İddia, tanık anlatımları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve tüm dosya içeriğine göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ve gelir durumu ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre değişiklik bulunmadığı, aradan geçen zamanda enflasyon oranındaki değişme dikkate alındığında mahkemece yazılı olduğu şekilde yoksulluk nafakasında yapılan arttırım hakkaniyete uygun olup, kararda, usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir husus bulunmadığından, davalının bu yönden yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Katılım nafakası yönünden istinaf incelemesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı ve Yargıtay 3....
Aile Mahkemesinin 2019/847 Esas ve 2020/67 Karar sayılı ilamı ile davacı Hanım Ece Çalışkan için hükmedilen aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 850,00 TL artırılarak aylık 1.200,00 TL'ye yükseltilmesine, her ay davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine" karar verilmiştir. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; tarafların boşanma davasında aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası verildiğini, Yargıtay bozma ilamı ile nafakanın aylık 350,00 TL'ye düşürüldüğünü ve bu kararın 12.03.2021'de kesinleştiğini, yoksulluk nafakasının şartlarının gerçekleşmediğini ve dava açıldığı tarihte yoksulluk nafakasının daha kesinleşmediğini bu şekilde kesinleşmeyen nafaka için artış talep edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, nafaka artırım davasıdır....
, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuklar lehine aylık 250 TL tedbir/iştirak nafakası ile kadın lehine aylık 700 TL tedbir/yoksulluk nafakasına karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 09.09.2014 tarih ve 2014/207 E. 2014/16817 K. sayılı ilamı ile anılan kararın yoksulluk nafakası yönünden bozulduğu, boşanma yönünden ise kararın 05.12.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda boşanma ilamının kesinleştiği tarihten nafaka hükmünün bozulduğu 09.09.2014 tarihine kadar yoksulluk nafakası istenilmesi mümkün olup, bu tarihten sonra İİK'nun 40. maddesi uyarınca nafaka talep edilmesi artık mümkün değildir. Öte yandan borçlunun ilamdan kaynaklanan alacağının takas ve mahsubunu istemesinde de yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda şikayet hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı-birleşen dosya davalısı istinaf dilekçesi ile; yerel mahkeme kararını lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı, vekalet ücreti, reddedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Asıl dava velayetin değiştirilmesi,iştirak nafakası,yoksulluk ve iştirak nafakası artırılması ,birleşen dava iştirak nafakası,ve iştirak ,yoksulluk nafakası kaldırılması talebine ilişkindir. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. mad.) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği belirlenmiştir.TMK 348. Maddesi uyarınca müşterek çocuk Sevde'nin velayetinin anneye verilmesinde ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ölçüsü doğrultusunda TMK 182 ve TMK 327....
Müşterek çocukların yaşları ve ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu görüldüğünden davalının takdir ve miktara yönelik istinaf talebinin reddine, davacı kadının iştirak nafakası miktarına ve artış oranına yönelik yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 5. paragrafının iştirak nafakası yönündan kaldırılmasına, müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 800,00'er TL iştirak nafakası takdiri ile boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren başlamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, iştirak nafakasına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK'in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verilmiştir....
Tüm bu bilgiler ışığında somut irdelendiğinde; mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verdiği, her iki tarafın da hükmü temyiz etmesi üzerine Dairemizce yalnızca iştirak nafakası yönünden hükmün bozulduğu, mahkemece, bozmaya uyma kararı verilmesiyle birlikte, birleşen dosyanın davacısının nafakanın kaldırılması/indirilmesi isteminin reddine yönelik hükmün yoksulluk nafakası açısından kesinleştiği ve davacı (birleşen dosyanın davalısı) yönünden usuli müktesep hak oluştuğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma kapsamında olmayan yoksulluk nafakası yönünden de usuli müktesep hak kuralına aykırı olacak şekilde yeniden değerlendirme yapılarak hüküm tesis edilmesi ve yoksulluk nafakasının indirilmesi yönünden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması istemine ilişkindir, Davacı, 150,00 TL olan yoksulluk nafakasının 1.000,00 TL'ye, müşterek çocukları ..., ...ve ... için verilen 100,00 er TL olan iştirak nafakası ile diğer müşterek çocuklar ... ile ...'a verilen 50,00 şer TL olan iştirak nafakasının her bir çocuk için 400,00 er TL olarak arttırılmasını istemiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde, aylık 200 TL olan yoksulluk nafakasının 600 TL'ye, aylık 200 TL olan iştirak nafakasının ise, aylık 500 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacı için 400 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için de 300 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; TMK.nun 175.maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir....
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkili davalı ile davacı arasında görülen boşanma davasında müvekkilinin yoksulluk nafakası talebi olmadığını ve bu yönde bir karar verilmediğini, yalnızca müşterek çocukları Esma yararına iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak kararın yazılması sırasında maddi hata yapılarak sehven iştirak nafakası yerine yoksulluk nafakası olarak yazıldığını, aslen hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olduğunu, bununla birlikte aradan geçen zaman içinde müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını ve hükmedilen iştirak nafakasının yetersiz kaldığını belirterek; asıl davanın reddi ile karşı davaları bakımından ise iştirak nafakasının 450 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....