Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının davasının kısmen kabulü ile aylık 1500 TL yardım nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; nafaka miktarını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. TMK.nun 328/1.maddesine göre ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Aynı yasanın 2.fıkrasına göre ise, Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 364.maddesine göre; Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür....

Davacı vekili, davalı lehine hükmedilen aylık 2.000 TL yardım nafakasının 700 TL'ye düşürülmesini istemiş, ilk derece mahkemesiyardım nafakasını 800 TL düşürerek aylık 1.200 TL yardım nafakasının davalıya ödenmesine hükmetmiştir.Davacı yardım nafakasının 1.300 TL azaltılasını talep etmiş olup, ilk derece mahkemesince talebin 800 TL'si kabul edilmiş ve 500 TL'lik kısmı reddedilmiştir. Reddedilen nafaka miktarının bir yıllık toplam tutarının 500x12=6.000,00 TL olduğu, kararın reddedilen kısım itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun miktar itibariyle reddine karar verilmiştir....

Mahkemece; davanın kısmen kabulüne; aylık 500.00.- TL yardım nafakasının karar tarihinden itibaren davalıdan alınmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir . 1 -Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2 - Mahkemece oluşturulan hükümde yardım nafakasının karar tarihinden itibaren ödeneceği belirtilmiştir. 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, yardım nafakasının ödenmesine dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; karar tarihinden itibaren ödenmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "davanın kısmen kabulüne, davacı için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdir edilen aylık 2.500TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aylık 2.500TL arttırılarak dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 5.000TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 5.000TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kararın kesinleşme tarihinde nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına" karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davalının nafaka ödemelerini güçlükle yerine getirebildiğini, ekonomik sosyal durum araştırmasının yanlış yapıldığını belirterek öncelikle tedbir nafakası miktarının azaltılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına, aylık 1.000,00 TL nafaka verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Mahiyeti itibariyle (TMK. nunun 328/2- 364/1 mad) istenilen nafaka yardım nafakası niteliğinde olup mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu "iştirak nafakası" olarak hüküm oluşturulması doğru değilse de, Bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yönlere ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile ilamın karar başlığında davacı bölümünden sonra gelmek üzere “BİRLEŞEN DOSYANIN DAVACISI: ...- ... kızı 1989 doğumlu ..........” cümlesinin yazılmasına, yine hükmün ikinci maddesindeki "...aylık 200 YTL iştirak nafakasının…” sözlerinin çıkarılarak yerine "…aylık 200 YTL yardım nafakasının…” sözlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 7.60 YTL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 06.10.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      -K.sayılı ilamı ile davalı yararına hükmedilen aylık 400 TL yardım nafakasının dava tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yardım nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 328/2. maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Türk Medeni Kanununun 364/1. maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365.maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir....

        Mahkemece, maaşından nafaka nedeniyle yapılan kesinti sonrasında geriye kalan paranın davacının hayatını idame ettirmesine yetecek seviyede olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı ...’dan 140 TL, davalı ...’dan 160 TL yardım nafakasının tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. TMK’ nun 364. maddesine göre; “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Yine aynı kanunun 365. maddesinin 2. fıkrasında ; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.” düzenlemesi yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 7.6.1998 gün, 1998/656;688 sayılı ilamında da; “:...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür ( eğitim ) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların” yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama sonunda kararda yazılı gerekçeyle;"Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı; nafaka miktarı ile vekalet ücreti yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMK 364.- 365. maddeleri ile düzenlenen "Yardım Nafakası"'na yöneliktir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 364. maddesine göre; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür." Aynı Kanunun 365/2.maddesinde de; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." düzenlemesi yer almıştır....

          Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

          Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Eğitime devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimi tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

          UYAP Entegrasyonu