Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın karar verilmesine yer olmadığına ve kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, davalı lehine daha önce hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuk lehine hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının kaldırılması talep edilmiş,mahkemece, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 80.00 TL'ye indirilmesine,iştirak nafakasının ise müşterek çocuk ... olduğu tarih (07.08.2009) itibariyle resen kalkacağı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen...

    DELİLLER: Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacının iddiasına, davalının savunmasına, taraflara ait aile nüfus kayıt tablosuna, tarafların sosyal ve ekonomik araştırma sonuçlarına ve tüm dosya içeriğine göre; tarafların 30/11/2016 tarihinde boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup, tarafların sosyal-ekonomik durumları, kadın için yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasına ve çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmediği, davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla birlikte davalının çouğum bakım ve eğitimi için gerekli giderlere katılma yükümlülüğü bulunduğndan iştirak nafakasına hükmolunmuştur....

    Dosya kapsamından; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, evliliğin süresi, tarafların yaşları, günün ekonomik koşulları, kadının ve çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadın ve müşterek çocuklar yararına hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu kanaatine varılmış, mahkememizce davacının nafaka miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile kadın ve müşterek çocuklar yararına hükmedilen nafakaların aşağıda belirtilen şekilde artırılmasına karar vermek gerekmiştir....

    Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Artırımı talep edilen yoksulluk nafakası, 30/06/2010 tarihinde kesinleşen boşanma kararı ile 150 TL olarak belirlenmiş, bu dava ise 14.05.2014 tarihinde açılmıştır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde, mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

      Yoksulluk nafakası yönünden; Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadın kusursuzdur. Buna göre; tüm dosya içeriğine, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalının sosyal ve ekonomik durumu, geliri davacıya göre daha iyi olup boşanma ile kadın yoksulluğa düşeceğinden kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ve miktarı hakkaniyete uygun görülmekle davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve miktarına ilişkin istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. İştirak nafakası yönünden ; TMK'nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....

      Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı", 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği", 329/1. maddesinde "küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği", 330/1. maddesinde "nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderlerinin de göz önünde bulundurulacağı" ve 331. maddesinde "durumun değişmesi halinde hakimin istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği" hükme bağlanmıştır. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....

      davacı kadın ve müşterek çocuk lehine hükmolunan yoksulluk- iştirak nafaka miktarları az bulunduğundan kaldırılarak artırılması yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir....

      Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları davacı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusurlu olmadığı, ev hanımı olup düzenli işi, geliri ve mal varlığı olmaması karşısında boşanmakla yoksulluğa düşeceği TMK 175.madde yasal koşulları lehine oluştuğu dikkate alındığında kadın için yoksulluk nafakasına hükmedilmesi uygun olduğu gibi tarafların dosyaya yansıyan ekonomik, sosyal durumları ve hakkaniyet dikkate alındığında takdir edilen nafaka miktarı da uygundur. Bu haliyle, davalı erkeğin, kadına yoksulluk nafakası verilmesi ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, boşanma kararı ile birlikte davalı kadına 400 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk için 200 TL iştirak nafakasına karar verildiğini, davacının askerden geldiğini, işlerinin bozulduğunu, asgari ücretle çalıştığını, yeniden evlendiğini belirterek, iştirak ve yoksulluk nafakalarının kaldırılmasını, olmadığında 100'er TL'ye indirilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında davalının asgari ücretle çalıştığı işten ayrıldığını, geliri olmadığını beyan etmiştir.Mahkemece; iştirak nafakasının kaldırılma talebinin reddine, yoksulluk nafakasının kaldırılma talebinin kabulü ile 400 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında görülen boşanma davasında davalı kadının işsiz, davacının ise Ltd....

        Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacı kadının ev hanımı olduğu, gelirinin olmadığı, 750 TL kira ödediği, davalı erkeğin ise imam hatip görevlisi olarak 4.500 TL maaşla çalıştığı, 200 TL kira ödediği, 2013 doğumlu olan müşterek çocuğun öğrenci olduğu, davacı kadının, davalının gelirinde olağanüstü bir artış iddiasında bulunmadığı gibi ihtiyaçlarında da olağan dışı bir artış iddiasında bulunmadığı sabittir. Bu nedenle davacı kadın ve müşterek çocuğa takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının TÜİK tarafından belirlenen yıllık ÜFE oranı üzerinden artışı gerekir....

        UYAP Entegrasyonu