AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/02/2015 NUMARASI : 2014/1668-2015/117 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı müşterek çocuk Şeyma'nın 18 yaşını ikmal ettiğini belirterek, iştirak nafakasının kaldırılmasını, diğer davacı Meral için ise 2005 yılında 240TL olarak artırılan yoksulluk nafakasının yıllar içinde artışla 400TL olarak ödendiğini, davalının, diğer davacı Şeyma'ya ödediği iştirak nafakası dahil her ay 720TL ödeyebilecek ekonomik gücü olduğunu belirterek, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 700TL olarak artırımını istemiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı lehine hükmedilen 125 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olacak şekilde aylık 250 TL'ye ve müşterek çocuk yararına hükmedilen 125 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olacak şekilde aylık 250 TL'ye çıkartılarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-)Davalının, yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; Kural olarak, nafaka miktarının yeniden belirlenebilmesi için yasada belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır....
Bu nedenle davacı kadına takdir edilen yoksulluk nafakasının yeterli olduğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
, azaltılması(indirilmesi) talebini de kapsadığı, boşanma ilamında her yıl TEFE'de meydana gelen değişiklik oranında artırılmasına karar verildiği, hesap bilirkişisi raporunda, yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 07/02/2019 tarihi itibariyle 1.271,48 TL olduğunun tespit edildiği, davalının ekonomik durumundaki gelişme, davacının ekonomik durumundaki azalma ve TMK'nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile; Çarşamba 2....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile düşük nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 2013/755 Esas ve 2014/874 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, mahkemece davalı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,yoksulluk nafakasının müvekkilini ekonomik açıdan sıkıntıya soktuğunu, nafakanın takdir edildiği tarihte davalının çalışmadığını ancak aradan geçen sürede davalının çalışmaya başladığını ileri sürerek, yoksulluk nafakasının hakkaniyet ölçüleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; davalının yoksulluk halinin sona ermediğini, bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; tarafların boşanmasından sonra davalının asgari ücretle çalışmaya başlaması,davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte olmadığı, yoksulluk nafakasının kaldırılma koşullarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemiyle açılmıştır. Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m.176/4) Bu yasal düzenlemeye göre iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. TMK'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk nafakası artırımına ilişkindir. Tüm dosya kapsamından tarafların Ortaköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/709 Esas- 2010/312 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, kararın 21/04/2012 tarihinde kesinleştiği, cari yoksulluk nafakasının boşanma ilamı ile belirlendiği anlaşılmaktadır. TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin usta öğretici olarak çalıştığını, aylık kazancının 3200 TL olduğunu, almış olduğunu maaşın hayatını idame ettirecek düzeyde olmadığını, müvekkilinin kendi aile bireylerinin maddi desteği ile geçimini sağladığını belirterek nafakanın kaldırılması-azaltılması adı altında açılan mevcut davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda "1- Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin REDDİNE, 2- Davacının yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin kısmen KABULÜ İLE, 3- Van 2....
Nafaka, anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlense bile, sonraki zamanlarda nafaka borçlusunun sosyal ve ekonomik durumunda elinde olmayan nedenlerle ve iradesi dışında öncekine nispeten önemli ölçüde değişiklik olması ve bu değişiklik neticesinde nafaka borçlusu yönünden mevcut nafaka ve nafaka ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmesinin çekilemez bir hal alması durumunda nafaka, şartlara göre uyarlanabilir, miktarında indirim yapılabilir. Dolayısıyla, sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge, sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle tarafların biri aleyhine katlanamayacak derecede bozulmuşsa, taraflar artık o akitle bağlı tutulmazlar. Taraflar, TMK'nın 2. maddesinden yararlanarak değişen koşullar karşısında sözleşmenin yeniden düzenlenmesini isteyebilirler....