Aile Mahkemesinin 2008/773 esas 2009/426 karar ve 10/12/2009 kesinleşme tarihli ilamı ile davacı T1 için takdir edilen aylık 200 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 07/09/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdiren 1.000 TL daha artırılarak toplam 1.200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı lehine hükmolunan tedbir nafakasının her yıl 15 Ocak tarihi itibari ile bir önceki yılın DİE tarafından açıklanan yıllık ÜFE oranına göre artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Aksaray 1....
Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının itirazdan itibaren 6 ay içerisinde itirazın kaldırılması davası açmadığını, aradan çok uzun zaman geçtikten sonra davanın açıldığını, takip dayanağı nafaka alacağının Milas 2. Asliye Hukuk Mah(Aile Mah) 2016/159 E. Sayılı dosyasında önce tedbir nafakasının kaldırıldığını ve yoksulluk nafakasının reddedildiğini, mahkeme kararları dava dosyası içinde olup celp edilip incelendiğinde bunun görüleceğini, davacı tarafın müvekkiline açmış olduğu bu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine, davacının alacağın %20' si oranında kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir....
Kararın öncesindeki usuli yada maddi hataların bulunduğu, ya da şartların değiştiği gerekçesi ile kesin hükmün sonuçlarını değiştirecek şekilde yeniden deliller değerlendirilip, boşanma kararının 7.5.2009 tarihinde kesinleşmesi ile sona eren aylık 300,00 TL tedbir nafakası ve TMK.176/1 maddesi uyarınca toptan hükmedilen 10.800,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Kaldı ki yasa da irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın tarafların ekonomik ve sosyal durumunun değişmesi halinde mahkemece değiştirilmesi olanaklı olup, toptan hükmedilen nafaka için yasada indirilmesi ya da kaldırılması yönünde düzenleme de bulunmamaktadır....
Somut olayda; davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin yanı sıra davalının işe giriş tarihinden başlamak üzere davacının nafaka borcu olmadığının tespiti ve fazla ödenen nafaka bedellerinin istirdadı talepleri de bulunduğu halde, mahkemece; tüm talepler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece; anılan kanun maddelerine uyularak yapılan yargılama sonunda oluşturulacak hükümde davacının sözkonusu yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin yanı sıra davalının işe giriş tarihinden başlamak üzere davacının nafaka borcu olmadığının tespiti ve fazla ödenen nafaka bedellerinin istirdadı taleplerinin de olumlu veya olumsuz şekilde karşılanması ayrıca yoksulluk nafakasının hangi tarihten itibaren kaldırıldığının belirtilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir....
GEREKÇE: Asıl dava; kadın tarafından açılan tedbir nafakasının artırılması, karşı dava; erkek tarafından açılan tedbir nafakasının kaldırılması, birleşen dava; erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Asıl ve karşı dava yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Davacı karşı davalı kadın mahkemenin 17/01/2011 tarih 2010/279 Esas - 2011/15 Karar sayılı dosyasında müşterek çocuk Aytekin lehine hükmedilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının aylık 450,00 TL'ye, kadın lehine hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının aylık 550,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini istemiş, davalı karşı davacı erkek de süresi içerisinde ibraz ettiği karşı dava dilekçesi ile ayrı yaşamakta haklı olmadığını iddia ettiği davalıya ödenmekte olan tedbir nafakasının kaldırılmasını istemiştir....
DAVA TÜRÜ : Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kendi davasının reddi yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; tedbir nafakasının miktarı ve nafaka ödeme süresinin sınırlandırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının tedbir nafakasının miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hukuk Genel Kurulu'nun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği hüküm altına alınmıştır....
Tüm dosya kapsamına göre; şikayetin Antalya İcra Müdürlüğündeki takibe ilişkin olması nedeniyle Antalya İcra Mahkemesinin itirazın kaldırılması davasında yetkili olduğu, itirazın kaldırılması davalarında davanın kabulü halinde davalı aleyhine para cezası takdirinde isabetsizlik bulunmadığı, ara karar gereğince verilen tedbir nafakasının takibe konulmuş olduğu, davalının tedbir nafakasının netleşmediğine yönelik istinaf istemlerinin isabetli olmadığı görülmüştür....
Kural olarak, nafaka davalarında; mahkemece hükmedilen nafakanın geçerlilik tarihi daima dava tarihidir. Bu husus, 28.11.1956 gün 15 E., 15 K. sayılı Y.İ.B.K.'da "nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder" şeklinde belirtilmiştir. Yine, belirlenen nafakanın aylık ödeneceği hususu da kanun hükmüdür. Mahkemece, hüküm altına alınması istenilen iştirak nafakasının "karar tarihinden itibaren aylık 200 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına " şeklindeki hükmü anılan İBK'na ve Yerleşik Yargıtay Kararlarına aykırıdır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde nafaka kararına hükmedilmeden yaptığı ödemelerin nafakaya mahsup edilmesini gerektiğini iddia etmiş ise de; banka hesap dökümü getirilip incelendiğinde, ödemelerde herhangi bir açıklamanın bulunmadığı gibi, takip dayanağı tedbir nafakasına dair 02/07/2020 tarihli ara kararından önce yapılan ödemeler olduğu da dikkate alındığında, Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere nafaka yükümlülüğü doğmadan yapılan ödemelerin nafaka borcundan mahsup edilemeyeceği anlaşılmıştır. Ayrıca yapılan bu ödemeler ahlaki bir yükümlülüğün yerine getirilmesinden ibaret olup bu sebeple de nafaka borcundan mahsup edilemez. (Yargıtay 12....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı - karşı davalı vekili yasal süresinde sunduğu 01.03.2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davalı - karşı davacının nafaka almaya başladıktan sonra çalışmaya başladığını, çocuğun giderlerini de çocuğun nafakası ile karşıladığını, müvekkilinin toplamda 700 TL nafaka ödeyeceğini, müşterek çocuğun küçük olmadığını, anneye ihtiyacının kalmadığını, müvekkilinin ortak çocuğa daha iyi bir gelecek sağlayabileceğini, ortak çocukla görüşmeden karar verildiğini, davalı - karşı davacının tam zamanlı çalışmaya başladığını, çocuğa anneannesinin baktığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının tamamen kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Asıl dava; tedbiren velayetin değiştirilmesi ve tedbir nafakasının kaldırılması; karşı dava tedbir nafakasının artırılması istemine ilişkindir....