Aile Mahkemesinin 2019/545- 886 Esas-Karar sayılı dosyalarında yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması için dava açtığını, yapılan yargılama sonucunda nafaka miktarlarının kendisi için aylık 400 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklardan Sude için aylık 200 TL , Eylül için aylık 300 TL'ye yükseltildiğini belirterek bu nafakalardan kendisi için bağlanan yoksulluk nafakasının aylık 400 TL'den 700 TL'ye, müşterek çocuk Eylül ERÜN için bağlanan aylık 300 TL nafakanın 700 TL'ye ve Sude ERÜN için bağlanan 200 TL nafakanın da 600 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/553 Esas sayılı dosyasıyla hüküm altına alınan tedbir nafakasının, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile konusuz kaldığından davacının kendisi için ve müşterek çocuk için açtığı nafaka davasının reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. 1-Davacıya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; TMK'nın 175.maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan, mali gücü oranında, süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu bağlamda, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, boşanma hükmünün kesinleşmesi ve nafaka talep eden eşin, boşanmaya neden olan olaylarda, diğer eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Eşit kusur halinde, yoksulluk nafakasının diğer koşulları oluşmuş ise yoksulluk nafakası talep edilebilir....
İştirak nafakası (TMK 182/2.maddesi) miktarının belirlenmesinde ana babanın özelliklerine ilişkin ilkelerden bir diğeri sonuncusu ana babadan geliri olmayan iştirak nafakası vermemelidir ilkesidir. Ekonomik sosyal durumu yetersiz ise katılmak zorunda da değillerdir. Örneğin velayet kendisinde bulunmayan taraf yoksulluk nafakası alıyorsa iştirak nafakası vermek başka bir anlatımla çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak zorunda değildir. Kendi geçimini sağlamaktan yoksun olanın katkısının beklenemeyeceği doğaldır. Velayet hakkına sahip olmayan eşin çalışamayacak durumda olduğu sağlık kurulu raporu ile ve gelirinin bulunmadığı soruşturma yazılarıyla anlaşılmış ise ödeme gücü bulunmayan ana ya da babanın iştirak nafakası ile yükümlü tutulması elbette olanaklı değildir. (Ö. U. G, Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ankara 2008, sayfa 1323-1324) Yargıtayın yerleşik görüşüne göre de, yoksulluk nafakası alan eşten iştirak nafakası talep edilemez....
Bu doğrultuda nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, taraflar 12.12.2012 tarihinde boşanmış ve boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Davacının ev hanımı olduğu, çalışmadığı, kendisine ait evde iki çocuğu ile birlikte yaşadığı; davalının ise emekli olduğu ve aylık 731,79 TL maaş aldığı tespit edilmiştir. Davalının ekonomik ve sosyal durumunda boşanma davasından sonra olağanüstü bir artış olduğu görülmemiştir....
Davalının yoksulluk nafakasının kısmen artırılması kararına dair istinaf başvurusu yönünden, TMK.nun 175.maddesi uyarınca lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olan davacı ve nafaka yükümlüsü davalının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra geri kalan geliri ile davalının geçimini sağlama imkanı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, yoksulluk nafakasının 900 TL artırılmasına ve yoksulluk nafakasının 1.200 TL olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; 2015 yılından beridir sabit kalan iştirak nafakasının ve yoksulluk nafakasının 1.000'er TL artırılmasını ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir. SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanını reddini talep etmiştir. DELİLLER: Dava dosyası....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava, boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığı iddiası ile 200 TL yoksulluk nafakasının 750 TL'ye, 150 TL iştirak nafakasının 500 TL'ye arttırımı istemine ilişkindir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; müşterek çocuk Sıla'nın davanın açıldığı tarihte 20 yaş içerisinde olup mahkemede kendisini temsil ehliyetine sahip olduğu , onun adına annenin velayeten dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile Sıla'ya yönelik davanın husumetten reddine, yoksulluk nafakasına ilişkin davanın kısmen kabulü ile 450 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; davacının kendisi için istemiş olduğu nafaka artırım talebinin reddine, müşterek çocuklar için iştirak nafakasının ayrı ayrı aylık 325,00'şer TL'ye çıkartılmasına, davacı ve müşterek çocuklar için bundan sonra her yıl yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası artırımlarının ÜFE oranında gerçekleşmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. TMK'nun 175.maddesinde; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir." Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir....
Halıcılık İnşaat Emlak Turizm Sanayi ve Ticaret Limited şirketinin üzerine kayıtlı taşınmazlarda birçok haciz bulunduğu, söz konusu şirketin 66.509,47 TL vergi borcu bulunduğu, davacının aylık 2.000 TL geliri olduğu, 15.660,43 TL Bağ-Kur prim borcunun bulunduğu, 274,21 TL vadesi geçmiş vergi borcu bulunduğu, nafaka borcunu ödeyemediği için hakkında icra takibi yapıldığı, nafaka borcu nedeniyle İcra ceza Mahkemesinde yargılandığı, tanık beyanlarına göre, davacının işlerinin kötü gittiği, davalının çalışıyor olması ve davacının ekonomik durumuna göre yoksulluk nafakasının devamının ve müşterek çocuklar için ayrı ayrı 500 TL iştirak nafakası ödemesinin mümkün olmadığı, gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalıya ödenen 300 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, müşterek çocuklar için ödenen aylık 500'er TL iştirak nafakasının ayrı ayrı 250 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Yoksulluk nafakasının...
Yargıtay HGK'nın 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacı tarafından aylık 150 TL iştirak nafakasının aylık 1000 TL ye, 200 TL olan yoksulluk nafakasının 1200 TL ye yükseltilmesi talep edilmiş, mahkeme tarafından iştirak nafakasının aylık 350 TL sına, yoksulluk nafakasının 450 TL sına yükseltilmesine hükmedilmiş, karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. Kabul edilen nafaka artırım miktarı yıllık 5390 TL nin altında olduğundan (200*12 =2400 TL iştirak için. 250*12=3000 TL yoksulluk için ) karar davalı açısından HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir....