Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesi ile; tarafların anlaşmalı boşandığını ve karşılıklı (yoksulluk) nafakası talep etmeyeceklerini kabul ettiklerini, davacının ekonomik durumunun yüksek olduğunu, müşterek çocuğun iki yıllık iştirak nafakasını peşin ödediğini, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlendiğini, sadece ÜFE oranında artırılabileceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının kendisi için yoksulluk nafakası talebinin, anlaşmalı boşanma davasındaki nafaka talebinden feragati nedeniyle reddine, müşterek çocuğu yönünden takdir edilen aylık 200 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 240 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

    Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken;çocuğun yaşı,eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında,ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. İstanbul Anadolu 15....

    GEREKÇE : Dava; tarafların boşanmasına ilişkin Yatağan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 20/05/2019 tarih ve 2019/118 Esas, 2019/267 Karar sayılı olup boşanma ve nafaka hükümleri yönünden 25/05/2021 tarihinde kesinleşen ilamı ile davacı kadın lehine hükmedilen aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 2.500,00 TL'ye çıkarılması, müşterek çocuk Aytekin Aygün için hükmedilen aylık 400,00 TL iştirak nafakasının aylık 2.000,00 TL'ye artırılması istemine ilişkindir. Nafaka takdir edilmek istenen davacı kadın ile müşterek çocuk, davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119- 7991 Esas,Karar sayılı ilamı). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka (farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, boşanma ile hüküm altına alınan 25 TL iştirak nafakası ile 100 TL yoksulluk nafakasının ayrı ayrı 250 TL ye artırılması talep edilmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak ve yoksulluk nafakalarının 175’er TL ye artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Davalı tarafın yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; HUMK. nun 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2 maddesine göre miktar ve değeri 1.400 TL nı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin olarak verilen kararlar kesindir....

      Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 450 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 75 TL artırılarak 525 TL'ye,müşterek çocuk ... için aylık 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 75 TL artırılarak 325' TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Davacının, müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....

        Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında nafakanın takdir edildiği tarihten sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

          Ayrıca, yerel mahkemece hükmedilen yardım nafakasının davacının eğitim hayatının devam ettiği süre boyunca devamına, 25 yaşını geçtikten sonra kaldırılmasına karar verilmiş ise de, koşulların varlığı halinde yardım nafakasına hükmedilirken, bunun devam edeceği sürenin mahkeme kararında yazılı olduğu şekilde sınırlandırılamayacağı, TMK'nın 364.maddesi uyarınca nafaka alacaklısının yoksulluk halinin devam ettiği sürece nafakanın işleyeceği, yoksulluk halinin sona ermesi halinde ise nafaka yükümlüsü tarafından nafakanın kaldırılmasının talep edilebileceği, bu haliyle mahkemenin hükmedilen nafakaya süre sınırı getirmesi de doğru olmamıştır. Yine, mahkemenin duruşmada tefhim edilen kısa kararında hükmedilen nafaka ile ilgili yardım, yoksulluk ve iştirak nafakası olarak çelişkili nitelendirmelerin hüküm fıkrasında yer aldığı, gerekçeli kararda ise yardım nafakası olarak hükmedildiği, kısa karar ile gerekçeli karar arasında nafakanın niteliği yönünden çelişki oluşturulduğu görülmüştür....

          TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak, kadına ödenmesine, davalı erkeğin, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, dairemizce verilen karara karşı davalı erkek tarafından verilen kararın tümden usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile temyiz başvurusunda bulunulduğu, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 09/05/2022 tarih, 2022/2168- 4164 Esas-Karar sayılı ilamı ile " kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası dışında verilen kararın onanmasına, yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekir. Davacı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında davacı kadının ev hanımı olduğu ve gelirinin olmadığı bildirilmiştir....

          Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

          Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1.maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nun 331.maddesine göre; Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda, mahkemece, iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. ./.....

            UYAP Entegrasyonu