, '' dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin vermiş olduğu kararda, tarafların ergen ve müşterek çocuğu vasıtası ile yapmış olduğu ödemelerin dikkate alınmayarak müvekkili aleyhine hüküm kurulduğunu, davaya konu Bakırköy 12....
ancak mahkeme kararının kesinleştiği 26/01/2021 tarihinden itibaren geçerli olduğunu, ayrıca icra takibinde nafaka alacağına hangi tarihten itibaren nafaka farkı alacağı başlatıldığı ve faiz başlangıç tarihinin yazılı olmadığını, davacının davalı banka hesabına mahkeme kararının kesinleşme tarihi itibari ile arttırılmış nafakanın yatırdığını, nafaka borcu olmadığını, mahkeme ilamına göre sadece 3.400 TL vekalet ücreti ile 120,91 TL yargılama gideri borcu olduğunu, başkaca borcu olmadığını, icra emrindeki diğer asıl alacak kalemlerini ve faizi kabul etmediklerini, Sevilay Zorlu”nun kendi adına alacaklı sıfatı olmadığından icra emrinin iptalini, icra takibinde düzenlenen nafaka arttırımına ve işletilen faize ilişkin başlangıç tarihinin takip dayanağı ilama aykırı olması ve nafaka hesabının yanlış olması nedeni ile icra emrinin iptalini talep etmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemelerin görülmesi halinde, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olarak yapıldığına dair atıf bulunmasa dahi bu ödemelerin hakkaniyet kuralları gereğince nafaka borcundan mahsubu gerektiği, borçlu tarafından nafakaya mahsuben ödendiği iddia olunan ödemelerin ahlaki ödemeler olarak nitelendirilmesi gerektiği, emsal gösterilen Yargıtay 2....