WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL'ye çıkarılmasına dair verilen karara karşı davacı tarafça arttırılan nafaka miktarının düşük olduğu, gerekçe gösterilerek istinaf talebinde bulunulmuştur. TMK’nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yapılan artış miktarlarının fahiş olduğunu, davanın öncelikle reddine, aksi kanaatte ise hakkaniyet ilkesi gözetilerek uygun bir nafaka miktarına hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE : Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması isteğine ilişkindir. Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle davacı eş ve çocuklar ihtiyari dava ortağıdır. Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119 Esas, 2012/7991 Karar ve 26/03/2012 tarihli kararı) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka( farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

Dosyanın yapılan incelemesinde davacı tarafın dava dilekçesinde 500 TL, nafaka talebinde bulunduğu ve bu nafaka talebi ile ilgili ön inceleme duruşmasında yaptığı açıklamada nafaka talebinin yoksulluk nafakasına ilişkin olduğu beyan edildiği anlaşılmaktadır. O halde davacı tarafça usulüne uygun şekilde talep edilmiş yoksulluk nafakası talebi bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından, davacının karar düzeltme isteğinin kısmen kabulüne- kısmen reddine, Dairemizin 30.11.2015 tarih, 2015/6121 esas ve 2015/22588 karar sayılı kısmen bozma-kısmen onama ilamının hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik bölümünün kaldırılmasına, hükmün bu yönden onanmasına, davacının diğer karar düzeltme taleplerinin ise reddine karar verilmesi gerekmiştir....

    TEDBİR NAFAKASININ BAĞIMSIZ DAVA İLE İSTENİLMESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 4 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada,5000 YTL. tedbir nafakasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, 1500 YTL. edbir nafakasına hükmedilmiştir. Tedbir nafakasının miktarı tayin edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşama düzeyi dikkate alınmalıdır....

      -TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacının açtığı dava ile bu nafakanın 3.000,00.-TL'ye yükseltilmesini talep ettiği, buna gerekçe olarak da davalının gelir durumunun yükselmesini ve kendi ekonomik durumunda bir değişiklik olmadığını göstermiştir. Davacıya daha önce bağlanan nafaka bir yoksulluk nafakasıdır. Bu nafakanın amacı boşanma ile davacının yoksulluğa düşmesini engellemektir. Bu nafaka asla bir zenginleşme aracı olarak kullanılamaz. Davacının tüm geçimini yoksulluk nafakası ile sağlamak istemesi de iyi niyet kuralına aykırıdır. Taraflar yaklaşık 10 yıl önce boşanmışlardır. Bu kadar zaman geçmesine rağmen davacının halen işsiz olduğunu ve nafaka ile geçindiğini iddia etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacı dava dilekçesinde müşterek çocuğun üniversite kazandığını ve masraflarının arttığını söylemişse de yoksulluk nafakası boşanma sonunda davanın taraflarına verilen bir nafaka olup bu nafakaya müşterek çocuklar gerekçe yapılamaz....

      Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Buna göre somut olayda; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği 2016 yılına göre olağanüstü bir değişiklik bulunmadığından, yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekmektedir. ÜFE oranı hesaplanırken önceki nafaka davası dosyasının kesinleşme tarihi ile yeni nafaka davasının açıldığı tarih dikkate alınır. Eldeki davada; Çorum 1. Aile Mahkemesinin 2014/681 Esas, 2016/342 Karar sayılı dosyası ile kadın yararına 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve bu kararın 20/06/2019 tarihinde kesinleştiği, istinaf incelemesine konu Çorum 1....

      Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, davacının nafaka artırım ilamının kesinleşmesinden kısa süre sonra bu davayı açtığı, bu kısa süre içerisinde, nafaka yükümlüsü olan davacı ile davalının şahsi, ekonomik ve sosyal durumlarında, dava konusu yoksulluk nafakasının kaldırılmasını yada yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası miktarında indirim yapılmasını haklı kılacak olağanüstü bir değişimin bulunmadığı ve davalının tespit edilen ekonomik durumu itibariyle yoksulluk durumunun ortadan kalkmadığı nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmüş ve başvurunun esastan reddi gerekmiştir....

      "yoksulluk nafakasının 80 TL daha arttırılarak aylık 150 TL'ye" ibaresinin karar metninden çıkartılarak yerine "yoksulluk nafakasının takdiren 90 TL'ye" ifadesi yazılmak suretile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 18.2.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılan yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Karar tarihi itibariyle, HMK.'nin ''İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar'' başlıklı 6763 sayılı yasayla değişik 341. maddesinin 2. fıkrasındaki kesinlik sınırı dikkate alındığında uyuşmazlık konusu değerin 5.390- TL'yi geçmediği anlaşıldığından, istinaf dilekçesinin kaldırılmasına karar verilen yıllık nafaka miktarı yönünden esastan incelemeye geçilmeksizin, HMK 346. ve 352. maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacı lehine boşanma ilamı ile hüküm altına alınan yoksulluk nafakasının artırılması için1998 yılında açılan davada, davalının evi, arabası ve giyim üzerine bir işyerinin bulunduğunun tespit edilerek değerlendirilmiştir. Temyize konu edilen bu davada ise; davalının giyim üzerine iki işyerini işlettiği, ayrıca arabası ve ...’deki kadastro çalışmaları nedeni ile adına tespit gören ve tamamı 3 dönüm civarında bulunan 11 adet tarla vasfındaki taşınmazının bulunduğu belirlenmiştir....

          UYAP Entegrasyonu