Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakası yönünden davanın reddine, iştirak nafakası isteminin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, tarafların ... ....Aile Mahkemesi'nin .../06/2015 tarih 2015/408 Esas-2015/468 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın .../06/2015 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili ile müşterek çocuk lehine boşanma ilamında iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmediğini belirterek davacı müvekkili için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250.00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 500.00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı-davacı ek karara karşı istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına karar verildiğini, arttırma yada eksiltme söz konusu olmadığını, bir hakkın tamamen sona erdirilmesinde nafaka miktarına bakılarak kesin nitelikte karar verilemeyeceğini, karara karşı istinaf yolunun açık olması gerektiğini, birleşen davada da iştirak nafakasının arttırımına ilişkin bölüm ile ilgili kararın karşı taraf yönünden kesin, ancak müvekkili yönünden yasa yolunun açık olması gerektiğini belirterek, 17/03/2022 tarihli karara yönelik istinaf talebinin incelenmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması/azaltılması ile iştirak nafakasının azaltılması, birleşen dava yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması isteğine ilişkindir. Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle davacı eş ve çocuklar ihtiyari dava ortağıdır....

    (TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olaya gelince; Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, hükmedilen nafaka miktarları birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece hükmedilen nafaka miktarlarında isabetsizlik yoktur. Ancak hükmedilen nafakaların davacının talebi olmaksızın Üfe oranında arttırılması ve hangi tarihten itibaren arttırımın gerçekleşeceğinin mahkeme kararında belirtilmediği anlaşılmıştır....

    Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır”. TMK'nun 331/1.maddesinde “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır”. İştirak nafakasının çocukların yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçları ve ana-babanın mali durumlarına göre takdir edilmesi gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, ...Asliye Hukuk ( Aile) Mahkemesinin 2010/161 Esas ve 2012/151 Karar sayılı ilamı ile kendi lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocukları ... ve ...için aylık 100,00’er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda nafakaların günün ekonomik koşullarına göre ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye, iştirak nafakalarının ise 250,00’şer TL 'ye çıkarılmasını istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

        Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı", 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği", 329/1. maddesinde "küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği", 330/1. maddesinde "nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderlerinin de göz önünde bulundurulacağı" ve 331. maddesinde "durumun değişmesi halinde hakimin istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği" hükme bağlanmıştır. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....

        Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 15.01.2007 tarihli karar ile boşanmışlar, anılan nafakalar bu davada takdir edilmiş ,eldeki dava ise 18.02.2016 tarihinde açılmıştır. Ekonomik ve sosyal durum araştırma sonucundan, davalının bankacı olduğu, 5.000 TL maaş aldığı, yeniden evlendiği ve yeni eşinden 2 çocuğu daha olduğu, davacı birleşen davanın davalısının ise ev hanımı olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğunu ileri sürmemiştir. ....

          Mahkemece, müşterek çocuğun babanın yanında kalması nedeniyle iştirak nafakası artırımına ilişkin istemin reddine; yoksulluk nafakasının ise 300,00 TL artırılarak 900,00 TL olarak belirlenmesi cihetine gidilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası...’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; davacı adına yoksulluk nafakasının, müşterek çocuk adına da iştirak nafakasının artırılması istemiyle açılmıştır. İştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan inceleme sonunda; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi " nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK'nın 341/2 maddesine göre karar tarihi itibariyle miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 17.830,00- TL' dir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 57.maddesinde "davaların temelini oluşturan vâkıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması" halinde birden çok kişinin birlikte dava açabileceği gibi aleyhlerine de dava açılabileceği düzenlenmiştir....

            Aile Mahkemesi'nin 2017/708- 881 E.K sayılı dosyası incelendiğinde; tarafların birlikte hazır bulunduğu 26/12/2017 tarihli duruşmada " ... maddi, manevi tazminat ve kendim için nafaka talebim yoktur.." açık beyanları üzerine tarafların TMK'nın 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, her nekadar hüküm kısmında yoksulluk nafakasına ilişkin bir karar mevcut değil ise de, TMK'nın 166/3. maddesi gereğince tarafların anlaşmalı boşanmalarına karar verilebilmesi için tarafların boşanma ve ferileri olan tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakası hususunda anlaşmaları gerekli olup, mahkeme tarafından tarafların bu konuda açık beyanlarının alındığı, karşılıklı olarak tarafların yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin olmadığı, bu beyanların tarafları bağlayacağı, (Yargıtay HGK 2012/3- 836- 2013/306 E.K) ve ilgili kararın taraflarca istinaf edilmemesi üzerine kesinleştiği, davacının davalı tarafça aldatılarak boşanmanın gerçekleştiği iddiası yönününden ise ilgili boşanma ilamını kaldıracak...

            UYAP Entegrasyonu