ın yerleşmiş uygulamalarına göre, yoksulluk nafakası artırılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının yanında, ülkedeki ekonomik gelişmeler (paranın satın alma gücündeki kayıp ve bu hususun taraflara etkisi) de gözönünde tutulmalıdır. TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE oranları nazara alındığında; artırılan yoksulluk nafakası miktarı çok olup, TMK'nun ....maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüştür. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacı kadın için ... nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Ancak; Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, yoksulluk nafakası artırılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının yanında, ülkedeki ekonomik gelişmeler (paranın satın alma gücündeki kayıp ve bu hususun taraflara etkisi) de gözönünde tutulmalıdır. TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE oranları nazara alındığında; artırılan yoksulluk nafakası miktarı çok olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüştür. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacı kadın için yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve yıllık artış uygulanarak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir/iştirak nafakası, davacı için dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve yıllık artış uygulanarak aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Kabul edilen iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası arttırım miktarının ayrı ayrı yıllık toplamının karar tarihi itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, bu durumda, davacının verilen kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2.maddesi gereğince davacının istinaf dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 03.04.2008 kesinleşme tarihli karar ile boşanmışlardır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Mahkemece; davacı anne için yoksulluk nafakası 103 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, müşterek çocuk ... için iştirak nafakasının 190 TL'ye yükseltilmesine, diğer davacı müşterek çocuk ...'nın reşit olduğu için iştirak nafakası artırım talebinde bulunamayacağından bahisle, ... yönünden davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının bütün, davacıların sair temyiz itirazları yerinde değildir. TMK'nun 364.maddesi "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür" hükmünü getirmiştir....
bakım borcu, talep ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, istinafa konu nafaka ve tazminatlar konusunda olumlu-olumsuz herhangi bir karar verilmediğinden davalı vekilinin iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 m.sine göre bu konularda düzenleme yapmak gerektiğinden, ortak çocuk 2002 d.lu Arif Hasan artık reşit olduğundan onunla ilgili iştirak nafakası talebine yönelik bir karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar 2005 d.lu Meryem Gül ile 2008 d.lu Hüseyin yararına ayrı ayrı aylık 300 TL iştirak nafakasına, tam kusur nedeniyle davalı kadının kendisi için boşanmanın eki niteliğinde yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar, velayet, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise, yoksulluk nafakası miktarı, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı- davacı kadın birleşen dava dilekçesinde hiçbir geliri olmadığından boşanma sonucunda aylık 2.000-TL yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk müşterek çocuk.... için iştirak nafakasının aylık 400,00 TL'ye, davacı için yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL ye yükseltilmesine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacının, müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. ./.. Somut olayda; davacı lehine Konya Ereğli 2....